Alanında uzman akademisyenlerin özgün ve tarafsız araştırmalarına dayanan “Biyoteknolojik İlaçlar” kitabı, hastalara son yıllarda umut olan ve ilaç endüstrisinin en hızlı büyüyen alanları arasında yer alan biyoteknolojik ilaçları mercek altına alıyor. Biyolojik ve biyobenzer, ilaçların üretimi ve güvenliliği gibi konuları içeren esere biyoteknolojikilaclar.net adresinden ücretsiz olarak erişilebiliyor.
36 araştırmacı ilaç şirketini temsil eden Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nin (AIFD) koşulsuz desteğiyle yayımlanan ve dağıtılan “Biyoteknolojik İlaçlar” kitabı sağlık çalışanlarının ve bilim dünyasının hizmetine sunuldu. Alanında uzman akademisyenlerin özgün ve tarafsız araştırmalarıyla hazırlanan eser, biyolojik ve biyobenzer, ilaçların üretimi, kalitesi, preklinik-klinik çalışmaları ve güvenliliği konularını her yönü ile ele alarak biyoteknolojik ilaçlar konusunda başvuru kaynağı olma niteliğini taşıyor.
“Geliştirme aşamasındaki en değerli 20 ilacın 15’i biyolojik ilaç”
İlaç endüstrisinin, küresel çapta en yoğun Ar-Ge faaliyetine sahip endüstri olduğunu hatırlatan AIFD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete Hüsemoğlu, “Yeni bir ilaç geliştirmek 10 ilâ 15 yıl sürüyor ve ortalama 2,6 milyar Amerikan Doları’na mal oluyor. IQVIA’nın bir çalışmasına göre, dünya genelinde halihazırda geliştirilme aşamasında olan en değerli 20 ilacın 15’ini biyolojik ilaçlar oluşturuyor. Biyoteknolojik yöntemler, klinik ve epidemiyolojik açılardan pek çok ciddi hastalık için yeni tedavilerin geliştirilmesini mümkün kılarken, nüfusun artan sağlık ihtiyacına da çözümler üretilebilmesini sağlıyor. Biyoteknolojik ilaçlar, gen terapisi, kişiselleştirilmiş tıp ve ileri tedavi uygulamalarına yönelik ilaçların, Türkiye ve Türkiye’deki hastalar için önemli fırsatlar sunacağını düşünüyoruz. AIFD olarak, bu alandaki en güncel bilgi ve yaklaşımları içeren bu kapsamlı eseri başta tüm sağlık çalışanları olmak üzere, biyolojik ve biyobenzer ürünler konusuyla ilgilenen tüm paydaşlarımıza sunmaktan mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.
Biyolojik ilaçların üretimdeki payı dünyada ve Türkiye’de yükselişte
Üretiminde biyoteknolojik yöntemlerin kullanıldığı biyolojik ilaçlar, yaklaşık 30 yıldır özellikle onkoloji, enfeksiyon, otoimmün hastalıklar ile solunum sistemini etkileyen birçok hastalığın tedavisinde devrim niteliğinde değişim yaratarak önemli katkılar sağlıyor ve hastaların yaşam kalitesini artırıyor. Biyolojik ilaçlar, ilaç endüstrisinin en hızlı gelişen ve yeni yöntemler geliştirmeye açık olan yenilikçi alanı olarak öne çıkıyor. 1982 yılında insülin ile başlayan biyoteknolojik ilaç üretimi, çeşitli hormonlar, enzimler, kan veya plazma ürünleri, immünolojik ürünler, gen-hücre tedavisi ürünleri ve sağlık harcamaları açısından çok ciddi önem taşıyan monoklonal antikorlar ile devam etti.
Dünyadaki gelişmelerle uyumlu şekilde Türkiye’de de biyolojik ürünlerin payı giderek artıyor. Biyoteknolojik ilaçlar 2018 yılında 1,1 milyar Amerikan Doları ile reçeteli ilaç pazarı içerisinde yaklaşık %17,6’lık bir paya sahip oldu. 2019 yılında Türkiye’deki biyoteknolojik ilaçların toplam pazar büyüklüğü 1 milyar 814 milyon dolara ulaşırken bu değer toplam ilaç pazarının yaklaşık %23,5’ini oluşturuyor.[1]
Kitaba erişim online ortamda ücretsiz
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD), “Biyoteknolojik İlaçlar” kitabına herkesin ücretsiz ve sürekli erişebilmesine aracılık etmek ve içerdiği konulara dair etkinliklerin ilgili kitlelere hızla duyurulabilmesini sağlamak adına kitap içeriğini internet ortamına da taşıdı. Kitabın dijital versiyonuna biyoteknolojikilaclar.net web adresinden erişilebiliyor. Sitede içerikle ilgili etkinlikler takip edilebilirken, kitabın güncel versiyonunu talep edenler de yine site üzerinden istekte bulunabiliyor.
[1] IQVIA