NÜFUS BAŞINA DÜŞEN MR CİHAZI SAYIMIZ OECD ÜLKELERİ ORTALAMALARININ ALTINDA, AMA MR TETKİKİ SAYISINDA DÜNYA BİRİNCİSİYİZ
Türk Radyoloji Derneği (TRD) tarafından düzenlenen “38. Ulusal Radyoloji Kongresi-TÜRKRAD 2017”, 31 Ekim-4 Kasım 2017 tarihleri arasında Sueno Kongre Merkezi Belek-Antalya’da gerçekleştirildi. Kongreye bu yıl 1100 kişinin üzerinde bir katılım sağlandı. Kongre çerçevesinde düzenlenen basın toplantısına; Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Tamer Kaya, TÜRKRAD 2017 Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Erhan Akpınar, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Ankara Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Radyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Hasan Yiğit ile TRD Genel Sekreteri Prof. Dr. Tuncay Hazırolan katıldı. Kongre ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Can Çevikol, “Kongre süresinde iki ana konu ele alındı. Bunlardan ilki çoklu organ tutulumu yapan ve dolayısı ile tüm vücuda ait radyolojik bulguları olabilen ‘Sistemik Hastalıklar’. Diğer ana konu ise son yıllarda giderek önemi artan, klinik durum ve hastaya göre en uygun görüntüleme yönteminin seçilmesi ile ilgili ‘Tetkik Uygunluğu ve Algoritma’ konusu oldu. Özellikle tanı için çok sayıda tetkik yapılmasının her zaman doğru olmayacağı, uygunsuz tetkik seçiminin hastalıkların tanısında gecikmeye yol açması yanında, ülkemizin ekononik kaynaklarının kötüye kullanılması, hastanelerimizde yoğunluk artışı ve buna bağlı olarak meslektaşlarımızın iş yükünün artması ile sonuçlanacağı kongrede vurgulanmıştır. Kongremizde tam gün süren “Baş-Boyun Radyolojisi” ve “Kas-İskelet MRG” kurslarının yanı sıra, “Hastane Radyasyon Güvenliği Sorumlusu İçin Pratik Bilgiler” konulu bir panel ve “5. Temel Girişimsel Radyoloji Kursu” da yapıldı. Önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da Türk Radyoloji Derneği Yönetim Kurulu’nun düzenlediği, tetkik yoğunluğunun bizlere neler kaybettirdiği konusunun ele alındığı “Aramızda Konuşacaklarımız” oturumunda, “17 Haziran 2017 tarihinde yapılmış olan “Tetkik Yoğunluğu Çalıştayı”nın sonuçları meslektaşlarımızın görüşlerine sunuldu. Ayrıca, “Meraklısına Az Kuantum Fiziği, Nanotıp’a Giriş” ve “Radyologlarda Tükenmişlik Sendromu ve Yaşam Doyumu” konulu oturumlar da katılımcıların ilgisini çekti. Kongre, bilimsel yönü ile kongreye katılan meslektaşlarımız için yararlı ve güzel bir kongre olmuştur” dedi.
Tetkik yoğunluğu
Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Tamer Kaya da konuşmasında tetkik yoğunluğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Kaya şunları söyledi: “Bu mesleğin üyeleri olarak biz radyologlar, uzmanlık eğitiminden pratiğine, üniversite ortamından özel sağlık sistemindeki çalışmalara kadar değişen geniş bir spektrumda, sağlık hizmetlerinin omurgasını oluşturan yüksek sorumluluk gerektiren bir faaliyetin içindeyiz. Bu şekildeki bir çalışma süreci, mesleki ve hukuksal birçok sorunu da yanında getirmektedir. Bu amaçla kongremizde geçen sene olduğu gibi bu yıl da, bu sorunlarımızın tartışıldığı ve çözüm önerilerinin görüşüldüğü ve “Tetkik yoğunluğu – Neler Kaybettiriyor ?” konusunu masaya yatırdık. Sağlıkta dönüşüm süreci, geniş anlamda büyük bir halk memnuniyeti ile karşılandı ve özellikle hekime ve sağlık hizmetlerine hızlıca ulaşmayı garanti ettiği için de yaygın bir kabul gördü. Bugün, sağlık hizmeti almakta olan hastalarımız, dünya rekoru olarak nitelendirilebilecek bir sürede muayene olacağı hekime ya da sağlık kurumuna ulaşabilmektedir. Bu bir başarı mıdır? Bugün bu sorunun cevabının dikkatle ele alınması gerekiyor. Aslında bir başarı olarak nitelendirilebilecek bu durum, sağlık hizmetinin en önemli aşamalarından birisi olsa da, tek başına yeterli olmayıp sağlıklı bir sağlık hizmeti verilebildiğinin bir göstergesi değildir. Çünkü hekimin karşısına hızlıca çıkabilmek sorunları çözmüyor. Belki de bütün sorun burada başlıyor. Bu durum, büyük olasılıkla ülkemizin sağlık alanında başka bir alandaki birinciliğinin de nedeni olarak görülmelidir: MR tetkik sayısı.”
