Yerli ilaç firması TRPharm, Türkiye’nin ilk Rituksimab biyobenzerini Hodgkin Dışı Lenfoma (HDL) ve Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) alanında hastaların ve doktorların hizmetine sunmaya hazırlandığını duyurdu. Ürün, Dr. Reddy’s Laboratories tarafından geliştirilmiş ve ilk onayını 22 Mart 2007’de aldığından beri 17 ülkede 75.000’den fazla hastaya ulaşmıştır. İlaç, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından ise 30 Ocak 2018 tarihinde ruhsat onayı almıştır.
TRPharm ve DRL şirketlerinin Türkiye’de stratejik işbirliğine 2016 yılında başladığını belirten TRPharm Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Göker, “Bu anlaşmanın şartları uyarınca, DRL’nin biyobenzer ürün portföyü ruhsatlandırma ve satış/pazarlama açısından TRPharm tarafından temsil edilmektedir. TRPharm ayrıca tesis yatırımının tamamlanmasının ardından teknoloji transferlerini gerçekleştirerek; hücreden itibaren biyoteknolojik etken madde ve bitmiş ilaçları da Türkiye’de üretecektir.” dedi.
BİYOBENZER ÜRÜNLER HEM HASTA HEM EKONOMİ İÇİN ÖNEMLİ
Rituksimab biyobenzerinin Türkiye’de onaylanmasının, TRPharm için olduğu kadar Türkiye ve birçok ülke için de tarihi bir kilometre taşı olduğunu belirten Göker, “AR&GE’yi temel vizyon edinmiş bir şirket olarak yetkililer ile yakın bir işbirliği içerisindeyiz ve devletin de desteğiyle bu ürünün aynı zamanda Türkiye’de üretilecek ilk monoklonal antikor etken maddesi olması için de çabalıyoruz. TRPharm olarak inanıyoruz ki; biyobenzer ürünler yalnızca daha fazla hastanın bu önemli tedavilere erişmesini sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda kullanıldıkları tedavi alanlarındaki sağlık maliyetlerini düşürerek, diğer alanlarda yeni ve yenilikçi tedavilerin yolunu açacak. Biz de hem biyobenzerler hem de yenilikçi ürünler içeren tedavi portföyümüz ile her iki alanda da öncelikle hastalara, hekimlere ve devlete çözüm ortağı olmaktan gurur duyuyoruz. Bir yandan da Türkiye’de yenilikçi ilaç AR&GE yatırımlarımızı tüm hızıyla sürdürüyoruz. Bunların yanı sıra, Türkiye sınırlarının da ötesine çıkan vizyonumuzla, yapılanmamızı büyük ölçüde tamamladığımız Orta Doğu ve Afrika bölgesinde de çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu sayede sadece etken maddeyi yerli olarak üretmekle kalmayıp, aynı zamanda tüm bölgeye ihracat fırsatları yaratacağız.” dedi.