BD Türkiye, enjeksiyon uygulamaları ve bunun diyabet tedavisindeki önemi konusunda farkındalık yaratmak amacıyla hayata geçirdiği “Diyabeti Birlikte Yönetelim” projesi kapsamında, gerçekleştirdiği 2 eğitimle farklı uzmanlıktaki sağlık profesyonellerini bir araya getirdi.
Diyabet yönetiminde önemli yer tutan uzmanlık alanlarının uyumlu bir şekilde çalışması ve enjeksiyon teknikleri açısından multidisipliner bir yaklaşımın sergilenmesi adına 1 Şubat’ta, İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ilki gerçekleştirilen eğitime dahiliye, endokrinoloji, pediatrik endokrinoloji, nefroloji gibi alanlarda görevli 90 doktor, hemşire ve aile hekimi katıldı.
Eğitimin ikinci ayağı 3 Şubat Cumartesi günü İstanbul Portaxe’ta 50 diyabet hemşiresinin katılımı ile gerçekleştirildi. Prof. Dr. Nermin Olgun’un yanı sıra Psikolog Dilara Karşıdağ’ın da uzman bakış açısı ile diyabet yönetimine katkı sağladığı eğitimde Karşıdağ, Martha Funnell tarafından geliştirilen “Diyabetli Bireyin Güçlendirilmesi” metoduyla sağlık çalışanlarının diyabetli bireylere psikolojik olarak doğru yaklaşımda bulunarak onların, ancak birey ve sağlık çalışanı işbirliği ve motivasyonu ile kontrol altına alınabilecek, diyabetlerini etkin bir biçimde yönetmelerine nasıl destek olabileceklerini anlattı.
Eğitimde, Diyabet Hemşireleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Nermin Olgun, doğru enjeksiyon tekniklerinin diyabet yönetim sürecindeki önemi ve iyi uygulamaların diyabetli bireyin günlük yaşamdaki konforuna yaptığı katkılar ile yeni öneriler ve güncel kılavuzlar ışığında enjeksiyon sırasında sıkça yapılan yanlışlar ve bunların doğru uygulamaları gibi konulardan bahsetti.
Diyabet yönetiminde pek çok tıp uzmanlık alanının birlikte çalışması ve özellikle enjeksiyon teknikleri açısından ortak bir yaklaşım sergilemesi gerektiğine dikkat çeken Diyabet Hemşireleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Nermin Olgun, “Etkin diyabet yönetiminin temelinde multidisipliner bir yaklaşım olmalı, diyabetli bireyin de dahil edildiği ve tüm uzmanlıkların işbirliği içerisinde hareket ettiği bir tedavi yaklaşımı diyabet yönetiminde bizi başarıya yaklaştıran bir süreç.Bu açıdan sağlık profesyonelleri ile gerçekleştirdiğimiz bu iki etkinliği diyabet yönetiminde ‘ortak bir dil’ oluşturabilmek adına oldukça önemsiyorum. Farklı uzmanlık alanlarının işbirliğinin yanında diyabetli birey-sağlık çalışanı işbirliği de oldukça önemli. Diyabet yönetimi, bireyin fizyolojik ve psikolojik tüm durumlarının dâhil olduğu bir süreç, o yüzden bireyin motivasyonundan yaptığı spora, beslenmesine kadar her ayrıntı, diyabeti etkileyebiliyor. Diyabetli birey, kendinin farkında olmalı ve sağlık çalışanları ile işbirliği içinde olmalı. Bu bağlamda, diyabetli her birey istinasız, Sağlık Bakanlığının da birebir desteklediği ve diyabet tedavisinin etkin yönetilmesinde önemli rol üstlenen Hasta Okulları’na gitmeli ve diyabetini nasıl yönetebileceği konusunda yüksek bir farkındalığa erişmeli”, dedi.
Diyabetli bireyin fiziki ve tıbbi olarak desteklenmesinin yanında psikolojik olarak da güçlendirilmesinin önemli olduğunu ifade eden Uzm. Psikolog Dilara Karşıdağ, “Diyabet tedavisi, fizyolojik ve medikal müdahalenin yanı sıra, en az bu ikisi kadar mühim bir husus olarak, hayat tarzı değişikliklerini de barındırır. Bu çoklu yapıda kişisel disiplin ne kadar içselleştirilebilirse bu sağlık durumu da o ölçüde başarılı yönetilir. Diyabetli kişi, kendine has (biricik) motivasyonlarını fark ettiğinde; kendi hayat tarzına, tüketim alışkanlıklarına ve kendine bu sağlık durumuna uyumlu olarak yön verebildiğinde, diyabetle birlikte yaşamak mümkün hale geliyor. Diyabet yönetiminde bu denli mühim olan sağlık çalışanı-diyabetli birey ilişkisinin yapıcı ve sağlıklı bir işbirliğine dönüştürülmesinde farklı uzmanlıkların işbirliği de çok kıymetli,” dedi.