E-Nabız uygulaması ile görüntülemede mükerrer çekimlerin azaldığını vurgulayan Prof. Dr. Tuncay Hazırolan, “Sağlık Bakanlığı ile çalışmalarımız devam ediyor. Bu çalışmalar ile mükerrer çekimlerde yüzde 40’lık bir azalma gerçekleşti” dedi.
TÜRKRAD Başkanı Prof. Dr. Tuncay Hazırolan, “Bir doktor günde 40-50 rapor yazabilir. Bir doktorun günde kaç rapor yazabileceği ile ilgili ülkemizde bir standart yok. Rapor yazma ile ilgili sayıların belirlenmesini istiyoruz. Bu sistemde raporlamaların tamamının doğru çıkması mümkün değil” dedi.
Uluslararası Katılımlı 40. Radyoloji Kongresi Türk Radyoloji Derneği tarafından Antalya Belek’te düzenlendi. 5-10 Kasım tarihleri arasında düzenlenen kongrede bin 350 katılımcı, 144 yerli ve 14 yabancı konuşmacı yer aldı. Kongrenin bu yılki ana teması ‘Radyolojide yeni ufuklar’ olarak belirlendi. Kongrede, radyolojide yaşanan gelişmeler ve sıkıntılar görüşüldü. Kongre çerçevesinde düzenlenen basın toplantısına; Türk Radyoloji Derneği (TÜRKRAD) Başkanı Prof. Dr. Tuncay Hazırolan, Türk Radyoloji Derneği Başkan Vekili Prof. Dr. Can Çevikol ve Kongre Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Kader Karlı Oğuz katıldı. TÜRKRAD Başkanı Prof. Dr. Tuncay Hazırolan, radyolojinin tıbbın gören gözü olduğunu, radyolojik tekniklerden ayrışmış bir tıbbın düşünülemeyeceğini söyledi.
“Hastanın muayene süresi kısa olmamalı”
Tüm dünyada görüntüleme sayısının arttığından bahseden Prof. Dr. Hazırolan, Türkiye’deki artış miktarının ise bu artıştan daha fazla olduğuna işaret etti. Buna sebep olarak hastanın muayene süresinin az tutulması olarak gördüğünü ifade eden Prof. Dr. Hazırolan, “Sebep, radyoloji dışı ya da radyolojiye hasta gönderip görüntüleme isteyen doktorlarımızın optimum koşullarda muayene yapamaması yani muayene süresinin yetersiz olması. Normalde bir hastanın geldiği zaman şikayetini söylemesi gerekiyor, ardından doktorun sorular sorup şikayeti detaylandırması ve muayene ettikten sonra kafasında bir tanı oluşturarak ne düşündüğünü belirlemesi ve gerekiyorsa buna uygun tetik istemesi gerekiyor. Böyle bir muayene yapmanın da en alt sınırı 15-20 dakika olması gerekiyor. Bu sürenin altındaki sürelerde çalışan doktorlar, yeterli hikâye alıp yeterli muayene şansı olmadığından dolayı hastaları ilk etapta hasta yararına direk tetiğe yönlendirmeye çalışıyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Hazırolan, hatalı tanı durumunda Avrupa kanunlarında çok ciddi cezalarla karşı karşıya kalındığını vurgulayarak, doktorların yeterli muayene yapamadığında bu durumu göz önüne alarak radyolojik görüntülemeyi tercih ettiğini ifade etti. Doktorlara daha yeterli muayene yapma şansı tanınırsa radyolojik görüntülemelerde azalma olacağını belirten TÜRKRAD Başkanı Prof. Dr. Hazırolan, “Radyoloji tetkiklerinin sayısının artması, günümüz çağının getirdiği bir özellik. Her yerde artıyor ama mühim olan doğru muayene sonrası doğru zamanda tetkikin istenmesi” dedi. E-Nabız uygulaması ile görüntülemede mükerrer çekimlerin azaldığını vurgulayan Prof. Dr. Tuncay Hazırolan, “Sağlık Bakanlığı ile çalışmalarımız devam ediyor. Bu çalışmalar ile mükerrer çekimlerde yüzde 40’lık bir azalma gerçekleşti” dedi.
