Hayatımızda sürekli bir değişim olacaktır, bu değişim kaçınılmazdır. Önemli olan bizim bu değişimleri nasıl anlamlandırdığımız ve bu değişimlere nasıl tepki verdiğimizdir.
“Nada es permanente en este mundo malvado, ni siquiera nuestros problemas”. “Şu zalim dünyada hiçbir şey kalıcı değildir; dertlerimiz bile” demiştir Charles Chaplin.
Hayatımızdan beklentimiz her şeyin bizim istediğimiz gibi olması ve devam etmesi oluyor çoğunlukla. Hep mutlu, huzurlu, sağlıklı, varlıklı gibi pozitif durumlarda bulunma ve bunların sürekli olması beklentimiz vardır ya da hastalık, mutsuzluk gibi olumsuz durumların hiç bitmeyeceğini düşündüğümüz çaresiz zamanlarımız vardır.
Hayatımız boyunca hep başarılı ya da hep başarısız olamayız. Bu süreçlerin geçici olduğu farkındalığımızın olması bizi hayata daha bağlı olmamızda fayda sağlayacaktır.
Hayatımızdaki olumlu ya da olumsuz durumların sürekli olacağını düşünmek veya beklenti içerisine girmek bizi hüsrana, mutsuzluğa götürecektir.
Osho, “Hayatta hiçbir şey kalıcı değildir, hiçbir şey kalıcı olamaz. Herhangi bir şeyi kalıcı yapmak senin elinde değildir. Sadece ölü şeyler kalıcı olabilir. Bir şey ne kadar canlıysa, o kadar fanidir” demiştir. Osho’da hiçbir şeyin kalıcı olamayacağını düşünmüştür.
Çoğu din ve felsefi akımlarda aslında bu durum net belirtilmesine rağmen beklentimiz hep hayatımızdaki olumlu durumların sonsuza kadar devam etmesidir. Diğer taraftan da hayatımızda çok kötü anlar ile karşılaştığımızda bu durumun sürekli devam edeceği eski olumlu, mutlu durumumuza dönemeyeceğimizi düşünürüz. Sanki ömrümüzün sonuna kadar mevcut olumsuz durumun içerisinden çıkamayıp, hayatımızın sürekli bu şekilde devam edeceği fikrine kapılırız. Aslında bu düşünce de olarak bilinç altımıza da bu düşünceyi kabul ettiririz farkında olmadan. Sonrasında da mevcut durumun devamına biz yardımcı oluruz ve biz yardımcı oldukça durumu daha da kötüleştirip sürecin tamamlanmasını uzatırız.
Aksine her şeyin geçici olduğu bilince sahip olursak mücadele gücümüz ve mevcut durumdan çıkmak için bir gayretimizi olur. Bu bize durumun değişeceği inancı ve motivasyonu sağlar.
Biz çaba gösterdikçe durum olumlu yöne gitmeye başlar ve durumu değiştirmeye inancımız artar. Böylece içinden geçeceğimiz süreci hızlandırmış oluruz.
Her şeyin geçici olduğu düşüncesine sahip olmak olumlu, mutlu, istediğimiz durumun içinde olduğumuzda da aslında bizim yararımızadır. İlk başta “insan neden pozitif durumumuzun biteceğiniz bilmemiz nasıl bizim yararımıza olabilir, bunu bilmek bizi mutsuz etmez mi?” diye düşünebilirsiniz. Evet ilk başta bunun bilinmesi bir hayal kırıklığı yaratacaktır çünkü hiç kimse pozitif ve mutsuz bir durumun bitmesini, sonlanmasını istemez. Fakat uzun süredir içinde bulunulan olumlu bir durumdan birden olumsuz bir duruma geçmek ve de bunu beklemiyor olmak bu duruma hazırlıksız yakalanmaya sebep olacağı için bizdeki yıkımı, etkisi yüksek olacaktır. Hatta bu tür ani değişen, beklenmeyen durumlar çoğu kişide travma, depresyon gibi psikolojik sorunlar meydana getirecektir.
Hiçbir şeyin sonsuza kadar devam etmeyeceğini bilmek aslında mental sağlığımız için uzun vadede sağlıklı bir bilgidir. Bu düşünce, son günlerin popüler konusu olan resilience yani yaklaşık kısaca çevirisi dayanıklılık kavramına hizmet eden bir konudur. Hiçbir şeyin sonsuza kadar devam etmeyeceğini bilmek bizi sonraki duruma hazırladığı için karşılaşacağımız değişime dirençli hale getirecektir ve böylece durum değişikliğinden minimum düzeyde etkilenmemizi sağlayacaktır.
Hayatımızda sürekli bir değişim olacaktır, bu değişim kaçınılmazdır. Önemli olan bizim bu değişimleri nasıl anlamlandırdığımız ve bu değişimlere nasıl tepki verdiğimizdir.
İçinde bulunduğumuz durumları kabul ederek, onlara direnç göstermeden, yaşayarak, içinden geçerek ve mevcut durumumuzun geçici olduğunu bilincinde olarak yaşarsak hayat sürecimizde ortalama bir tatmine sahip olacağımız kesindir.
Yukarıda yazdığımız gibi önemli olan üzerinde durulması gereken diğer konu “karşılaştığımız durumları nasıl anlamlandırdığımız”dır. Hayatımızda karşımıza çıkan o an için bizim için korkunç bir olay olarak algıladığımız bir şey aslında o anın şoku ya da şartları ile değerlendirdiğimiz bir şey kısa bir süre sonra mevcut durumumuzdan çok daha iyi olabilir.
Bunu bazen görmeyiz, anlayamayız.
Şems-i Tebrizi’nin dediği gibi “Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme . Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden iyi olmayacağını.”