Tıbbi teknoloji alanında çığır açan yeniliklere öncülük eden Siemens Healthineers, görüntüleme teknolojileri ve sistemleriyle, Türkiye’nin hemen her şehrindeki hastanelerde ve sağlık merkezlerinde, teşhis ve tedavi süreçlerini hızlandırarak, hastalara ve sağlık profesyonellerine destek oluyor. Bu hastanelerden birisi de ülkemizin radyoloji alanında, uluslararası ölçekte tanınan referans merkezlerinden biri olan Gazi Üniversitesi Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı. Yapay zeka özellikleriyle ve 3 Tesla MR gücüyle öne çıkan Siemens Healthineers MAGNETOM Lumina’yı bölümlerinin klinik ve akademik süreçlerinde deneyimleyen Prof. Dr. Nil Tokgöz ile bir röportaj gerçekleştirdik:

Gazi Üniversitesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı’nın misyonu, akademik vizyonu ve kliniğinizin öne çıkan özellikleri nelerdir?
Gazi Üniversitesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı, ulusal ve uluslararası ölçekte tanınan bir referans merkezidir. Temel misyonumuz, ileri teknolojili görüntüleme yöntemlerini hasta odaklı tanı ve tedavi süreçlerine entegre ederken, aynı zamanda akademik niteliğimizi bilimsel araştırmalarla güçlendirmektir. Multidisipliner çalışma kültürüyle beyin ve sinir cerrahisi, nöroloji, onkoloji, kardiyoloji, ortopedi gibi birçok branşla yakın iş birliğiyle tanısal ve girişimsel radyoloji hizmetleri sunuyor; lisans, yüksek lisans ve tıpta uzmanlık öğrencilerine ileri düzey eğitim veriyoruz. Ayrıca, yenilikçi cihazlar, yazılımlar ve yapay zeka destekli çözümleri hızla pratiğimize adapte ederek, bilim dünyasına rehberlik edecek nitelikte araştırma projeleri yürütmekteyiz.
Siemens Healthineers MAGNETOM Lumina 3 Tesla MR cihazının klinik rutin ve araştırma perspektifinden hastanenize sunduğu avantajlar neler?
Siemens Healthineers MAGNETOM Lumina 3T MR sistemi, yüksek manyetik alan gücüyle anatomik yapıları daha yüksek çözünürlükte ve sinyal/gürültü oranı (SNR) avantajıyla görüntüleme imkânı sunuyor. Bu sayede daha kısa sürede daha detaylı anatomik bilgi elde edebiliyoruz. İleri nörolojik, onkolojik, kardiyak ve kas-iskelet protokollerinin yanı sıra, perfüzyon, difüzyon, fMRI, traktografi ve MR spektroskopisi gibi fonksiyonel ve fizyolojik parametreleri de kliniğe entegre etmemizi sağlayacak. Klinik rutinde bu performans erken tanı, doğru evreleme, hedefe yönelik tedavi planlama ve cerrahi öncesi daha detaylı rehberlik anlamına geliyor. Araştırma boyutunda ise 3T gücünün sağladığı yüksek SNR sayesinde daha hassas veri toplayarak, ileri düzey klinik araştırmalar, yapay zeka destekli görüntü analizi ve kuantitatif parametre ölçümleriyle uluslararası düzeyde bilimsel çalışmalar yapabilmek mümkün hale gelebilecek.
MAGNETOM Lumina’da bulunan yapay zeka tabanlı Deep Resolve teknolojisinin klinik uygulamalara sağladığı faydalar nelerdir?
Deep Resolve Boost teknolojisi düşük gürültüyle yüksek çözünürlüklü görüntülerin elde edilmesini sağlayarak çekim sürelerini kısaltırken hasta konforunu artırır. Daha hızlı protokollerle hasta hareketinden kaynaklı artefaktları azaltır, tanıya giden süreci kısaltır ve özellikle acil vakalarda kritik öneme sahip olan hızlı aksiyon alma imkânı sunar. Örneğin, onkolojik vakalarda daha kısa sürede elde edilen yüksek kalitedeki görüntüler, tümör yapısının, vaskülaritesinin ve yayılımının daha doğru analizine olanak tanır. Nörolojik olgularda ise yapısal ve fonksiyonel verilerin daha kaliteli bir şekilde sunulması, cerrahi planlama, radyocerrahi uygulamaları veya nörodejeneratif hastalıkların erken evrede saptanması gibi süreçleri olumlu etkiler.
