İstanbul Medikal ve Sağlık Ürünleri Tic. A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Sinem Torun:
“İstanbul Medikal 2024 yılına ürün gamına 24 yeni ürün ekleyerek girmeye hazırlanıyor”
İstanbul Medikal ve Sağlık Ürünleri Tic. A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Sinem Torun ile bir söyleşi gerçekleştirdik:
İstanbul Medikal’den ve faaliyet alanlarından bahseder misiniz?
İstanbul Medikal ve Sağlık Ürünleri Ticaret A.Ş, 2002 yılında limited şirket unvanı ile sağlık sektöründe faaliyet göstermeye başladı. Faaliyete başladığı günden bu yana da tam 22 yıldır yara alanında çalışmaktayız. Yara ürünlerinin yanı sıra ürün yelpazemizi de her geçen yıl genişleterek listeye sarf malzemeler, koruyucu ürünler, ameliyathane malzemeleri ve biyosidal ürünler ekledik. Hadımköy’deki 10.600 metrekarelik fabrika binamızın inşaatını pandemi sırasında bitirip taşınmamızdan sonra alanımız genişledi ve üretime daha uygun bir konuma ulaştık. İçimizdeki bitmek bilmeyen üretme isteği ve azmi de bu konuda tetikleyici oldu. 22 yıldır yapmak istediklerimizin sonu yok ve tüm hayallerimizi somutlaştırıp hayata geçirmek için de yüksek bir enerji ile çalışmaya devam ediyoruz.
İstanbul Medikal A.Ş’nin kurucusu Sinem Torun kimdir? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1979 yılında Yılmaz soyadı ile Bandırma’da doğdum. İlköğretim ve Liseyi bu sahil şehrinde tamamladım. Üniversite eğitimim sırasıyla şöyle ilerledi. İlk olarak Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden mezun oldum daha sonra ikinci üniversite olarak Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdim. Ardından İstanbul Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde bunların üzerine Pedagojik Formasyon eğitimimi tamamladım. Tüm bu farklı eğitimlerimden kazanımlarımı da iş hayatımda yeri geldikçe kullandım ve halen de bu kazanımlardan fayda görmeye devam ediyorum. İş hayatımda açık fikirliyimdir fakat şüpheciyimdir. Başarıya odaklıyımdır bilmediğim şeyler hakkında fikirlerimi gerçek gibi sunmam. Ama bildiğim, deneyimlediklerimi de başarıya ulaşmak için haddinden fazla ön plana çıkarırım. Zaten başarı yeteneğinle, azminle senin neyi becerebildiğindir. Kimse mükemmel değildir ben de kesinlikle değilim ama benden beklenenin en az %10 fazlasını yapmak kendimi her zaman güçlü hissettirir. Başarısızlıklarımda ise en büyük motivasyonum inadımdır. O duygu beni tekrar yerden kaldırır ve daha güçlü ayakta tutarak tekrar başlamama yardımcı olur. Yapacaklarımı ertelemeyi de sevmem, ertelenmesini de istemem. Kısaca yarının işini yarına bırakmayan ve bıraktırmayan bir kadın girişimciyim de diyebiliriz.
Kadın girişimci ve yönetici olarak peki kadınların işgücüne katılımı ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne katılım oranı da yükseliyor. Kadınların iş hayatında sadece görünür olması yeterli değil. Yönetimde kadınların olması yaratıcılığı arttırıyor. Artık biz kadınlar sahadan yönetime kadar her yerdeyiz. Özellikle bizim sektörde kadın dokunuşları büyük farklar yaratıyor. Sağlık sektörünün yönünü kadınlar değiştiriyor artık. Kadınlar daha vizyoner bir bakış açısı geliştiriyor. Kadınların enerjisinden daha fazla güç alınmalıdır. Her zaman bunu savunuyorum. Toplumsal kalkınma için kadınlar çok çok önem arz ediyor. Ekonomik olarak güçlenen kadın kalkınmada da önemli rol oynar. Teşviklerle kadın girişimciliğin güçlendirilmesi gerektiğine inanıyorum.
İş yaşamında kadın olmanın erkeklere oranla avantaj ve dezavantajları neler?