“Ülkemizde 20 TL’ye MR çekiliyor”
Türkiye’nin MR sayısında Avrupa’ya kıyasla oldukça önde olduğuna işaret eden Prof. Dr. Tuncay Hazırolan, “Bunun iki nedeni var. Birincisi muayene süresi, ikincisi MR’ın ülkemizde oldukça ucuz olması. Ucuz deyince avantaj olarak görülüyor. Bu başarı değil, başarısızlık. Çünkü biz aynı cihazları kullanıyoruz. Bu cihazların alınışı 1-2 milyon euro civarında. İşletme masraflarını da koyduğumuzda bu tetkiki 20 TL’ye yapabiliyorsanız çok mantıklı bir şey değil. Sonuçta bunun fiyatı ABD’de 700 dolardan, Almanya’da da 500 eurodan başlıyor. Tabii ki ülkemiz koşullarında bu rakamlarda olması mümkün değil ama en azından çekim ücretlendirmesi ve doktor rapor ücretlendirmesi birbirinden farklı kategorilerden oluşturulursa, doktorlarımızın emeği de daha iyi değerlendirilmiş olur” diye konuştu.
Uluslararası Radyoloji Günü
Türk Radyoloji Derneği Başkan Vekili Prof. Dr. Can Çevikol da, radyolojik görüntülemenin sporcu hayatındaki yerinden bahsetti. Çevikol, “Sağlık hizmeti sunumunda görüntüleme yöntemlerinin toplum tarafından daha iyi anlaşılması, radyologların ve radyoloji teknikerlerinin bu süreçteki rolleri ve bu konuda toplumsal farkındalık oluşturmak amacı ile her yıl X ışınlarının bulunma tarihi olan 8 Kasım, tüm dünyadaki radyologlar, radyoloji teknikerleri ve ilgili alanlarda çalışan uzmanlar tarafından çeşitli aktiviteler ile ’Uluslararası Radyoloji Günü’ olarak kutlanmaktadır. Bu yıl sekizincisi kutlanmakta olan Uluslararası Radyoloji gününün ana konusu ’Spor & Görüntüleme’ olarak belirlenmiştir. Spor yaralanmalarının saptanması, tanı ve tedavisi sürecinde radyologların ve bu alanda çalışan diğer uzmanların vazgeçilmez rolü vurgulanmaktadır. Toplumda bireylere sunulan sağlık hizmetinin kalitesinin değerlendirilmesinde tıbbi görüntülemenin önemli belirteçlerden biri olduğu konusunda farkındalık oluşturulması hedeflenmektedir” dedi.
Prof. Dr. Çevikol, profesyonel sporcuların tedavisinin yanı sıra, sağlık için spor yapan her bireyde de radyolojik görüntülemenin önemine işaret ederek, “Türkiye koşullarında daha çok, hangi yaşta olursa olsun tüm insanların hayatında sporu ayrı düşünmek olanaksız. Çünkü bilimsel temellere dayalı, bilinçli yapılan sporun artık insanları sağlıklı yaşamlarında son derece önemli olduğunu, mutlu ve huzurlu kıldığını biliyoruz. Dolayısıyla sadece profesyonel sporcular değil, hayatlarına sağlık açısından katkıda bulunmak için spor yapan kişilerde de spor yaralanmalarını görüyoruz. Bu normal bireylerde de kalıcı sakatlıkların olmaması son derece önemli” ifadelerini kullandı.
Yerli MR çalışması
Radyoloji Kongresi Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Kader Karlı Oğuz ise, kongrenin bilimsel programında, Türkiye’den ve yurt dışından kendi alanlarında deneyimli bilim insanları konferans, panel ve sözlü sunumlarda güncel gelişmeleri paylaşıldığını söyledi. Prof. Dr. Oğuz, Türkiye’de radyoloji konusunda yerli malı üretimine girildiği bilgisini de paylaşarak, “ASELSAN bu proje içerisinde çok büyük kuvvetle yer alıyor. Onların toplantılarında bizlerin anladığımız kadarıyla bu işte oldukça iddialılar. MR ve hasta monitörü işinde oldukça yol almış durumdalar. 2024’ten önce birçok cihazın araştırma ve geliştirmesi tamamlanmış olacak gibi gözüküyor” dedi.