ABD’de Joe Biden’ın başkan seçilmesiyle birlikte uygulayacağı politikalar ve etkileri merak konusu. Econix Araştırma’nın ABD’de beklenen ilaç politikaları değişikliği ve Türkiye’ye Muhtemel Yansımalarına dair hazırladığı raporda uzmanlar, olası düzenlemelerle Türkiye’nin ilaç fiyatlarında değişiklikler beklerken, ilaç ihracatını artıracak önemli fırsatlar doğacağını belirtiyor.
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki başkanlık seçimlerinin sonuçlanmasının ardından, yeni dönemde Türkiye’yi etkileyecek politikalar masaya yatırılmaya devam ediyor. Bunların başında ise değişmesi beklenen ilaç politikaları geliyor. Bu kapsamda ECONiX Araştırma “Amerika Birleşik Devletleri Başkanlık Seçimleri Sonuçlarına Göre Beklenen İlaç Politikaları Değişikliği ve Türkiye’ye Muhtemel Yansımaları ” başlıklı detaylı bir rapor yayınladı. Rapora göre dünya ilaç pazarının %48’ini oluşturan ABD’de yüksek ilaç fiyatlarını düşürme çabasıyla ilgili; uluslararası referans fiyatlandırma (IRP) ve ilaç ithalatı konularının yeni başkan Biden tarafından yakın zamanda ele alınması bekleniyor. Yapılacak değişikliklerin ilaç üretiminde öncü ülke olmak isteyen Türkiye’nin ilaç ihracatı açısından da önemli etkiler doğurması öngörülüyor.
“1,4 milyar dolarlık ihracat rakamı hızla artabilir”
Araştırma ekibinin başında yer alan Dr. Güvenç Koçkaya, rapora ilişkin yaptığı açıklamada, “İlaç ve tıbbi malzeme firmaları için dünyanın en büyük pazarı olan ABD, ortalama ilaç fiyatları açısından da dünyada en yüksek fiyatlandırmanın yapıldığı ülkedir. Bu nedenle regülasyonların gerekliliği oldukça açık. Bu kapsamda Trump yönetimi Eylül 2020’de, Kanada’dan belirli ilaçları ithal etmesine izin veren bir ön çerçeveyi yasallaştırmıştı. Biden ise kampanyasında başka ülkelerden “güvenli reçeteli ilaçların” satın alınabilmesine izin vermeyi teklif etmişti. Biden’ın seçilmesiyle ilaç politikasında uluslararası referans fiyatlandırma, daha fazla şeffaflık ve doğrudan ABD’ye ilaç ithalatı konularında değişiklikler bekleniyor. Bu değişikliklerin Türkiye için ABD’ye ilaç ihracatı adına tarihi bir eşik olduğunu söylemek mümkün. İlaç endüstrisi ihracatı 2019 yılında 1,4 milyar ABD dolar seviyesinde olan Türkiye, doğru adımları atması durumunda 2019 yılında %32’ye ulaşan ihracatın ithalatı karşılama oranını artırabilir, istenen düzeylere çıkabilir ve belki ilaçta ihracat fazlası veren bir ülke olabilir.” dedi.
İlaç ihracatında iki formül bulunuyor
Raporda ABD’nin patent koruması kalkmış ürünlerin ithalatına izin verme yoluna gitmesi durumunda, ilaç üretiminde öncü ülke olmak isteyen Türkiye için büyük önem arz edeceğine dikkat çekiliyor. Halihazırda İsviçre ve Almanya gibi gelişmiş ülkelere ihracat yapabilecek kalitede üretim yapabilen tesislere sahip Türkiye’de, yerleşik ilaç firmaları için önemli bir ihracat fırsatı oluşması bekleniyor. Bunun gerçekleşmesi için ise Türkiye’deki yerleşik ilaç üreticisi firmaların kaliteli üretim yapabildiklerini Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ve Avrupa İlaç Ajansı (EMA) gibi kurumlardan alacakları belgeler ile kanıtlaması gerektiği vurgulanıyor. Bu kapsamda Türkiye’de üretilen ürünlerin ABD’ye ihracatının planlanması için teşvikler verilebileceği öngörülüyor. Bir diğer yöntemin ise Türkiye’de üretilen ürünlerin, halihazırda ABD’ye ihracat izni verilen Kanada içerisinde ruhsatlandırılarak dolaylı yoldan ABD pazarına erişiminin sağlanması olduğu belirtiliyor. Bunun için özel sektörün Kanada’da aracı şirketlerle anlaşma yapmasının, şirket kurmasının veya şirket satın almasının gerekebileceğine değiniliyor.