Avantajları kadınlar duygusal zekasını daha fazla kullanıyorlar. Duygular devreye girince yapılan her iş kalpten oluyor ve başarıyı getiriyor. Kadınlar gerçekten yaptıkları her işi kalpten yaparak en basit işi bile sanata çeviriyorlar. Fakat kadın iş yaşamı haricinde özel hayat, çocuk, ev idaresi gibi konulardan dolayı da erkeklere oranla daha fazla bölünüyor. Kadınlar iş hayatında zarar görebiliyor, mobbinge maruz kalabiliyor. Kararlar alınırken söz sahibi olamayabiliyor. Bir kadının önerdiği bir fikir hiç dikkate alınmazken bir erkek çalışanın aynı yola çıkan farklı bir söylemle dile getirdiği aynı fikir rağbet görüp övgüler alabiliyor. İşyerlerinde cinsiyetçi bir dil kullanılabiliyor, eşit işe eşit ücret uygulanmayabiliyor. En önemlisi liderlik sıfatlarını da ekibi kadın çalışanlar oluştursa da erkekler alıyor. Oysa ki liderliğin cinsiyeti olmaz. Mesleğin kadını, erkeği olmaz. Bu durumda erkekler daha fazla sorumluluk almalı ve cinsiyet eşitliğini sahiplenmeli. Yeni kararların alındığı yerlerde kadına yer vermeli. Eşit temsil temel bir insan hakkıdır. Eğer bunları sağlayamıyorsak bu da bu toplumun ayıbıdır.
Sizin şirketinizde kadın çalışan oranı nedir? Kadınlar için siz neler yapıyorsunuz?
Bizim çalışanlarımızın büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Cinsiyet ayrımcılığını ben de pozitif ayrımcılık yaparak kadınları destekleyerek protesto ediyorum. Birbirimize sahip çıkmamız gerekiyor kadın kadının yurdudur, umududur. Kızkardeşlik her zaman kazandırır diyorum. Kadınların özeni bizim şirketin başarısını arttırıyor. Kadın çalışanlarımızın varlığı hedef kitlemizle ilişkimizi olumlu yönde etkiliyor Bizim işimizde hizmet kalitesi ve hasta memnuniyeti ön planda olduğu için ve özellikle son yıllarda hastalarımızın %70’i çocuk hastalar olduğu için kadın istihdamı özellikle annelik vasfımızdan dolayı her zaman olumlu yönde katkılar yaptı. Ailelerin karşısında aynı hisleri paylaşan aynı beklentileri olan kişilerin olması hedef kitleye güven verdi. Kadın ağırlıklı bir şirket yapımızın olması şirkete girildiği andan itibaren belli oluyor zaten. Renkli seçimler, masalarda çiçekler, her detayda çok fazla özen var bizde. Bir de kutlanacak her zaman bir neden buluyoruz kendimize. Bunlar için sağladıkları bu güzel ortam için bu vesile ile tüm çalışan kadın iş arkadaşlarıma ve bize saygıda, sevgide, nezakette, incelikte kusur etmeyen tüm erkek çalışanlarıma çok teşekkür ediyorum.
Şirketinizin bünyesindeki ürün çeşitlerinizden biraz bahseder misiniz?
Şirketimiz kurulduğu günden bu yana ağırlıklı olarak yara ürünleri üzerine çalışmakla birlikte Parris markamız ile üretim ağımıza yıllar içerisinde birçok ürün ekledik. İlk olarak Parris markası ile venöz ülser yaralarının tedavisinde kullanılmak üzere Parris Çoklu Bandaj Setlerini ürettik. Daha sonra sırasıyla Parris İkili Bandaj, Parris Lenf Ödem Bandajları, Parris Varis Çorapları, Parris Retractörler, Parris Vulvar Varis Giysileri, Parris Tübüler Bandajlar ve Parris Giysiler üretildi. Daha sonrasında ise bize en çok ivme kazandıran, büyüme stratejimizde önemli bir adım teşkil eden ürünlerimiz markamıza katıldı. Bunlar da Parris Silikon Yara Örtüleri, Parris Silikon Yara Temas Tabakaları, Parris Silikon Bantlardır. Bu ürünler özellikle son yıllarda en fazla önem verdiğimiz konu olan Epidermolizis Bülloza hastalarının yaraları için tasarlandı. Ardından pandemi ile birlikte koruyucu ürünler üretimine de başladık. Hatta bu dönem ikinci bir markamızı daha hayata geçirerek Perra çocuk maskelerini ortaya çıkardık. Cerrahi maskeler, yüz korumalı cerrahi maskeler, cerrahi çocuk maskeleri, siperlikler, boneler, ameliyathane kullanımları için astronot bonelerden oluşan bir ürün yelpazesi oluşturduk koruyucu ürünler ailesinde. Şimdi 2024 yılında ise hidrokolloid yara örtüleri, kalsiyum alginatlı örtüler, stripler ve bunların yanı sıra cilt koruyucu bariyer kremler, cilt temizleyici köpükler, ciltten yapışkan sökücü spreyler gibi ürün gamına yeni katılacak bir ürün listemiz de oluştu.
