Gürkan KÖROĞLU
Geçen ay yazmış olduğum yazımın, yazım şekli ile ilgili “daha detaylı bir yazım olacak” şeklinde yazmıştım.
Geçen ay ki yazımın başlığı hariç tümü yapay zeka tarafından yazıldı. Sadece konuyu yazarak yapay zekadan bir makale yazmasını istedim ve yapay zeka saniyeler içinde geçen haftaki yazımı hazır hale getirdi.
Tabi ki mükemmel bir yazı çıkarmadı ama hiç yabana atılmayacak bir yazıyı saniyeler içinde oluşturması etkileyici.
Yapay zeka hayatımızı gelecekte çok fazla kolaylaştıracak ve belki de çoğu meslek gurubunu tarihin sayfalarına gömecek gibi duruyor. Bazı meslekleri silip yok etmese de çoğu mesleği icra ederken ciddi oranda iş yükünü alacağı kesin. Yapay zeka ile zamandan da tasarruf sağlanacak, verimlilik ve analiz kalitesi artacak. Yapay zeka ile daha hızlı veri işlenebilecek.
Yapay zekaya girilen veriler ile sistemlerin öngörü ve tahmin yüzdeleri artabilecek.
Örneğin kısa sürede hava durumu tahminlerinin hızlı ve kesine yakın tahmin edilmesi, girilen veriler ile olası hastalıkların tahmin edilmesi, teşhis ve tedavide kullanılması, lojistik alanında kullanılması, otonom araçların geliştirilmesi, yeni eğitim modellemesinde kullanılması gibi birçok alanda daha yaygın olarak kullanılacak.
Bu yazımda yapay zekanın teknik olarak getirilerinden ziyade “yapay zeka kullanımının olası psikolojik etkileri “üzerine bahsetmeye çalışacağım.
Yapay zeka kimimizin hayatına hızlıca, kimimizin hayatına daha yavaş girmeye başladı. Kimimiz bilinçli ve seçimli olarak yapay zekayı hayatımıza soktuk, kimimiz ise farkında olmayarak günlük yaşam içinde farkında olmayarak yönlendirilerek yapay zeka ile temas ediyoruz.
Fakat bizim için yeni olan bu yapının kullanımı ile ilgili olarak insan psikolojisini olumsuz yönde etkileyebileceğine dair potansiyel riskler olabileceği düşünülmekte.
Şimdi gelin bu potansiyel riskler neler olabilir onlara bakalım.
Bağımlılık:
Diğer teknoloji türlerinin bağımlılık yaptığını biliyoruz. Örneğin oyun bağımlılığı, cep telefonu bağımlılığı, sosyal medya bağımlılığı gibi birçok teknoloji bağımlılığı sayabiliriz. Yapay zeka kullanımında da bir bağımlılık söz konusu olabilir. Her ihtiyaç durumunda bize kolay geldiği için yapay zekaya yönelebiliriz. İş ve sosyal hayatımızdaki diğer yönlerimizi, ilişkilerimizi etkileyecek şekilde yapay zekaya ihtiyaç duyup kendimizi yoğun kullanıma mecbur hissedebiliriz.
Sosyal İzolasyon:
Yukarıdaki konu ile bağlantılı olarak “nasıl olsa yapay zeka hemen hemen tüm sosyal ihtiyaçlarımı görebiliyor” düşüncesiyle etrafımızla, sosyal çevremizle teması minimuma indirmeye bizi yöneltebilir.
Anksiyete:
Bildiğiniz gibi günümüzde çok bilgi var fakat problem hangi bilgi doğru ve güvenilir emin olamıyoruz. Özellikle yapay zekayı yeni kullanmaya başlayanlar; yapay zekanın sınırlarını, yapılabilirlik becerisini, verdiği çıktının doğruluğundan emin olamama, sisteme girilen verilerimizin doğru algılayıp algılamadığı konusunda endişeye sahip olabilirler.
Depresyon:
Kimi yapay kullanıcıları kendilerinin beceremedikleri durumlarda yapay zekaya başvurarak kendilerince mükemmel sonuç aldıklarını görünce kendilerini yetersiz ve çaresiz hissedebiliyorlar. Bu kişiler yapay zekaya olduğundan daha fazla anlam atfedebilirler. Genelde değersizlik ve yetersizlik şeması olan bireylerin bu durumu yaşaması olasıdır. Gelecekte yapay zekanın daha inanılmaz bir seviyeye gelebileceği düşünüldüğünde ise bu olasılığın daha fazla kişiyi etkileyeceği kaçınılmaz gibi görünüyor.
Yukarıdaki durumlara ek birçok konu önümüzdeki dönemde karşımıza çıkabilir.
Bu durumlarla karşılaşmamak için kişiler, devlet kurumları, yapay zeka üreticileri, eğitim kurumları gibi çok yönlü tarafların bu psikolojik ve hatta sosyolojik olumsuz etkileri minimuma indirmek için farkındalıklı bir şekilde düzenlemeye gitmeleri kaçınılmazdır.
Yapay zekanın hayatımıza çok fazla olumlu etkileri olacağı şüphesizdir. Fakat bu tür unsurları eşsiz bir varlık olan İnsanın üzerinde farklı bir anlam atfetmek hem psikolojik hem de sosyolojik problemleri beraberinde getirecektir.
İnsanın müthiş yetenekleri her zaman oluşturduğu sistemlerin üzerinde olacağının farkındalığıyla ilerlemek, üretilen teknolojilerin insanlığa maksimum fayda sağlamasında anahtar olacaktır.