Eczane eczacılığından sanayiye uzanan kariyeriyle tam bir başarı öyküsü olan Ecz. Berat Beran’ın ve Berko İlaç’ın öyküsünü sizler için öğrendik.
Eczane eczacılığından sanayiye uzanan kariyeriyle tam bir başarı öyküsü olan Ecz. Berat Beran’ın ve Berko İlaç’ın öyküsünü sizler için öğrendik.
Berat Beran’ın başarı dolu bir geçmişi var. İlk eczacılık günlerinizden Berko İlaç’ın kuruluşuna kadar neler yaptınız?
40 yılı 3-5 cümleyle anlatmak çok mümkün değil, bu sebeple hayata bakış felsefemden bahsetmem daha doğru olacaktır. Öncelikle delilik derecesinde cesur oldum. Şu anda bütün konuşmalarımda eczacılara aynı şeyi söylüyorum; lütfen biraz deli olun. Bir şeyi çok istediğinizde ve o uğurda çalıştığınızda hayat sizi muhakkak destekliyor. En umutsuz ve çıkmazda olduğunuz zamanlarınız dahi mutlaka bir el size ulaşıyor. Ben bunu 40 yıldır deneyimliyorum, en kötü günlerimde muhakkak bir el bana ulaşmıştır. 3 – 4 kere iflastan kurtulmuş olmamı hep bu bakış açıma borçluyum. Hayata böyle baktığım için risk almaktan hiçbir zaman korkmadım. Çok basit bir örnek vermek isterim, ben 3 trilyon lira yatırım yapmayı göze aldım ve bir balık yağı pazarı yarattım. Balık yağı ürünlerimde Caillou ve Pepee gibi kahramanların isim haklarını alarak kullandım, reklam filmleri çektim, ama eczaneye gittiğimizde eczacının yaklaşımı aynı olmadı. Eczacılarımızdan, hele bir piyasaya çıksın, hele bir televizyonda yer alsın, hele bir müşterisi gelsin öyle alalım şeklinde yaklaşanlar oldu. Biz risk alıp 3 trilyon yatırım yapıyoruz ama eczacı risk almaktan kaçınıyor. Eczacı ürünün satacağına inanıyorsa riske girmeli ve o ürünü almalı, ama çoğunluk daha kolaya kaçıyor ve fuarlardan satılmayacak ürünlerle eczanesini dolduruyor. Bu yaklaşım hem eczanenin müşteri kaybetmesine sebep oluyor hem de o ürünün piyasasına zarar veriyor. Nitekim 2014 yılında Türkiye’de balık yağı piyasası düştü, çünkü alan hasta bir daha gelmedi. Bu sebeple eczacılar eczanelerine ürün seçerken çok dikkatli olmalılar.
Başarı formülünüzün “Çalışmak, Çalışmak, Çalışmak” olduğunu söylemiştiniz. Başarınızda ekibinizin de önemi büyük değil mi?
Biz ekip olarak çok çalışan, hayata cesur ve inovatif bakan bir ekibiz. Benim meşhur bir lafım vardır, “Ben bana benzeyenlerle çalışırım”. Tembel, farkındalığı düşük ve cesur olmayan insana tahammülüm yoktur. Ben çok cesur kararlar verip yürüyorum, ekibim de bu yolda benimle yürüyen insanlardan oluşuyor.
Sizinle daha önce eczacıların da bulunduğu bir ortamda sohbetimiz olmuştu. Gördüm ki eczacılar sizi çok seviyor. Bunu nasıl başardınız?