En fazla önem verdiğimiz konu dediğiniz Epidermolizis Büllosa nedir? Ürünleriniz ile bu hastalığın bağlantısı nedir ve ürünleriniz bu hastalara nasıl bir kolaylık sağlamaktadır?
Epidermolizis Büllosa nadir bir hastalıktır. Halk dilinde “Kelebek” hastalığı olarak da bilinen bizim de çoğunlukla EB olarak adlandırdığımız bu hastalık deride ve mukozada bül (içi su dolu kabarcıklar-yanıkta da görüldüğü gibi) gelişimi olan bir hastalıktır. Genellikle büller bu bölgelerin maruz kaldığı bası ya da çarpma gibi benzeri olayların yaşanması ile gelişir. Epidermolizis büllosa genetik bir hastalıktır, genetik bağ dokusu bozukluğudur. Bilinen 30’dan fazla varyantı ile EB tipine göre çok çeşitli şiddetlerde ortaya çıkar. 3 ana tip ise simplex (basit), distrofik (kusur bırakan), jonksiyonel (derinin bileşke yerinde). Bu hastalık bazen akraba evliliği ya da diğer nedenlere bağlı olarak görülür. Türkiye’de kesin bir istatistik bilgi olmamakla birlikte 2000 tahmini hasta olduğu öngörülmektedir. Bizim kendi imkanlarımızla ulaştığımız ve varlığını bildiğimiz hasta sayısı 700 hastadır. Dünya’da yılda yaklaşık 200 çocuk EB ile doğmaktadır. Cinsel ve etnik grup ayrımı yapmaz, kalıtsaldır fakat ebeveynler taşıyıcı olduklarını bilemeyebilirler. Bulaşıcı değildir. Henüz tedavisi olmamakla birlikte umut veren bilimsel çalışmalar mevcuttur. Şimdiki tedavisi yara bakımı yapılarak yaralarının temiz tutulması ve yara içinde toz, krem, iplik vb yabancı maddelerden uzaklaştırılması, bandajlama ile de cilt enfeksiyondan ve sürtünmeden korunmalıdır. Bizim ürünlerimiz ile bağlantısına değinecek olursak yara ürünlerimiz birçok yara tipine hitap etmesinin yanısıra ar-ge çalışmalarımızda, ürün tasarım, geliştirme ve işlevsellikte özellikle Epidermolizis büllosa hastalarının yaraları düşünülmüş ve gözetilmiştir. Epidermolizis büllosa hastalarının yaralarının sürtünmeden, enfeksiyondan uzaklaştırılması ve kıyafetlerine yapışmasından korunması için bariyer görevi görecek yara örtülerine ihtiyaçları bulunmaktadır. Bu yara örtüleri cilde kolayca tutunmalı ve çıkarılırken pansuman değişimi esnasında cilde yapışmayan, ağrı, acı ve travmaya neden olmayacak ürünler olmalıdır. Bizim Parris Silikon Yara Örtülerimiz de bu noktada devreye giriyor. Ürünlerimiz hastaların konforunu arttıracak ince yapıda olup özel büyük boy çalışılmış ebatlar ile yaralarının tümünde kullanım kolaylığı sağlamaktadırlar. Ürünlerimiz cilde nazikçe tutunup, örtü değişiminde hastaya hafif temas sağlamaktadırlar. Parris Silikon Yara Örtülerimizi de yine kendi markamızın üretimi olan bandaj ve giysi grubumuz desteklemektedir. Örtülerin sabitlenmesi ve dış etkilerden korunması amacı ile yeni yara açılmasını önlemek, hastayı korumak adına özel üretilmiş, dikişlerin dışarıda olduğu, ciltte tahrişe ve temasa izin vermeyen, esnek ve koton yapıda her yaş grubuna uygun çorap, eldiven, tayt ve body şeklinde koruyucu giysilerimizi