Gürkan KÖROĞLU yazdı…
Corona -Covid 19 hayatımıza birden girdi, ne olduğunu anlayamadan. Bu gerçek olamaz filimler de olur dediğimiz bir süreci yaşıyoruz.
Şaşkına döndük, ne yapacağımızı bilemedik. Ne olacak, ne yapmamız gerekiyor, kendimizi ve sevdiklerimizi nasıl koruyacağız? İşimizi, varlıklarımızı nasıl koruyacağız? Hayat nasıl devam edecek, okullar nasıl devam edecek, çocuklarımıza ne olacak, yaşlılarımıza ne olacak, ekonomiye ne olacak, sokaktaki evsizlere ne olacak, işsizlere ne olacak gibi onlarca, yüzlerce soru arka arkaya beynimizde dolaşmaya başladı.
Kaygıları, panikleri devam edenlerimiz var. Sosyal medyayı, haberleri, sosyal grupları, ses kayıtlarını şimdiye kadar dinlemediğimiz kadar dinlemeye başladık.
Zaman içerisinde vücudumuzu, akciğerlerimizi dinlemeye başladık. Nasıl nefes aldığımızı takip eder olduk. Acaba az mı nefes alıyorum, acaba sık sık mı nefes alıyorum, nefes alışım normal mi?
Kendimizi dinlemeye başladık
Çoğumuz şimdiye kadar dinlemediğimiz kadar nefes alışımızı dinledik. Sadece nefes alışımızı dinlemedik. Ruhumuzu, kendimizi, beynimizi, düşüncelerimizi dinlemeye başladık. Bu dinleme diğer dinlemelerimizden daha iyi gelmeye başladı bize. Uzun zamandır dönmediğimiz kadar içimize dönmeye başladık. Eşimizle, çocuklarımızla, evde ki diğer bireylerle daha fazla iletişime geçmeye başladık ama en çok kendimizle. Şimdiye kadar sormadığımız soruları kendimize sormaya başladık. Dışarı atarak kaçtığımız kendimizi bu süreçte ev de yakaladık.
Koşturmacaya, yoğunluğa, kalabalığa kaptırdığımız kendimizi evde durarak sobeledik. Kendimizi daha fazla tanıdık, tanımaya devam ediyoruz bu süreçte. Değerlerimizi, yaşam amacımızı, hayatımızı bizim için nelerin önemli olduğunu, nelerin o kadar da önemli olmadığını, nelerin değerli olduğu tarttık.
Panik hali olmamalı
Biz insanlar herhangi bir tehlike ile karşı karşıya kaldığımız zaman ilkel beynimiz devreye girerek kontrolü ele geçiriyor. Bu pandemi de de çoğumuzda tehlikeyi fark edince ilkel beynimiz kontrolü eline aldı. Kaygı, korku ve panik oluştu beynimizde. Biraz kaygı insanın hayatta kalması için gerekli olan bir mekanizmadır. Algıları daha açık hale getirerek tehlikelere karşı hayatta kalma sistemini çalıştırır. Bu uygun seviye de bizim için pozitif bir şeydir. Fakat bu kaygı panik aşamasına ulaştığında bu bizim için olumsuz bir durum olmakta.
Panik hali bizim hem hatalı kararalar vermemiz hem mental hem de fiziki sağlığımıza zarar veren bir durumdur.
Nasıl kurtulacağız?
Peki bu durumdan nasıl kurtulacağız? Panik olmadan hayatımızı nasıl devam ettireceğiz.
Öncelikle beynimizin kontrolünü ilkel beynimizde alıp üst beynimize taşımamız gerekiyor.
Bunu yapabilmemizin yolu ise doğru bilgiye ulaşıp durumu değerlendirip anda kalmaktan geçiyor.
Bu yaşadığımız son durum’a baktığımızda aslında atalarımızın bizden önceki insanlar çok daha vahim olaylar yaşamışlardır. Savaşlar, afetler, sürgünler, daha ölümcül salgınlar gibi. Bunların hepsi geldi ve geçti. Özellikle bu süreçlerin sonrasında dünya da olumlu gelişmeler, değişimler meydana geldi. Elbette ki bu günler kolay geçmiyor, geçmeyecek ama nihayetinde bu durumda geçecek çok daha güzel günler sonrasında gelecek.