Her şeyden önce mizahi bir kişiliğim var. Kendimle dalga geçebilecek kadar kendimi iyi tanıyorum ve mutlu bir insanım, bu da karşı tarafa yansıyor. Gerek resmi toplantılarda gerekse söyleşi ve gayri resmi sohbetlerde her zaman nasılsam öyleyimdir. İnsanlar benim samimiyetime inanırlar. Ben konuşurken kendi aleyhime olacak bir şey olsa da anlatmam gerekiyorsa anlatırım. Bu yaklaşımım insanlarda güven uyandırır. Biraz da mütevazi olduğumu söylerler. Bezen, “sanayide patron ama bizlerle aynı masada sohbet ediyor, çok mütevazi biri” gibi duyumlar kulağıma geliyor. Bu yorumlara aslında kendi kendime gülüyorum, çünkü adımızın önüne gelen unvanlardan ibaret olmadığımızı, tüm unvanlardan sıyrılınca hepimizin özde aynı olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple her normal insanın olması gerektiği gibi insanlarla diyalogum kuvvetlidir. İnsanlarla sohbet etmeyi, bir arada olmayı severim.
Hayata “Mizah gözlüğü” ile bakıyorsunuz. Neşeli bir kişiliğiniz var. Bu yayınladığınız kitaba da yansımıştı. “Hanek” isimli kitabınız dışında bir çalışmanız olacak mı?
Henek adlı kitabımdan sonra Henek 2’yi de yazdım. Ayrıca bir roman yazdım ve bir şiir kitabım var. Bu şiir kitabımı şimdi yeniliyorum, kendi sesimle şiirlerimi okuyarak bir CD oluşturdum ve bu CD’yi kitabın içine ekledim. Nisan başı gibi dostlarıma ve arkadaşlarıma dağıtacağım.
Berko İlaç hep ilklerin öncüsü olmuş bir firma. İlk serum fizyolojiyi (Berkofiz), ilk çinko takviyesini (Zinco) siz ürettiniz. Beranasır ilacınız da vardı. Son dönemdeki ilklerinizden biraz bahseder misiniz?
1980’de İstanbul’a geldiğimde eczane eczacısıydım ve kendi kendime bir karar almıştım. Meslek hayatımda bu noktaya gelmemi bu kararıma borçluyum. Kendi kendime daha önce hiç denenmemiş, insanların aklına gelmeyen ve büyük getirisi olmayan ürünlerin kulvarını seçme kararı verdim ve Berkofiz markasıyla ilk serum fizyolojik’i ürettim. Serum fizyolojik sayesinde İstanbul’da 20 yıl geçimimi sağladım, çocuklarımı okuttum ve işimi büyüttüm. Daha sonra Zinko markasıyla ilk çinko’yu ürettim; çinkoyu İburamin gibi yenilikçi kombine ürünler takip etti. İlk T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ruhsatlı ürün benim ürünümdür. Sadece üründe inovasyonun ötesine geçerek pazarlama stratejilerinde ve ambalajda inovatif olmaya karar verdim. Cillou ve Pepee’yi balık yağı ürünlerimde kullandım. Bazı ürünlerimin kaşık formunu ürettim. Kaşık formumla Altın Havan 2014’te Yılın İnovatif Ambalaj Ödülü’ne layık görüldük. Balık yağı ürünlerimiz Üstün Tat Ödülü’ne layık görüldü. Şimdi ise doğal ürünlerden oluşan bir ürün gamı oluşturmayı hedefliyorum. Bu alanda ilk olarak Cuca markasıyla konstipasyon (kabızlık) giderme amaçlı incir ekstresi şurubu yaptık. Önümüzdeki dönem de zerdeçal, nar, kara üzüm gibi ürünlerden oluşan ve sadece eczanelerde satılan bir ürün gamı oluşturmayı hedefliyoruz. Bir de artık Sosyal Sigortalar’a çok mecbur kalmadıkça müracaat etmeyi düşünmüyorum. Ürünlerimizi aldığım fiyattan satmaya çalışacağım. Örneğin şu an Hemazinc markalı bir pişik kremi çıkarıyoruz ve Sosyal Sigorta’ya başvurmadan serbest piyasaya girmeyi planlıyorum.