de örtülerimizin yanı sıra hastalarımıza sunmaktayız. Bu ürünler alerjik reaksiyona sebebiyet vermeyen silikon teknolojili ve üst katman poliüretan köpük ile üretilmiş yara bakıma destek ürünlerdir. Uygulamanın zor olduğu bölgelerde (uyluk, eklem, sakrum, topuk vb) ince yapısı nedeni ile vücuda çok kolay uyum sağlar. Yaranın ihtiyaç duyduğu nem dengesini sağlamakla beraber kontaminasyona sebep olmaz. Bu durum yara iyileşmesinde önemli bir rol oynar. Parris Silikon Temas Tabakaları ise yine şeffaf ve yumuşak silikon ile kaplanmış cilde tutunan por aralıkları sayesinde hastayı travmatize etmeden, sağlık mensubu çalışanının önerdiği krem, losyon gibi iyileştirici özelliği bulunan ve reçete edilebilen ürünleri uygulamaya imkân sağlamaktadır. İkincil örtü kullanımında olası örtü değiştirme esnasındaki travmayı önler. Maserasyon riskini en aza indirir. Epidermolizis bülloza hastalarının yaralarında kullanıma uygundur. Hastalara kullanım kolaylığı, rahatlık ve konfor sağlar. Aslında kısacası Parris markası bu hastalığın hizmetinde ve hep hizmetinde de olmak istemektedir.
Pandemi döneminde koruyucu ürünlere de başladık dediniz buna nasıl karar verdiniz?
Tam salgın döneminde bizim inşaat halindeki fabrika binamız da bitmek üzereydi. Hadımköy’de Akpınar sanayi bölgesinde başladığımız 4500 metrekarelik arsa üzerine 10.600 metrekarelik yeni fabrika binamızın inşaatının bitmesi ile fabrika binamızı hayata geçirdik. Fabrika binamız koruyucu ürünler ile ilgili bu konumlanmaya çok uygundu. Hızla koruyucu ürünlerin üretimi ile ilgili girişimlerde bulunduk ve makina siparişlerimizi verdik. Bu konuya da hızla ve istekle başladık. ISO 13485 ve 92/42/EEC tıbbi cihaz yönetmeliği çerçevesinde ürünlerimizin Türkiye’den belgelendirilmesi aşamalarını, teknik dosyalarımızın tamamlanmasını sağladık. Ülkemizin de içinde bulunduğu o salgın döneminde biz de her Türk girişimci gibi ülkemize, sağlık çalışanlarımıza ve halkımıza destek için elimizden geleni yapmaya çalıştık. Toplum sağlığı en büyük önceliğimizdi. Test ve raporlarımız da aynı hızla tamamlandı. %99,8 koruyuculuk oranı ile üretime başladık. Bu süreçte toplumumuz ve ülkemiz için kesintisiz ve var gücümüzle çalışmaya devam ettik. Özellikle başlangıç noktamız tabii ki cerrahi maskelerdi. Daha sonra bir kadın girişimci ve kadın ağırlıklı bir fabrika olarak yine detay çalışmadan duramadık ve cerrahi maskelere renk, desen, taş çalışmaya başladık. O zor dönemde biraz neşeye ve güzelliklere de ihtiyacımız vardı. Fakat tabi ki Maskelerimiz renk, desen, taş gözetmeksizin hepsi cerrahi maske type 2 sınıfındaydılar. Bizim işimiz gücümüz zaten 20 yıldır hep sağlık. Bu zor dönemin bize bir hediyesi ise çocuk maskelerimiz için PERRA adında bir markamızın daha doğması oldu. Koruyucu ürün gamımızda Yetişkin ve Çocuk cerrahi maskeleri, Yüz korumalı maskeler, yüz koruyucu siperlikler ve astronot tipi boneler bulunmaktadır.
