Hüseyin SARPKAYA yazdı…
Bu yazımda medikal sektörünün yarını doğru planlama ve konumlandırma ilkelerini, sağlık sektörü ile ilişkisini sizler ile paylaşmak istiyorum. Herhangi bir organizasyonun, başarılı olması için konumlandırma oldukça önem arz etmektedir. Kastım fiziksel bir konumdan ziyade medikal sanayinin sağlık sektöründeki yeri ve duruşudur. Öncelikle zihinlerde yer tutmalı, yaşama değer katmalı. Aslına bakarsanız bu şartların hepsini sektör olarak taşıyoruz ama buna rağmen maalesef sağlık sektörü olarak kendimizi hem kamu hem de vatandaş nazarında iyi konumlandıramadığımızı söylemek istiyorum.
Bu problemin çözümüne katkı sağlamak amacıyla sektör temsilcilerimiz, farkındalık oluşturmak adına “tıbbi cihaz hayat kurtarır” sloganı ile bilgilendirme videoları yayımladı. Gayet yerinde doğru bir hamle idi. Umarım hem kamu, hem de vatandaşımızın sektöre bakış açısını bir nebze değiştirir. Sektörümüzün stratejik davranarak bu tip tanıtıcı faaliyetlerle yarını planlama adına daha sağlam adımlar atmaya ihtiyacı var.
Pandemi süresince yaşananlar iyisi ile kötüsü ile geçti bitti deyip işimize gücümüze bakalım demeyi çok isterdim. Birçok şey değişecek evet ama değişim ne zaman başlayacak asıl soru bu bence. Mesela bir yangın olur sonrasında yetkililer gelir temizlik, enkaz kaldırma süreci başlar. Aslına bakarsanız birçok kişi gibi bende işin başında böyle olacak sanıyordum. Salgın süreci bitecek ve o günü zarar ziyanına katlanarak işimize kaldığımız yerden aynı şekilde devam edeceğiz düşüncesi oluşmuştu zihnimde.
Fakat gerçek o ki, gün geçtikçe gelecek süreci yönetebilmek adına salgının bittiğinde işe nasıl başlayacağımızı değil, salgınla beraber işlerimize nasıl devam edeceğimizi öğrenmemiz gerektiğini anladım.
Yazının başında medikal sanayinin yeniden konumlandırma ihtiyacı olduğundan bahsetmiştim. Yeni paradigmada mademki pandemi riski ile yaşamak kaçınılmaz bir sonuç o zaman bol sosyal izolasyonlu ve daha az tüketen, daha az haraketli, dijital bir yaşama hepiniz hoş geldiniz.
Geçenlerde web üzerinden sağlık bilgi teknolojileri ile ilgili bir toplantıya katıldım. Toplantıda çok değer verdiğim üst düzey bir özel hastane yöneticisi dostum dedi ki, süreç bizi çok etkiledi çok ciddi zarar ettik. Ben de sordum küçülme gibi bir stratejiniz var mı? Dediği tam olarak; kesinlikle hayır, aksine bu süreci yönetebilmek için daha fazla kişi işe almamız gerekecek. Cevap sizce de ilginç değil mi? Ama kesinlikle iyi düşünülmüş bir cevap. Aslında demek istediği şu, insanlar hastanede daha az vakit geçirmek isteyecek belki de daha az hastaneye gitmek isteyecek. Bu sebeple hastanelerin yeni yapılanmaya bu yapılanmayla beraber daha fazla yardımcı personele, farklı mimariye, uzaktan erişim teknolojisine ihtiyacı olacak.
Bu yorumu çıkartmak ne kadar doğru ama kişisel kanaatim sağlık hizmet sunucularında SGK anlaşmalı hastane olma arzusu gittikçe azalacağı yönünde, belki sağlık sistemimizde yakın gelecekte sadece sevk ile gidilen hastaneler olabilir. Ayrıca tedarik zincirine, ürettiğini tüket modeli eklenebilir, bir hastanenin içerisinde ileri seviye üretim neden olmasın. Ütopik gelmesin söylediklerim. Bu dönemde alt katında koruyucu ekipman üreten hastane gördüm.
Bir diğer husus; her alanda olduğu gibi sağlık sektöründe daha çok dijitalleşmenin yaşanacağı ortada. Sanırım bu konuda defans olsa da bakanlıkta adımlar atacak gibi duruyor. Yakın dönemde Tele Tıp gibi uygulamaların fiyatlandırılıp teşvik edildiğini görebiliriz. Son söylemek istediğim şu; gelecek mutlaka gelecekti bunu herkes biliyordu fakat bu pandemi ile gelişi çok çabuk oldu.