3T MR sistemlerinin getirdiği imkanlarla, departmanınızda hangi yeni araştırma ve uygulama alanlarına odaklanıyorsunuz?
3T MR kapasitemiz, beyin tümörleri, epilepsi, demans ve diğer nörolojik hastalıklar alanında gelişmiş fonksiyonel görüntüleme (fMRI), doku karakterizasyonunda spektroskopik analizler ve traktografi ile beyin bağlantısallığını inceleyen projeler yürütmemize imkân veriyor. Onkoloji alanında tümörlerin mikroçevresini, difüzyon ve perfüzyon temelli parametrelerle derinlemesine analiz ederken; tedaviye yanıtın erken dönemde değerlendirilmesi, akıllı tedavi ajanlarının etkinliğinin görüntüleme ile ölçülmesi gibi çalışmalara da zemin hazırlıyoruz. Kardiyak görüntülemede 3T’nin sağladığı üstün sinyal avantajı ile miyokard dokusunun doku karakterizasyonu, fibrozis değerlendirmesi ve ritim bozukluklarına yönelik risk analizleri geliştirmekteyiz. Böylece kliniğimiz, tanısal doğruluk ve tedavi planlama süreçlerinde uluslararası literatüre katkı sağlayacak özgün verilere ulaşmayı hedeflemektedir.

3 Tesla gücündeki bir MR sistemi hasta deneyimini ve tanısal doğruluğu nasıl etkiliyor?
Hastalar açısından bakıldığında en önemli avantaj, daha kısa çekim süreleri ve daha yüksek tanısal kesinliktir. Bu durum, özellikle çocuklar, yaşlılar ve klostrofobi gibi nedenlerle çekim sürecinde zorluk yaşayan hasta grupları için konforlu bir deneyim anlamına gelir. Yüksek manyetik alan ve gelişmiş rekonstrüksiyon algoritmaları sayesinde doku kontrastı ve anatomik detaylar daha net şekilde ortaya çıkar; bu da doğru tanı şansını artırarak gereksiz tekrar tetkiklerin önüne geçer. Ayrıca tedaviye yanıtın daha hızlı ve hassas şekilde ölçülebilmesi, hastaların takip protokollerinin kişiselleştirilmesini kolaylaştırır.
Gazi Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı, Siemens Healthineers ile sürdürülen iş birliğinden nasıl faydalanıyor?
Siemens Healthineers ile uzun süreli iş birliğimiz, satış sonrası teknik destek, yazılım güncellemeleri, eğitim programları ve araştırma projelerinde danışmanlık dahil olmak üzere çok boyutlu bir etkileşim içeriyor. Bu sayede son teknolojilerin kliniğimize entegre edilmesi, çekim protokollerinin optimizasyonu, veri analizi yazılımlarının adaptasyonu ve personelimizin sürekli eğitimi sağlanmaktadır. Ayrıca ortak yürütülen proje ve çalıştaylar, yeni fikirlerin geliştirilmesi ve uluslararası arenada görünürlüğün artırılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu stratejik iş birliği, hem klinik hem de akademik standartlarımızı üst seviyeye taşımamıza katkıda bulunuyor.
3T MR teknolojisini kullanarak hangi yeni alanlarda fark yaratmayı hedefliyorsunuz?
Önümüzdeki dönemde yapay zeka tabanlı otomatik post-processing araçlarını, kuantitatif görüntüleme parametrelerini ve kişiselleştirilmiş tıp uygulamalarını kliniğimize daha güçlü biçimde entegre etmeyi planlıyoruz. Bu sayede hastalıkların tanı ve takip süreçlerinde öngörülü, risk analizi yapabilen, tedaviyi yönlendirici veriler elde etmek mümkün hale gelecek. MR teknolojisiyle birlikte 3T MR’ın avantajlarından da yararlanarak tümör karakterizasyonu, inflamatuvar süreçlerin detaylı analizi ve nörodejeneratif hastalıkların daha iyi anlaşılması gibi konularda uluslararası literatüre katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Amacımız, hem ülkemize hem de dünya tıbbına yenilikçi, değer katan bilimsel çıktılar sunarken, hastalarımıza da en ileri düzeyde sağlık hizmeti verebilmektir.