2024 yılında ürün gamınıza eklenecek yeni ürünler nelerdir? Onlar hakkında da biraz detay verebilir misiniz?
Yara örtülerimizde ve krem, köpük, yapışkan sökücü sprey, strip gibi yara iyileşimine yardımcı ürünlerde eksiğimiz vardı. Bu ürün ihtiyaçlarımızı başka üreticilerden temin ediyorduk. Bu ürünleri de kendi markamızla satmayı başından beri istiyorduk. Nihayet bu eksiklerimiz de 2024 yılında tamamlanmış olacak ve markamız çok güzel bir şekilde genişleyecek. Orta ve az eksudalı yaralarda kullanım ve sürtünmeden kaynaklı cilt tahrişlerine çözüm olabilmek için Parris Hidrokolloid Örtüler, çukurlaşmış yaralara esnekliği, kolay şekil alması, yumuşaklığı ve yüksek emici özelliği ile Parris Kalsiyum Alginatlı Örtüler, Kuru ve çatlak ciltleri korumak, cildin nem dengesini sağlamak, cilt tahrişlerini önlemek amacı ile Parris Bariyer Krem, susuz uygulama ile koku giderici Parris Temizleme Köpüğü, cilt kaybı olanlarda ve her türlü enfekte yaralarda, yanıklarda kullanılmak üzere Parris Parafinli Tül Sargı, cerrahi yaraları kapatmak için Parris Strip ve ciltte kalan kalıntıları çıkarmak için de Parris Yapışkan Çıkarıcı Sprey 2024 yılında satışına başlayacağımız yeni ürünlerimizdir.
Son olarak markanızla ve firmanızla ilgili geleceğe yönelik başka planlarınız var mı? 2024 ve sonrası için yeni hedefleriniz nelerdir?
Hedefimiz hep daha iyisi. 2024 Stratejimiz 2024-2026 yıllarını kapsıyor şu anda ama daha sonrasında da devam edecek projelerimiz olacak. İlk olarak marka bilinirliğimizi ve şirket değerimizi hem yurtiçi hem yurtdışı platformlarda daha da arttıracak girişimlerde bulunacağız. Tüm yazılı, görsel ve sosyal medyada daha fazla yer alacağız ve daha fazla sosyal sorumluluk projelerine yer vereceğiz. Artık hiç kimse firmaları ciro hacimlerine göre değerlendirmiyor topluma ne kadar fayda sağladıklarına göre değerliyor. Ayrıca iş hacminde geldiğimiz mevcut noktada daha çevik bir yapıya geçerek pazar ihtiyaçlarına daha kısa sürede cevap verebilecek donanıma ulaşacağız. Ürün çeşitliliğimiz ile birlikte iş yükümüz de arttığından sistemi işler aksamayacak şekilde tekrar revize etmemiz gerekiyor. Bizde satış sonrası hizmet çok önemli. Bunun yavaşlamaması için maximum gayret göstereceğiz. Sağlık sektörü zaten zor ve hassas bir sektör. Bizim sağlıkta ve özellikle yara alanında yerli ve güvenilir bir marka olmaktan başka bir seçeneğimiz yok. Zaten marka bir söz verme işidir ve biz asla mahcup olmak istemiyoruz. Ayrıca bünyemizdeki pazarlama faaliyetlerini de arttırarak tüm mecralarda, sosyal medyada faydalı ve değer katan içerikler üreterek hedef kitlemizi bilgilendirmek ve farkındalık oluşturarak ürünlerimizi satışa hazır hale getirmek istiyoruz. Tüm bu pazarlama aksiyonlarımızın bize çok güzel işler getireceğine inanıyoruz.
Yakaladığımız sürdürülebilir büyüme trendini 2024 ve sonraki yıllarda da devam ettirebileceğimizi öngörüyoruz. Hedefimiz global bir Türk markası olabilmektir.
Kadın Girişimcilere bir tavsiyeniz olur mu?
Kendilerine güvensinler. Bıkmadan, pes etmeden, usanmadan, bölünmeden hayallerine sahip çıksınlar ve her işi değil de en iyi bildikleri işi yapmalarını tavsiye ediyorum. Cinsiyetleri değil kabiliyetleri onları başarılı kılacaktır.