“Yapılacak düzenlemelerle fırsatı kullanmak Türkiye’nin elinde”
ECONiX olarak hazırladıkları rapor sonucunda ABD’de beklenen ilaç politikalarının yansımalarını fırsata çevirebilmek için Türkiye’ye büyük sorumluluk düştüğünü gözlemlediklerini ifade eden Dr. Gülpembe Oğuzhan ise, “Olası yeni düzenlemeler ile ABD`ye ilaç ihracatının kolaylaşması durumunda oluşacak ilaç talebini karşılamak mevcut durumda Türkiye yerleşik üreticiler için sorun oluşturacaktır. Bunun olmaması için kamu otoritesi başta olmak üzere Türkiye yerleşik ilaç üreticisi firmaların gerekli planlamaları yapması ve harekete geçmesi gerekir. Aksi durumda oluşan fırsat penceresi diğer ülkeler tarafından kullanılacak ve Türkiye ilaç ihracatında koyduğu hedeflere ulaşmada zorluk yaşayacaktır. ABD’de beklenen ilaç politikalarının yansımalarını fırsata çevirebilmek için; ilaç fiyatlandırması, dağıtım ve geri ödeme süreçlerinde yeni yöntemler geliştirilmesi gereklidir. Türkiye’den ABD’ye ilaç ihracatının kolaylaştırılabilmesi için ise sadece yerli firmalar ile değil, Türkiye’de yerleşik uluslararası firmaların da teşvik edilmesi önemlidir. Çünkü bu firmalar halihazırda ABD’ye ürün satabilen firmalardır. Bu noktada ilaç ihracatının kolaylaşmasını fırsata çevirmenin Türkiye’ye bağlı olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.
Sağlık Bakanlığı ile SGK’ya büyük sorumluluk düşüyor
ECONiX Araştırma’nın raporuna göre dünyanın en büyük 10 ilaç üreticisinin tümünün kurulu şirketleri ve pazarda ürünleri bulunan Türkiye’nin, 2019 yılında değerde 40,7 milyar Türk Lirası, kutu ölçeğinde ise 2,37 milyar kutuya ulaşarak 2010-2019 yılları arasındaki en yüksek ilaç hacmine ulaştığı görülüyor. ABD’nin uluslararası referans fiyatlandırma politikalarını benimsemesi ile ilaç fiyatlarının OECD ülkelerinde yükselmesi durumunda Türkiye için de etkileri olacak. Bu ülkeleri referans olarak kullanacak Türkiye’nin de uzun dönemdir uygulanan düşük ilaç fiyatlandırma politikaları nedeniyle ilaç sektörü açısından düşen karlılık oranlarında, olası ilaç fiyatlarında artış ile iyileşme sağlaması öngörülüyor. Ancak bu durumun kamu için ilaç bütçesinde artışa neden olması da tahminler arasında yer alıyor.
Araştırma ekibinde yer alan Prof. Dr. Zafer Çalışkan ise olası fiyat artışları hakkında “ABD etkisi ile olası ilaç fiyat artışına karşın önümüzdeki dönemde SGK`nın jenerik ürünler için de Alternatif Geri Ödeme Anlaşmalarını gündeme almasında veya Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan Sağlık Market uygulamasının bir an önce ilaçlar için hayata geçirilip en kısa sürede yaygınlaştırılmasında fayda olabilir.” ifadelerini kullandı.