Yaşlanan nüfusun sorunlarına geliştirilecek yaratıcı çözümler, sağlık sektöründeki firmalar için farklılığı sağlayacak, esneklik konularından biri olacak gibi gözüküyor.
‘Yalnız Yaşıyorum’ Güney Kore’nin en popüler Televizyon programlarından biri. Evlenmek ve çocuk yapmak gibi geleneksel yaşam tarzına karşı çıkan 20 ve 30’lu yaşlardaki Güney Koreli genç nesil kendine Sampo Nesli diyor. Bu seçimlerini ekonomik zorluklar ve eğitim, etnik ve dinsel konuları içeren demografik dengesizlikler sebebiyle aldıklarını söyleyen Güney Koreli gençler yalnız da değil. İspanya ve Japonya’nın da içinde olduğu 23 ülkedeki nüfusun 2100’de %50 azalması öngörülüyor. Çin ise, 1964’te %43.4 olan doğum oranının, son yıllarda %10’un altına inmesiyle, çocuk yapma iznini 3 çocuğa çıkardı.
Dolayısıyla insan soyunun nasıl son bulacağına ilişkin teorilere “zorluklar sebebiyle çocuk yapmayarak” teorisi eklenmiş oldu.
Stereotip –lik (sosyal grubun içinde grubu en iyi temsil eden özellikleri taşıyan olmak)
Solomon Asch tarafından yürütülen bir araştırmada, denekler küçük gruplara dahil edildi ve deneklere “bu çizgilerin hangisi uzun” gibi çok basit sorular soruldu. Her grupta sadece bir kişi gerçek denekti; diğerleri yanlış cevap vermeleri istenen işbirlikçi deneklerdi. Gerçek denekler yanıtlarını en son, herkes kendi cevabını yüksek sesle söyledikten sonra vermek zorundaydı ve işbirlikçi denekler bilerek hep yanlış cevapları seçti. Sonuç: Gerçek deneklerin %75’i kendi beyninin onaylamadığı ama grubun desteklediği “yanlış” cevabı onayladı. İnsan için, bir grubun parçası olmak, doğru bilgiden daha önemli olabiliyor.
1964’te New York sakini Kitty Genovese vahşice öldürüldü. Öldürülmek tek başına yeterince trajik ama bu cinayeti ünlü yapan, saldırıya tanık olan tam 38 kişinin yardım ya da müdahale etmek için hiçbirşey yapmamış olması. Bu şok edici davranış sosyal psikologlar Darley ve Latane’yi araştırmaya yönelterek “seyirci kalma etkisi” denen olgunun keşfine neden oldu. Bir grupta tepkisine ahenkli olma isteği, tek başımıza yapacağımız tüm eylemleri etkiler. Bazen grup normu o kadar zorlayıcı olabilir ki, insanlar normalde akıldışı ya da mantıksız olarak değerlendirebilecekleri şeyleri sadece ahengi sağlamak için kabul edebilir.
Sampo kuşağının aykırı duruşuna dönersek; Bir ilişkiyi sürdürmek için beynin yaptığı yatırımlar, uğradığı değişimler, beraber olmaya verdiği tüm değerler, yaptığı tüm uzun vadeli planlar, alıştığı rutinler ve sosyal kabuller hesaba katıldığında, sosyal norm olan evlilikten ve çocuk doğurmadan uzaklaşan nesilleri incelemek sadece ekonomiyi ilgilendiren bir konu olmayabilir.
Psikolojide Esneklik
Hassas Derililer: Aile içi kaygılı-çelişkili bağlanan çocuklar, kaygılı, tedirgin, kararsız, tutarsız tavır ve tutum geliştirir. Yetişkinlikte yaşamın ve ilişkilerin zorluklarına karşı daha hassas ve savunmasız görünürler. Kırılgan ve kolayca pes eden bireyler olabilirler.
Sert Kabuklular: Aile içi kaygılı-kaçınmacı bağlanan çocuklar kaygılıdır ama kaygısız izlenimi yaratabilir. Yetişkinlikte soğukkanlı, ilgisiz, kayıtsız, kontrolcü bireyler olurlar. Fakat özellikle öngöremedikleri yer ve zamanlarda darbe alırlarsa, boydan boya çatlayıp, kırılabilirler.
Esnek ve Dayanıklılar: Aile içi güvenli bağlanan çocuklar, neşeli, canlı, meraklıdır. Yetişkinlikte duyarlı, iletişim, empati yeteneği yüksek, özgür ve esnek; dolayısıyla da değişime kolay uyum sağlayabilen bireyler olurlar.
Yaşlanan Dünya
2017’de 141 milyon olan 80 yaşının üstündeki insan nüfusu, 2100’de 866 milyona yükselecek. Yaşlanan nüfusun sorunlarına geliştirilecek yaratıcı çözümler, sağlık sektöründeki firmalar için farklılığı sağlayacak, esneklik konularından biri olacak gibi gözüküyor.
Referanslar:
Sampo Generation, Bloomberg Business
Fertility Rate: ‘Jaw Dropping’ Global Crash in Children Being Born, BBC
Yatıyorum, Birşey İstiyor musun? Psikoterapist Şule Öncü
Aptal Beyin, Dr. Dean Burnett