Gereksiz bilgiyi almamalıyız
İkinci önemli konu ise kısıtlı miktarda pandemi ile ilgili haberleri, sosyal medyayı, sosyal medya gruplarını takip etmek. Çünkü gün içerisinde sağlıklı olmayan kanallardan alınan doğru olmayan bilgiler, ses kayıtları, gelecek ile ilgili dehşet verici senaryolara sürekli maruz kalmak sizin panik durumunuzu derinleştirecektir. Başta söylediğimiz gibi konu ile ilgili haberleri güvenli kaynaklardan ve sadece gerekli miktarda alıp daha fazla gereksiz bilgiyi almamak ve düşünmemek.
Egzersiz yapın
Diğer bir konu ise hayatın tüm kontrolünün elimizde olmadığını bilmek ve kontrol edebildiğimiz kadarını kontrol etmek, önlemlerimizi almak ve daha fazlasını kontrol edemeyeceğimizin bilincine varmak bizi panik durumundan uzaklaşmaya fayda sağlayacaktır.
Evden çıkmayanlar yukarıdaki olumsuzlarla daha az temas etmesi için kendilerine rutin günlük bir plan oluşturarak süreci normalleştirebilirler. Kendilerine şimdiye kadar zaman ayıramadıkları için yapamadıkları neler var sorarak günlük planlarına bunları yerleştirebilirler. Böylece olumsuz düşüncelere kapılarak panikten uzaklaşabilirler. Düzenli egzersiz yapın, uyku düzeninize dikkat edin, sağlıklı beslenmeye özen gösterin, kitap okuyun, hobiniz varsa onu yapın, online eğitimler alın, nefes egzersizleri yapın, meditasyon yapın ve bunun gibi aktivasyonları gerçekleştirin.
Bu günler geçecek
Bu zamanlarda kendi gelişiminize vakit ayırın çünkü bu günler elbet geçecek ve ileride kendinizi “keşke şunu yapsaydım, o zamanlara bunu yapsaydım, zamanımı boş geçirmeseydim” derken bulmayın.
Başımıza gelen bu durumu kabul etmek ve tevekkül etmek süreci daha iyi atlatmamızı sağlayacaktır. Başımıza gelen olumsuzluklara direnç göstermenin bize hiçbir faydası yoktur.
Aksine bu durumlara direnç göstermek biz de travmalara sebep olur. Bu süreçte panik halinde kalmak biz de panik atak, okb gibi psikolojik problemlere yol açabilir. Bunun için gelen durumu kabul etmek bizim hem mental hem de fiziksel sağlığımızın iyi olmasını sağlayacaktır.
Anda kalın
Önemli olan bu süreç bana nasıl bir fayda sağlıyor, neler bu süreçte beni geliştiriyor, bu süreç bana ne öğretiyor bunları sorgulamak bizi geliştirir ve iyi hissettirir.
Bu süreci en rahat geçirmemizin yolarından biri ise anda kalmaktır. Anda kalmak; şu anda olmak geçmişte olup biteni düşünmemek ve gelecekte şu olacak bu olacak dememektir basitçe. Şu an olduğumuz anı yaşamak, var olan anda kalmaktır. Kaygılarımız gelecekte olacak olumsuz şeyleri düşünmemiz, farz etmemiz sayesinde oluşur. Olmamış bir şey için kaygılanmanın bize bir faydası yoktur. Bulunduğunuz anın tadını çıkarın.
Kendinize sormadıklarınızı sorun
Hayat her zaman olumlu, güzel, konforlu, istediğimiz gibi ve kontrolümüzde gitmiyor.
Hayatımızda hiçbir durum kalıcı değildir. Ne hayatımızdaki güzel bir süreç ne de kötü bir süreç. Hiçbir durum kalıcı değil.
Önemli olan bu hayatta karşımıza gelen olayları nasıl karşıladığımız ve o anlardan nasıl geçtiğimizdir.
Ev de olma imkânını yakaladığınız, hayatınızın yavaşladığı bu dönemde kendinizi yakalayıp
kendinize sormadıklarınızı sorun.