İkisi de köklü birer geçmişe sahip olan İsveç merkezli Astra ve İngiltere merkezli Zeneca, bundan tam 20 yıl önce güçlerini sağlık için birleştirdi ve dünyanın en önemli ilaç şirketlerinden biri olan AstraZeneca’yı yarattı. AstraZeneca o günden beri bilimin sınırlarını zorlayarak “önce hasta’’ ilkesiyle faaliyet gösteriyor, yaşama değer katmak için çalışıyor.
Bugün 65 bin çalışanı ve 29 üretim tesisiyle, solunum-otoimmünite, kardiyovasküler-renal & metabolik hastalıklar ve onkoloji alanında, tüm dünyadaki hastalar için devrim niteliğinde tıbbi gelişmelere imza atan AstraZeneca, 6 Nisan 1999’da İsveç merkezli Astra ve İngiltere merkezli Zeneca’nın birleşmesiyle kuruldu. Birleşmesinin yirminci yılında bugün toplam cirosunun yaklaşık yüzde 20’sini Ar-Ge’ye yatıran, 17 ülkede üretim yapan ve Türkiye’de de 400’den fazla çalışanı bulunan AstraZeneca, hastaların hayatlarında anlamlı bir fark yaratacak yenilikçi ilaçları sağlığın hizmetine sunma hedefiyle faaliyetine devam ediyor.
AstraZeneca Türk tıbbına büyük bir heyecan ve enerjiyle hizmet ederken, sahip olduğu sürdürülebilirlik kültürüyle de örnek olmayı hedefliyor. 2001 yılından beri Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nin bir üyesi olan AstraZeneca 2018 yılında 17’inci kez Dow Jones Endeksi’nde yer alarak, ilaç sektörünün sürdürülebilirlik liderlerinden biri olmayı sürdürdü. 2018 yılında, dünyanın en sürdürülebilir şirketlerinin yer aldığı “Corporate Knights Global 100” listesine de ikinci kez girmeyi başaran AstraZeneca, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik uygulamaları ile öne çıktı. Ayrıca AstraZeneca Türkiye, Great Place to Work Enstitüsü’nün 2018 yılında açıkladığı Türkiye’nin En İyi İşverenleri listesinde 250-500 çalışan kategorisinde yer aldı. AstraZeneca böylece, her şeyden önce insana değer veren yenilikçi ve eşitlikçi uygulamalarıyla, “İyi Bir İşyeri” olma stratejisi doğrultusunda emin adımlarla ilerlediğini bir kez daha gözler önüne serdi.
AstraZeneca 20 yıldır, yaşama değer katan ilaçları keşfetmek için bilimin sınırlarını zorlarken topluma değer katma arzusuyla çalışıyor. Buradan hareketle insan ve toplum için artı değer üretme isteği ve ihtiyacından yola çıkarak geliştirdiği projelerle toplum sağlığının geliştirilmesine destek vermeyi hedefliyor. Dünya genelinde hayata geçirilen Genç Sağlığı Programı (Young Health Programme) ise, özellikle gençlerin sağlığını olumlu etkilemeye yönelik çalışmaları birleştiren bir şemsiye program niteliği taşıyor. Şimdiye kadar 5 kıtada ve Türkiye dahil 21 ülkede 1,6 milyon gencin hayatına dokunan Genç Sağlığı Programı 2018’de The Ethical Corporation Responsible Business Awards’a layık görüldü ve Yılın En Başarılı Toplumsal Yatırımı seçildi. AstraZeneca Türkiye bugüne kadar Genç Sağlığı Programı kapsamında Türkiye’de de “Hey Genç! Harekete Geç!” ve “Ben Ergenim” gibi iki önemli projeye destek oldu ve bu doğrultuda T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, TOÇEV ve Türkiye Diyabet Vakfı ile iş birliklerine imza attı.
AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış, Astra ve Zeneca’nın birleşmesinin yirminci yılı konusundaki düşüncelerini şöyle özetledi: “Hastaların hayatlarında anlamlı bir fark yaratmak için çalışarak geçen 20 yılımıza bakarken, bilimin öncülüğünde ve hastaları merkeze alarak çalışacağımız bir geleceğe odaklanmaya devam edeceğiz. Bugüne kadar AstraZeneca’da emeği geçen tüm çalışanlarımızın çaba ve cesaretlerinin sonucu olarak çığır açan tedavileri sağlığın hizmetine sunuyoruz. Sadece bilimsel anlamda öncülerden biri olmakla da yetinmiyor içinde faaliyet gösterdiğimiz toplumlara ve doğaya katkı sağlamaya yorulmadan devam ediyoruz. Kurumsal değerlerimize, sürdürülebilirliğe, yenilikçi tedavileri sağlığın hizmetine sunmaya, iyi bir işyeri olmaya ve çalışan gelişimine olan bağlılığımızla daha nice başarılara birlikte imza atacağız ve her zaman olduğu gibi yaşama daha fazla değer katmak için çalışmaya devam edeceğiz.”