“MR şampiyonu”
Ülkemizde klinisyen hekimlerin sayısının yetersiz olmasına karşın, hastaların her koşulda hekime çıkabilmesinin garanti edilebilmesinin mümkün olduğuna değinen Prof. Dr. Tamer Kaya, “Bu durum, diğer ülkelerdekinden farklı olarak mecburi hizmet süreci, çalışma saatlerindeki düzenlemeler, performans sistemindeki organizasyonlar ve ayrıca telefonla şikayet hatları gibi bazı tedbirlerle mümkün olmakta ve idame ettirilebilmektedir. Bunun sonucu olarak da büyük bir beklentiyle sağlık hizmeti almak isteyen hastalarımızın hekim karşısına hemen çıkması sağlanabilmektedir. İşte sorun asıl burada başlıyor. Çünkü klinisyen hekimler, hastaları bekletmemek ve geri çevirmemek zorunda oldukları için onları yeterli bir muayene süresi ayıramadıkları halde kabul etmek zorunda kalıyorlar. Bu durumda tek çözüm, onları mutlu edebilecek şekilde önlemler almak oluyor. Bunların başında da görüntüleme tetkiklerine yönelmek bulunuyor. Bu yaklaşım hasta memnuniyetini düşürmeden çözüm ürettiği için tercih ediliyor. Bu da neden MR şampiyonu olduğumuzu anlamak için yeterlidir. Bu durumun nasıl bir risk oluşturduğu ise şöyle açıklanabilir. Öncelikle ülkemizde MR aygıtı sayısı eskiden çok kereler dikkat çekildiği gibi çok değil artık. Nüfus başına düşen MR aygıtı sayısı OECD ülkeleri ortalamalarının altında. Bunun yanı sıra nüfusa oranla radyolog sayımız da oldukça az. Tüm bunlara rağmen yapılan MR tetkiki sayısında dünya birincisiyiz. Bu ne anlama geliyor. Amansız bir tetkik yoğunluğu. Bununla baş edebilmek zorunda kalıyoruz. Kamu hastanelerinde kurulu olan MR aygıtlarımızın kalitesi ile ilgili önemli bir sorun yoktur. Ancak tetkik talebi o kadar yüksek ki, tetkikler çok kısa zaman dilimlerine sıkıştırılmak zorunda kalınıyor. Bu da uygulamada özellikle MR aygıtlarında yapılmakta olan tetkiklerin parametrelerinin yetersiz olmasına neden oluyor. Hastaya ayrılan zamanın az olması, hem tetkiklerin tam olmaması nedeniyle toplam tetkik kalitesini, hem de sekansların kısa zamanda alınması nedeniyle görüntülerin kalitesini olumsuz etkilemekte. Sonuç olarak cihaz kalitesi ile ilgili önemli bir sorun olmasa da hasta yoğunluğunun bir yansıması olarak tetkik ve görüntü kalitesi olumsuz etkilenmekte” dedi.
