Kronik Miyelositer Lösemi’ye yol açan sebeplerin henüz bilinmediğini ifade eden Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği Derneği (LLMBİR) Genel Sekreteri Doç. Dr. Selami Koçak Toprak, bu hastalığın erkeklerde daha sık görülmekte olup çocuklarda çok nadir olarak rastlandığını ifade etti.
Dünya Kronik Miyelositer Lösemi (KML) “Farkındalık Günü” sebebiyle 22 Eylül tarihinde Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği Derneği tarafından (LLMBİR) özel bir etkinlik düzenlendi. Etkinlik kapsamında KML hastaları ve hasta yakınları, KML konusunda uzman hekimlerle bir araya gelerek hastalık hakkında bilgi aldılar.
Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği Derneği (LLMBİR) Genel Sekreteri Doç. Dr. Selami Koçak Toprak, Kronik Miyelositer Lösemi (KML) hastalığı hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Eylül ayı boyunca çeşitli etkinliklerle KML hastalığının farkındalığının artırılması adına çalıştık. Hastalara yönelik eğitim toplantılarının yanı sıra, geniş katılımlı bir Lenfomaya Karşı Farkındalık Yürüyüşü etkinliğini de gerçekleştirdik”.
“KML hastalarında en sık görülen bulgu dalak büyümesidir”
Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği Derneği (LLMBİR) Genel Sekreteri Doç. Dr. Selami Koçak Toprak sözlerine şöyle devam etti:
“KML hastalığı genellikle orta yaştan sonra görülen, kan ve kemik iliğinin yavaş seyirli kanseridir. Her yıl 100 binde 2 yeni hastaya tanı konulur. KML hastalarında en sık görülen bulgu dalak büyümesidir. Bu hastalığa yol açan sebepler bilinmemekle birlikte, kalıtsal veya bulaşıcı değildir. Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülmekte olup çocuklarda çok nadir olarak rastlanıyor. Vücuttaki normal hücrelerde 23 çift kromozom bulunuyor. Bu hastalarda 22’inci kromozomda kalıtsal olmayan yapısal bir genetik bozukluk bulunur. Bozulmuş/değişmiş olan 22’inci kromozom, kan hücrelerindeki kontrolsüz artıştan ve bu bozulmuş hücrelerin yaşam sürelerinin uzamasından sorumludur. Bu gen bozukluğu sonucu ortaya çıkan yeni ürün BCR-ABL olarak adlandırılır ve KML hastalığına neden olur. Hastalığın erken dönemlerinde genellikle hastaların şikayetleri yoktur. Hastaların önemli bölümünde, başka nedenlerle başvurdukları hastanede yapılan kan testinde akyuvar sayısı yüksek çıkar. Hastalık ilerlediğinde ise yorgunluk, ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, karnın sol tarafında kaburgalar altında dolgunluk, ağrı hissi olabilir. Son 20 yılda keşfedilen yeni ilaçlar başta olmak üzere, tıptaki ilerlemeler sayesinde KML’li hastaların yaşam süreleri, genel nüfusla kıyaslandığında aynı seviyeye gelmiştir” dedi.
Doç. Dr. Toprak ayrıca hastalığa yakalananların sigaradan uzak durması ve egzersiz yapmasının çok önemli olduğunu da vurguladı.