Uzun ve başarılı bir idari kariyer sonrasında 2016 yılının sonlarında emekli olan 61 yaşındaki üç çocuk annesi Jan, ailesi ve arkadaşlarıyla daha fazla zaman geçirmeyi dört gözle bekliyordu. Ancak uçağa binmeden önce yapılacaklar listesinde birkaç şey bulunuyordu. Bu listeye, kanser olmadığından emin olmak için yaptırdığı yıllık meme taraması dahildi. Soyadını gizli tutmak isteyen Jan, yıllık mamografi kontrollerini 40 yaşından beri düzenli olarak yaptırıyordu ve 2017 yılının Mart ayında, evinden kısa bir mesafe uzaklıkta olan Bloomington, Illinois merkezli Ft. Jesse Imaging & Gale Keeran Center for Women tesisine giderek 3D mamografi (tomosentez) taramasını yaptırdı. Prosedür her zamanki gibi sorunsuz ilerledi, ancak sonuçlarını aldığında yeni bir şey öğrendi. Radyolog, tüm kadınlar içinde %40’lık bir oran içeren, yoğun meme dokusuna sahip kadınlar arasında olduğunu söyledi.
A: Neredeyse tamamen yağ içeren doku
B: Seyrek fibroglandüler yoğunluk içeren doku
C: Heterojen yoğunluktaki doku
D: İleri derecede yoğun doku
Meme yoğunluğu “neredeyse tamamen yağ dokusu” ile “ileri derecede yoğun doku” arasında değişen dört seviyeden biri olarak bildirilmektedir. Meme yoğunluğu arttıkça, beyaz fibröz dokuda gizlenen kanserleri tespit etme olanağı azalır. Jan’ın 3D mamografi çekimi, heterojen şekilde yoğun bir meme yapısına sahip olduğunu ortaya çıkardı. Bu nedenle, 3D ABUS ile ek görüntüleme yapılması önerildi.
Meme yoğunluğu, memedeki fibröz bağ dokusu miktarına kıyasla yağ dokusu miktarını ifade eden bir ölçüdür. Bağ dokusu, mamografi çekiminde tıpkı bir kanser gibi beyaz renkli görünür ve bazen doktorların kanseri görememesine neden olabilir. Bazı sağlık uzmanları, yoğun meme dokusuna sahip kadınlarda tümör aramanın, kar fırtınasında bir kartopu aramaktan farksız olduğunu söylemektedir. Jan’ın yüksek yoğunluktaki meme dokusu nedeniyle, radyologu hiçbir şeyi gözden kaçırmamak amacıyla otomatik meme ultrasonu (ABUS) olarak adlandırılan bir tür tarama yapılmasını istedi. Doktorlar tarafından mamografi ile beraber kullanıldığında ABUS uygulamasının tespit oranını yüzde 37.5 artırdığı görülmüştür. Fort Jesse’de mamografi baş teknisyeni olan Marie Stork: “Mamografi ile birlikte kullanılan ABUS, yoğun meme dokusuna sahip hastalar için mükemmel bir seçenek. Teknisyenler olarak, teknolojinin faydalarını açıklama konusunda elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz” dedi.
ABD’de, yoğun meme dokusuna sahip kadınları taramaya yönelik FDA onaylı tek bir ultrason teknolojisi bulunuyor: GE Sağlık’ın bu amaç için özel olarak tasarladığı Invenia ABUS teknolojisi. İnceleme yaklaşık 15 dakika sürüyor ve makine, kanser ve yoğun doku arasında net bir ayrım yapmak için tüm memenin 3D görüntülerini oluşturuyor. Ft. Jesse Imaging & Gale Keeran Center for Women tesisindeki ekip, her hafta yaklaşık 25 ABUS incelemesi gerçekleştiriyor. Mamografi, yoğun meme dokularındaki kanserleri tespit edemeyebilir. Bununla birlikte, Invenia ABUS makinesinin, normal veya iyi huylu mamografik bulguların ardından daha invaziv kanserleri tespit ettiği görüldü. Jan sonuçları bir hafta içinde aldı: Birinci evre meme kanseri olduğu ortaya çıktı. “Daha önce, yoğun meme dokusu kavramını hiç duymamıştım. Çok şaşırmıştım, ancak bu tip dokuların içini görebilen ve kanseri erken aşamada tespit edebilen bir teknolojinin olmasına sevindim” diye konuştu.
Doktoru onunla aynı fikirde. Jan’ın radyoloğu olan Dr. Daniel Ha: “ABUS, memeyi mamografi taramasından farklı bir şekilde inceliyor. ABUS, Jan’ın olgusunda yoğunluğun içini görebildi ve 3D mamografi de görülemeyen bir kanseri tespit etti. 3D mamografi, günümüzde mevcut olan en iyi mamografi teknolojilerine rağmen, yüksek yoğunlukta meme dokusunda zorlu bir işlem olmayı sürdürmekte. ABUS, Jan için meme incelemesine yönelik daha kapsamlı bir yöntem sundu. Jan’a bir lumpektomi, 33 radyasyon tedavisi ve oral kemoterapi ilaçlarından oluşan bir tedavi planı verildi. Jan’ın sağlığı bugün gayet iyi durumda. Yıllık mamografi kontrollerine ve ABUS incelemelerine devam edecek. ABUS ve mamografi taramaları birbirini tamamlayıcı nitelikte ve bu teknolojiler birlikte kullanıldığında en iyi hasta sonuçlarını elde etmemize yardımcı oluyor” dedi.