“Bizler memnun değiliz”
Hastaların muayeneye gelirken tetkik yaptırmak üzere geldiklerini ifade eden Prof. Dr. Kaya, “İstedikleri tetkiklerin yapılmaması hasta memnuniyetini azaltıyor. Bu durum da fazla ve gereksiz işlem yapılarak, tetkik yoğunluğunun artmasına ve radyologların tetkiklere yeterince zaman ayıramamalarına neden oluyor. Yapılan tetkikler, hastalar tarafından güvenilirliği oldukça yüksek olarak bilinen ve hasta memnuniyeti sağlayan testler olduğundan genellikle yeterli klinik değerlendirmeye tabi tutulamadığı halde hastalara bu tetkikler isteniyor. Klinisyen hekimlerin muayene için yeterli zamanları olmadığından bu sorun hızlıca radyolojik tetkiklerle çözülmek zorunda kalınıyor. Radyolojik tetkiklere başvurmadan önce yeterli klinik değerlendirme yapılmamış olması, klinik problemin ortaya konmasında ve hastanın hangi radyolojik tetkik yapılacağı konusunda yetersiz olan veriler, radyoloji bölümlerindeki iş yükünü arttırıyor. Bu hızlı ve yoğun tetkik çekim ve değerlendirme süreci ise radyolojik tetkiklerin kalitesini olumsuz etkilemekte. Diğer yandan, tetiklerin yoğunluğu birim tetkik ücretlerinin düşük olmasına neden oluyor. Bu bedeller, batılı örneklerin oldukça altında. Hizmet alımları da sağlık hizmeti problemini çözüyor gibi görülse de bu sistemin uygulamada önemli sıkıntıları olduğu anlaşılıyor. Radyologlar arasında yapmış olduğumuz geri bildirimin bir sonucu olarak bu uygulamanın hizmet kalitesini ve eğitimi olumsuz etkilemekte olduğu görülmektedir. Gelinen bu noktada halihazırda hastalarımız mevcut süreçten memnunlar. Klinisyen hekime hızlıca ulaşmakta ve radyolojik tetkiklerini istedikleri gibi yaptırarak sonuçlarına hızlıca ulaşabilmekteler. Hastalarımızın beklentileri, kendi klinik muayenelerine ve radyolojik muayenelerine yeterince zaman ayırılması gerektiği şeklinde şekillenmediği için bu aşamada memnuniyetleri devam ediyor. Verilen hizmetin kalitesini kontrol etme şansları yok. Çünkü sağlık hizmeti, kalitesini tüketicinin kısa zamanda belirlemesi zor olan bir hizmettir. Ancak sürecin bu aşamadaki eksikliklerini gören ve kalitesini değerlendirebilen bizler memnun değiliz” diye konuştu.
“MR’da dünya birincisiyiz!”
“MR’da dünya birincisiyiz denildiğinde bu söylemin alana uzak kişiler tarafından yanlış anlaşıldığını da yeni fark ettim” diyen Prof. Dr. Tamer Kaya şunları söyledi: “Bu şekilde bahsedildiğinde bir başarı gibi anlaşılıyor. Bu bir başarı hikâyesi değil, tetkik yorumlama sürecinde kaliteden taviz verilerek bir sayı artışının sağlanmasıdır. Bunun sonucu da verilen sağlık hizmetinin kalitesi olumsuz etkileniyor. Bu süreç sadece olağanüstü dönemler için geçerli olabilir. Normal bir dönemde bu durum, teknisyenlerimiz ve radyologlarımız için sürdürülebilir değildir. Acilen planlama yapılmalı ve tedbirler alınmalıdır. Bu süreç için çözümleyici olarak birçok başlık var, burada başlıca iki çözüm önerisinden bahsetmek isterim; Bunlardan birincisi tetkiklerin uygunluğudur ki bu konu gördüğünüz üzere kongremizin de iki ana konusundan birisidir. Bu başlık genel bir tanımla, bilişim olanaklarının tetkiklerin uygunluğu için denetleyici olarak kullanılmasıyla ilgilidir ve bu alanda son yıllarda dünya çapında önemli gelişmeler olduğu görülmektedir. İkinci çözümleyici olabilecek başlık ise halkımızın bilgilendirilmesidir. Bu konuda derneğimizin çalışmaları devam etmektedir. Öncelikle halkımızın anlayabileceği kısa öz yalın bir dille hazırladığımız ve radyoloji ile ilgili temel bilgileri, radyolojik tetkiklerle ilgili bilgileri kısa ve öz olarak anlatan bir radyoloji web sayfası yapım aşamasındadır. Bu konuda önemli bir aşama kaydettik. Bu hazırlığın halkımızın radyolojik tetkikler yönündeki beklentilerinin karşılıklarını görebilmeleri açısından tetkik yoğunluğu sorununa olumlu etki edebilecek önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyoruz.”
