Siz bilinçaltınızı bilince dönüştürene kadar, o sizin hayatınızı yönlendirecek ve siz ona kader diyeceksiniz.
— Carl Gustav Jung
Neden hep bunu yaşıyorum? Neden hep bu benim başıma geliyor?
Neden hep aynı kişiler beni buluyor? Neden hep aldatılıyorum?
Çoğumuza bu sorular yabancı gelmemiştir.
Aslında soru kısmındaki özne de yanlış. Sorunun soruluş tarzı yanlış.
Öncelikle farkındalık buradan başlamalı.
“Neden hep aynı kişiler beni buluyor?” yerine soruyu seçimlerimizin sorumluluğunu alarak sormalıyız “Neden hep aynı kişileri buluyorum?”
Çoğunuz “Nasıl yani, neden ben kendime iyi gelemeyecek bir seçim yapayım ki?” diyor olabilirsiniz.
Evet aslında büyük çoğunluğu bizim bilinçli olmayan seçimlerimiz.
Yani farkındalıkla yaptığımız frontal korteksimizi kullanarak yaptığımız seçimler değiller.
Peki bunları kim seçiyor ve neden seçiyor?
Bunlar aslında bilinç altı ya da bazılarına göre bilinç dışı dediğimiz şey seçiyor.
Aslında hayattaki çoğu seçimlerimize bilinçaltımız hükmediyor. Uzun zamandır reklamlar, politikacılar bunun farkında oldukları için hazırlıklarını bilinç altımıza göre yapıyorlar.
Son günlerde sıklıkla duymuş olduğumuz nöro-marketing çoğunlukla bilinç altımızın verdiği bu kararları etkilemek üzerine çalışmaktadır.
Hayatımızda var olan istemediğimiz döngülerin büyük çoğunluğunun bilinçaltımızdan kaynaklandığından bahsettik. Fakat, bir anlamda hatalı olan bu program bilinçaltımıza nasıl yerleşiyor?
Bu programlar, bir başka deyişle şemalar çoğunlukla çocukluk çağımızda bizim doğru olarak kabul ettiğimiz düşünce yapıları ile bilinçaltımıza yerleşiyor. Ya da bizi çok etkileyen travmatik durumlarda beynimiz yaşadığımız durumları sağlıklı işleyemediği için bu programı hatalı kaydedebiliyor böylece benzer durumlarda aynı programı beynimiz çalıştırmaya başlıyor.
Bilinçaltımız, bilincimize göre daha hızlı ve hayatta kalma programlarını çalıştırdığı için çok da bizim için hayatta kalma dışında sağlıklı kararlar verdiği söylenemez.
Bu programlar biz farkında olmadan bilinçaltında bir nevi stand-by modunda çalıştığı için benzer durumlarla karşılaştığımız zaman program aktif oluyor ve karar mekanizmamızı ve davranışlarımızı etkiliyor. Bu seçimlerimiz küçük, çok önem vermediğimiz olaylarda karşımıza çıktığı gibi eş seçiminde bile karşımıza çıkabilmekte. Örneğin, alkolik olduğu ve bundan çok şikayetçi bir babanın kızı yine babasına benzer alkolik bir eş seçimi yapabiliyor.
Bilinçli olarak kendisine zaten şikayetçi olduğu bu tip bir eş seçimini neden yaptığı kendine sorulduğunda bilmediğini fakat derinlemesine bir araştırma yapıldığında “benzer bir yapıda eş seçmesinin sebebinin ise; alkolik birinin sınırlarını bildiğini, tanıdık ve bildik bir yapı olduğu, alışkın olduğu bir kişilik olduğu sonucu çıkıyor. Alkolik olmayan birinin ise kendisi için bir bilinmezlik olduğunu, ne tür kötü durumlarla karşılaşacağını bilemediğini ve sınırlarını bilmemenin belirsizliğinin onu korkuttuğu sonucuna varılmakta.
Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi kararlarımızı verirken sonradan pişman olacağımız, bilinçli olarak vermediğimiz kararlar çoğunlukla bilinçaltımızdaki bazı inançlarla veriliyor.
Farklı durumlarda, seçimlerimizde, kararlarımızda sürekli aynı döngü içinde olmamızın sebebi bu kök inanç, çekirdek inanç dediğimiz durumlardan kaynaklanıyor.
Çoğu zaman profesyonel bir yardım almadan bunu fark edemiyoruz. Profesyonel bir yardımla çoğu zaman kök inancı, olayı fark ettiğimiz zaman ve neyi, neden yaptığımızı gördüğümüzde artık bu davranış örüntüsünün değiştirebiliyoruz. Fakat biz de bu derin bir inanç oluşturdu ise bir terapi yöntemi ile bu döngüyü bozmak elimizde oluyor.
Bir başka örnek üzerinden gidelim. Bağlanma problemi olan bir kişi sürekli evlenip boşanıyor. Başladığı ilişkilerde de kısa bir süre sonra bir mazeret bulup ayrılıyor ve bunun sebebini bilmiyor. Kişi hep yanlış kişilerin kendisini bulduğunu, hep bu tür kişilerin kendisinin karşısına çıktığından şikayet ediyor. Asıl isteğinin ömür boyu sürecek bir birliktelik olduğundan bahsediyor. Bu kişi ile detaylı çalışıldığında kişinin ergenlik çağlarında oluşmuş bir kök inanç bulundu “Bağlanırsan kaybedersin!”.
Kişi bunu fark edince böyle bir şeyin hayatını bu kadar nasıl etkilediğine inanamadı.
Fakat böyle oluyor maalesef.
Sizin de hayatınızda tekrar eden ve sizi rahatsız eden döngüleriniz varsa bir de bu açıdan bakmanızı öneririm.