Yeni fabrika yatırımız ne zaman tamamlanacak? Bu fabrikada hangi ürünlerin üretimi gerçekleşecek?
Üretim Tesislerimiz 3 Faz’dan oluşuyor. Faz I 2008 yılında üretime açılan ilk kısım. Daha sonra da 2011 yılında Faz II’yi hizmete açtık. Ürettikçe ve kazandıkça yeni yatırımlar yapan bir firmayız. Şu an da Faz III’ün inşaatı devam ediyor ve 2016’nın sonunda faaliyete geçmesi planlanıyor. Faz III üretim tesisimizde de yine aynı ürünlerimiz üretilecek ama daha yüksek kapasiteli ve rahat bir üretim gerçekleştireceğiz.
Cironuzdan büyük bir payı Ar-Ge’ye ayırıyorsunuz? Ar-Ge yatırımlarınız ile ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?
Biz Ar-Ge’ye önem vermeye mecburuz çünkü eşdeğer ürünlerden kaçınıyoruz ve sürekli inovatif ürünler çalışıyoruz. Ar-Ge’de cihaz demek istihdam demektir, analizlerde her cihazı sadece bir kişi kullanıyor. Bu sebeple hem cihaz hem de insan gücüne yatırım yapıyoruz. Ar-Ge kendi çapında küçük bir fabrika gibidir.
Berko İlaç olarak OTC Grubunu kurdunuz. OTC’nin Türkiye’deki geleceğini nasıl görüyorsunuz? Eczaneler yeterince OTC’ye ağırlık vermeye başladılar mı?
Başka ülkelerde OTC yasalarla belirlenmiştir ve yol gösterici yasalar çerçevesinde eczacılar hareket etmektedir. Türkiye’de OTC yasası henüz yok ne yazık ki, OTC yasası olmadığı için ve eczacılar da ciro anlamında eskiden sorun yaşamadıkları için bu yasanın ve OTC kavramının gerisinde kalmışlardı. Biz bu konuyu ilk defa ele alan ve sahiplenen firmalardan biriyiz. Şimdi son dönemde yaşanan sıkıntılar sebebiyle hem ilaç sektörü hem de eczacılar OTC’ye yönelmeye başladı. Her konuşmamda dile getiriyorum, 3 reçete tutarıyla bir OTC ürün aynı fiyat ve birebir de mal fazlası da alınıyor. Bu noktanın altını çizmeye başlayınca eczacılar da farklı açıdan bakmaya başladı, ama hala bazı eczacılar kalitesiz ürünün faydadan çok zarar sağladığını net olarak fark edebilmiş değil. Eczacıların aldıkları ürünlerin kalitesine ve arkasında profesyonel bir firma desteği olup olmadığına çok dikkat etmelerini öneriyorum. Her zaman söylediğim bir söz var, “En çok kar ettiğin ürün, en çok sattığın üründür.”
Berko İlaçta kaç kişi çalışıyor, kaç bölge müdürlüğünüz var?
Tüm Berko İlaç çalışanları olarak 600’ü geçmiş durumdayız. 4 gurubumuz mevcut ve 11 bölgemiz bulunuyor, toplamda da 44 bölge müdürlüğümüz var.
Sektörde her zaman ihtiyaç duyulan ürünleri üretmeyi kendisine hedef belirlemiş olan Berko İlaç’ın 2015 hedeflerinizden biraz bahseder misiniz?
Yukarıda da bahsettiğim gibi önümüzdeki dönem doğal ürünlerden oluşan bir ürün gamı oluşturmayı hedefliyorum. İlk olarak Cuca markasıyla konstipasyon (kabızlık) giderme amaçlı incir ekstresi şurubu yaptık. Önümüzdeki dönem zerdeçal, nar, kara üzüm gibi ürünlerden oluşan ve sadece eczanelerde satılan bir ürün gamı oluşturmayı hedefliyoruz. Ayrıca çinko şampuanımızı piyasaya sunmayı planlıyoruz.