Tetkik Yoğunluğu Çalıştayı
Prof. Dr. Kaya sözlerine şöyle devam etti: “Tetkik yoğunluğu, içinde bulunduğumuz şu dönemde mesleki alanımızın en önemli sorunu ve ortaya çıkan birçok problemin kaynağıdır. Bu nedenle bu konuyu TRD olarak özel inceleme altına aldık. 17 Haziran 2017 tarihinde, meslektaşlarımızın katılımı ile paydaşlarımızla “Tetkik Yoğunluğu Çalıştayı” yaptık. Bu toplantılarda elde edilen verilerden yola çıkarak Ağustos 2017’de ortaya bir ön rapor çıktı. Aynı etkinliği, daha geniş bir katılımı olan kongremizde yapacağımız “Tetkik yoğunluğu – Neler Kaybettiriyor?” oturumumuzda daha geniş bir bakış açısıyla irdeleyebilmek için son bir kez daha değerlendirip raporumuza son şeklini vereceğiz ve ortaya çıkacak olan nihai raporu kamuoyu ve ilgili kurumlarla paylaşacağız. Hastalarımıza hasta memnuniyeti sağlamanın yanı sıra daha kaliteli ve güvenli sağlık hizmeti verebilmek en büyük dileğimizdir.” “Acil radyoloji” Her yıl 8 Kasım’da düzenlenen Uluslararası Radyoloji Günü, bu yıl Acil Radyoloji teması ile kutlanacağını söyleyen Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Erhan Akpınar şöyle konuştu: “Bu tarihin anlamı, 8 Kasım 1895’te Wilhelm Conrad Röntgen tarafından X-ışınlarının bulunduğu gün olmasıdır. Radyoloji disiplininin genel tıp içindeki rolünü anlatmak ve farkındalık oluşturmak amacıyla, ESR (Avrupa Radyoloji Derneği) ve TRD (Türk Radyoloji Derneği) dahil olmak üzere bu çatı altındaki tüm ulusal dernekler, ISR (Dünya Radyoloji Derneği), ACR (Amerikan Radyoloji Birliği) ve RSNA, Asya Pasifik Radyoloji Birliği ve diğer pek çok derneğin katılımı ile her yıl farklı bir konu ele alınarak bu gün içinde etkinlikler yapılmaktadır. Ülkemizde acil servislere başvuru sayısı yılda 100 milyonun üzerinde olup tanı ve tedavi sürecinde görüntüleme önemli bir yere sahiptir. Acil servise başvuran hastaların görüntülemesinde direkt grafi, ultrason ve bilgisayarlı tomografi en sık kullanılan modalitelerdir. Acil servis hastalarının radyolojik değerlendirmesi hızlı olması gerekmektedir. Hasta sayısının fazla olması, hayati tehdit eden hastalıkların bazılarında radyolojik bulguların belli belirsiz olabilmesi nedeniyle bu grup hastaların değerlendirmesi oldukça streslidir. Hasta başvurularının bir kısmı trafik kazası, düşme ve darp gibi travmatik sebepler olup baştan ayağa değerlendirme gerekebilmektedir. Değerlendirme süreci hangi hastaya tetkik yapılacağı, hangi tetkikin yapılacağı ve değerlendirme süreci sonrası ek inceleme gerekip gerekmediğini kapsamakta olup acil radyolojide çalışan radyolog ile hastayı tedavi eden klinisyen arasında sürekli iletişim ve işbirliği çok önemlidir. Ülkemizde de acil servisler içinde veya acil servise yakın radyoloji ünitelerinin ve sadece bu grup hastaların değerlendirmesinde görev alan Acil Radyologlar sayısı artmaktadır. Kanuni olarakta Acil radyoloji yan dal olarak kabul edilirse Acil radyologlarımızın sayısınının daha hızlı olarak artacağını düşünmekteyim.”
