Çoğunluğunuzun cevabınız büyük ihtimal evet olacaktır.Hepimiz hayata geldiğimizde hatta anne rahmine düştüğümüz andan itibaren çeşitli psikolojik travmalara maruz kalıyoruz. Kimilerinize anne karnında travmaya maruz kalma tabiri garip gelebilir. Fakat bu durum gerçekten böyle. Anne karnındaki fetüs, hatta cenin halimiz anne ile kendini bir hisseder. Bu sebepten annenin yaşadığı her travmayı kendi yaşıyormuş gibi hisseder.
Küçük yaşta maruz kaldığımız travmalar ileriki yaşlarda benzer durumlarda tetiklenip bizde tekrar olumsuz duygu durumları yaratabilir. Bu ana travma örüntü şeklinde karşımıza, hayatımızın çeşitli dönemlerinde ortaya çıkar. Çözümü; en eski ana travmalarımızı ve sonraki travmaları bulup, bunların tekrar güvenli ortamda işlenmesidir.
EMDR, “Eye Movement Desensitization and Reprocessing” yani “Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme “yaşamış olduğumuz travmatik anların tekrar sağlıklı olarak işlenmesini sağlayan bir terapi tekniğidir.
Kullanılan bu tekniğin amacı, yaşadığımız psikolojik sıkıntıların kaynağını bulmak ve bu psikolojik sıkıntı veya travmaların bizde oluşturmuş olduğu psikolojik ve fiziksel rahatsızlıkları ortadan kaldırarak tedavi etmektir.
EMDR 1987 senesinde Dr. Francine Shapiro tarafından tesadüfen keşfedilmiştir. Dr. Francine Shapiro bir gün parkta yürürken tesadüf eseri gözlerini sağa ve sola doğru ritmik olarak hareket ettirdiğinde olumsuz anıları ile ilgili rahatsız edici duygularının azaldığını ve göz hareketlerinin bir duyarsızlaştırma sağladığını fark etti. Bununla da kalınmadı, ses ve dokunma yoluyla da duyarsızlaştırmada aynı etki gözlendi.
Dr. Shapiro göz hareketlerinin rahatsız edici düşüncelerin şiddetini azaltabildiğini farketmiştir. O tarihten günümüze geliştirilerek yoğun olarak kullanılmaktadır.
EMDR hipnoz ve ilaç olmadan travmaların olumsuz etkilerini ortadan kaldıran bir terapi yöntemidir.
Peki EMDR beynimizde nasıl bir etkiye sebep oluyor?
Hepimiz dünyaya gelişimizden itibaren birçok büyük ya da küçük olumsuz olay ve durumla karşılaşıyoruz. Olumsuz olaylarla, özellikle travma oluşturacak durumlarla karşılaştığımızda beynimiz, algıladığımız ve karşılaştığımız olumsuz verileri sağlıklı bir şekilde işleyemez. Beynimiz bazı olumsuz durumları bir tehlike olarak algılar. Bu olumsuz veriler beynimizin bölümlerinden biri olan ilkel beyinde doğrudan o bilgiyi işleyerek frontal coretex’imizde işlemeden doğrudan cevap verir. Bu cevap, tehlike anında bizim hayatta kalmamızı sağlayacak (Fight, Flight, Freeze) tepkisi olan Türkçe’ye (Savaş, Kaç, Don) olarak uyarlanan cevaplardan biri olacaktır.
Tehlike olarak algılanan durumda beynimiz bu verileri ilkel beyin organlarımızdan sağlıklı geçiremeden beynimizin iki yarım küresinde, iki yarımküre arasındaki iletişimi sağlayan corpus callosum da, amigdala ve pre-frontal cortex de yeterince işlenemeden sıkışıp kalırlar diyebiliriz.
EMDR göz hareketleriyle, bizim adeta sıkışıp kalan ve gerektiği gibi sağlıklı işlenemeyen bu olumsuz durumları beynin iki yarım küresinde bu bilgilerin tekrar sağlıklı işlenerek olumsuz duygulara duyarsızlaştırıp bu olumsuz duyguların yerine olumlularını yerleştirme amacı güder.
EMDR de anılar, travma anları seans sonrası silinmez sadece o andaki duygulara duyarsızlaşılır ve sonrasında da olumsuz düşünceler yerine olumlu düşünceler konur.
Özellikle doğal afetler, kayıplar, tecavüz, taciz, kazalar gibi büyük olumsuz travmatik olayların olabileceği gibi çocuklukta, okul çağında, ailemizde, sosyal çevremizde yaşamış olabileceğimiz aşağılanma, reddedilme, terk edilme, başarısızlık gibi nispeten daha az şiddetli olumsuz durumlar da bizde hem psikolojik hem de fiziki rahatsızlıklar meydana getirebilir.
Örneğin küçük yaşlarda okulda yaşamış olduğumuz bir başarısızlık biz de “Ben yetersizim” olumsuz düşüncesi yaratabilir. EMDR ile bu anı işlenerek yerine pozitif olan “Ben başarılı olabilir” düşüncesi yerleştirilmeye çalışılır.
Son zamanlarda EMDR cihazları da yoğun olarak kullanılmaktadır. Danışanın karşısına bir ışık barı konarak ışığın sağa sola gidişini takip etmesi istenir. Yine gözle takipte problemi olan ya da tercih etmeyen danışanlar için kulaklık kullanarak, sesleri takip ederek uygulama yapması istenir ya da iki adet titreşim veren cihaz her iki avcuna verilerek titreşimleri takip etmesi sağlanır. Bu uyaranlar kombine olarak da kullanılabilir.
Travmatik ya da olumsuz anılar, danışanlar tarafından; görüntü, ses, koku, tat, duygular, hisler, düşünceler, inanışlar, fiziksel beden duyumları olarak hatırlanabilir.
Peki EMDR hangi sorunlar ve hastalıklarda kullanılır?
EMDR birçok sorun ve hastalıklarda kullanılıyor. En sık kullanılanlar ise; Akut stres bozuklukları, ölüm ve yas, panik bozukluk, kaygı bozuklukları, depresyon, fobiler, sınav kaygıları, OKB, cinsel sorunlar, yeme bozuklukları, taciz, tecavüz, özgüven eksikliği, migren, fibromiyalji gibi birçok hastalık.
Seans süreleri ve toplam kaç seans uygulanıyor?
Her bir seans süresi yaklaşık 90 dakikadır. Seans adeti ise kişi ve duruma bağlı olarak 1-2 seans sürebildiği gibi 11-12 seans da sürebilmektedir. Ortalama seans miktarı 7-8 seans diyebiliriz.
EMDR etkili bir çalışma mı?
EMDR birçok uluslararası sağlık kurumu tarafından etkili bulunmaktadır. (Amerikan Psikiyatri Birliği, Dünya Sağlık Teşkilatı, Amerika Savunma Bakanlığı, Uluslararası Travmatik Stres Çalışmaları Birliği, Birleşik Krallık Sağlık Bakanlığı vb.)
EMDR son yıllarda kullanılan etkin bir terapi yöntemidir. Danışan için birçok avantaja sahiptir. Hızlı ve kalıcı sonuç verme oranı yüksektir. Biz uygulayıcılar içinde hem kullanım kolaylığı hem çok geniş bir çalışma alanı hem de hızlı etki vermesi sebebiyle tercih edilen bir terapi yöntemidir.
Travmalarınızdan kurtulmak istiyorsanız kesinlikle tavsiye edebileceğim bir yöntem.
Sağlıklı, travmasız günler dilerim…