Yan dal süreci
Prof. Dr. Akpınar, “Türk Radyoloji Derneği’nin de Acil Radyoloji alt çalışma grubu bulunmakta olup; çalışma grubumuz meslektaşlarımızın güncel gelişmeleri takip edebilmesi için eğitim faaliyetlerinde bulunmaktadır. Aynı zamanda Avrupa Acil Radyoloji Derneği (European Society of Emergency Radiology; ESER) gibi uluslararası organizasyonlar ile işbirliğindedir. Bu nedenle 2015 yılında Avrupa Acil Radyoloji Derneği Acil Radyoloji Kongresi ile eş zamanlı olarak Ulusal Radyoloji Kongresi Antalya’da gerçekleştirildi. Aynı şekilde Avrupa Acil Radyoloji Derneğinin hayata geçirdiği Acil Radyoloji Avrupa Diploması için gerekli müfredat hazırlıkları üzerinde çalışıyoruz. Genç meslektaşlarımızın bu sürece katılmaları ve bu diplomaya da sahip olmaları teşvik edilmelidir. Acil radyologlar olarak Acil Tıp Hekimleri ile de hem günlük pratiğimizde hem de ulusal ve uluslarası toplantılarda işbirliği halindeyiz. Bu işbirliği sayesinde hasta ve tetkik seçimi, raporlama konusunda ortak ve standart yaklaşım yanında güncel gelişmeleri takip edebilmekteyiz. Sonuçta ortak amacımız hayatı tehdit eden bir hastalıkla acil servise başvuran bir hastanın hızlı bir şekilde tanı alması ve uygun tedavi sonrası sevdiklerine kavuşmasıdır. Acil servislerde radyolojik değerlendirme yapılan hasta sayısı ve bu hastalara yapılan inceleme sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Bu nedenle hasta ve tetkik sayısının fazla olduğu merkezlerde acil radyolojik değerlendirme için sadece bu grup hastaların değerlendirmesinde görev alan Acil Radyologların sayısının da artması gerekmektedir. Yan dal sürecinin hayata geçirilmesi yanında çalışma koşullarının uygun hale getirilmesi ve teşvik edici uygulamalar sayı artışı için önemlidir” diye konuştu.
TRD’den halka yönelik Web sitesi
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Ankara Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Radyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Hasan Yiğit de konuşmasında, TRD’nin halka yönelik bir web sitesi projesi üzerinde çalıştığını söyledi. Doç. Dr. Yiğit konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Günümüzde radyoloji ünitesine yolu düşmeyen, en az bir radyolojik tetkik yaptırmayan hemen hiç kimsenin kalmadığını söylemek yanlış olmaz. Radyolojik tetkiklere talebin arttığı, gerçekleştirilen tetkik sayılarının oldukça yüksek sayılara ulaştığı günümüzde toplumun radyoloji ve radyolojik tetkiklerle ile ilgili doğru bilgilere erişiminin sağlanması, Türk Radyoloji Derneği’nin gündeminde olan öncelikli konulardan biridir. Bu kapsamda Türk Radyoloji Derneği’nin halka yönelik bilgilendirme için bir web sitesi projesi mevcuttur. Henüz tasarım ve içerik hazırlama işlemleri devam eden web sitesinde Radyoloji ile ilgili genel bilgiler dışında kategorilere ayrılmış şekilde radyolojik tetkiklerle ilgili bilgiler, radyolojik tetkiklerin güvenliği ile ilgili konular ve Radyolojiyle ilgili sık sorulan sorulara ilişkin yanıtlar yer alacaktır. Bu bilgiler doktorlara yönelik değil, doğrudan halka yönelik hazırlandığından, herkesin anlayabileceği basit bir dil ile hazırlanmasına özen gösterilmektedir. Hazırlanan içerik alanında deneyimli radyoloji uzmanları tarafından gözden geçirilmiş bilgiler olacaktır ve içeriğin zaman içerisinde zenginleştirilmesi ve sürekli güncelleştirilmesi planlanmaktadır.”
Kongreye katılan firmalar
İlginin büyük olduğu kongrede birçok görüntüleme firması stant açarak ürünlerini tanıttı. Kongreye katılan firmalardan bazıları şöyle oldu: GE Sağlık, Siemens Healthineers, Toshiba, Canon, Philips, Hitachi, Meditel, İncekaralar, Promedis, Samsung, Carestream Health, Mealis, Onko Koçsel, Penta, Bayer, Opakim, Mes Medikal, Odak, Guerbet, Binaş, Mindray, Medibim, Barco, Spintech, Apaz Medikal, Medikal News.