Türkiye’de 8 milyon insanı etkilediği tahmin edilen Tip 2 diyabet hastalığına yönelik “Diyabette Kardiyovasküler ve Renal Komplikasyonların Önlenmesi, Tanısı ve Tedavisi için Endokrinoloji Kardiyoloji Nefroloji (EnKarNe) Uzlaşı Raporu” yayınlandı. EnKarNe Uzlaşı Raporu, Türkiye’de endokrinoloji, kardiyoloji ve nefroloji disiplinlerinin Tip 2 diyabet hastalığına yönelik olarak ortaklaşa hazırlanan ilk uzlaşı raporu olma özelliğini taşıyor.
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD), Türk Kardiyoloji Derneği (TKD), Türk Nefroloji Derneği (TND) ve Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nden (THBHD) dokuz bilim insanı tarafından hazırlanan “EnKarNe Raporu”, multidisipliner bakış açısıyla diyabetin etkin bir biçimde yönetilmesi için iyi bakım standartları oluşturmayı amaçlıyor. Bu düzenlemeler tüm hekimler için yol gösterici bir kılavuz niteliğinde.
Rapor, AstraZeneca’nın koşulsuz desteğiyle The Marmara Oteli’nde düzenlenen basın toplantısında kamuoyuyla paylaşıldı. Toplantıya; Prof. Dr. Serpil Salman (Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) Diyabet Çalışma Grubu Başkanı), Prof. Dr. Sibel Güldiken, (Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) Genel Sekreteri), Prof. Dr. Ahmet Yıldız, (Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Yönetim Kurulu Üyesi), Prof. Dr. Öner Özdoğan, (Türk Kardiyoloji Derneği Koruyucu Kardiyoloji ve Aterskleroz Çalışma Grubu Başkanı), Prof. Dr. Kenan Ateş, (Türk Nefroloji Derneği (TND) Eski Başkanı), Prof. Dr. Alaattin Yıldız, (Türk Nefroloji Derneği Başkanı), Prof. Dr. Ülver Derici, (Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği (THBHD) Yönetim Kurulu Üyesi) katıldı.
Türkiye Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada
Diyabetin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir sağlık sorunu olmayı sürdürdüğünü söyleyen Prof. Dr. Kenan Ateş, “Ülkemizde halihazırda yaklaşık 8 milyon erişkinde diyabet bulunduğu tahmin ediliyor. Tip 2 diyabet görülme sıklığında Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer alan Türkiye, aynı zamanda Avrupa ülkeleri arasında bu hastalık için en fazla harcama yapan ülke konumundadır. Hastalığın meydana getirdiği maliyetin yaklaşık yüzde 75’ini diyabetin komplikasyonları -yani organlara verdiği zararlar- için yapılan harcamalar oluşturuyor. Diyabete bağlı ölümlerin ve hastada oluşan zararların en önemli nedenleri arasındaysa diyabet sebebiyle gelişen kalp ve böbrekle ilgili hastalıklar (kardiyak ve renal komplikasyonlar) yer alıyor” dedi.
Prof. Dr. Serpil Salman da, “İçinde bulunduğumuz yüzyılda kronik ve bulaşıcı olmayan hastalıkların çok önemli sağlık sorunları olduğu ifade edilen raporda, giderek daha fazla kalori alan, daha az enerji harcayan, uyku uyanıklık dengesi bozulan, kimyasal kirleticilere sürekli maruz kalan insanın genetik yapısının, değişen çevre ve yaşam koşullarına yeterli uyum göstermediği tespiti yapılıyor. Tüm bu faktörlere bağlı olarak obezite, hipertansiyon, dislipidemi ve bu hastalıkların çoğunlukla bir arada bulunduğu Tip 2 diyabet sıklığı dünyada ve ülkemizde giderek artıyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Öner Özdoğan da diyabetik hastalarda kalp taramasının önemine dikkat çekti. “Hastalar bize diyabete bağlı böbrek hastalığı ile gelebiliyor” diyen Prof. Dr. Alaattin Yıldız da şunları söyledi: “Kan basıncı lüksek hastalarda gizli böbrek hastalığına dikkat etmek lazım. İdrarda protein kaçağına bakmak gerek. Şeker kontrolü yanında kan basıncı kontrolü de şart.”
Bazı kalp hastalarının diyabet hastalığı taşıdığını bilmediğini ifade eden Prof. Dr. Ahmet Yıldız ise, “Diyabeti ve kalp hastalığı olan bireyler bütüncül olarak değerlendirilmeli. Kalp yetmezliği ile ilgili yeni ilaçlar ile ilgili çalışmalar var” dedi.
Diyabetle hastada böbrek hastalığı belirlenirse kan şekeri kontrolünün bu noktada büyük önem taşıdığını kaydeden Prof. Dr. Ülver Derici, “Açlık ve tokluk kan şekerinin kontrol altına alınması kronik böbrek hastalığının ilerlemesini yavaşlatır. Hastanın hemodiyalize girmesi yavaşlatılmış olur. Yüksek tansiyon da toplumumuz da fazla. Böbrek ve kalp hastalığından korunmak için kan basıncının kontrol altına alınması şart. Koruyucu tedbirler büyük önem taşımakta” şeklinde konuştu.
Raporda Tip 2 diyabet hastalığına ilişkin önemli bilgiler şöyle vurgulanıyor:
- Yapılan çalışmalar hem ülkemizde (TURDEP-2 Çalışması) hem de dünyada, her iki diyabetliden birinin henüz tanı almadığını gösteriyor.
- Diyabetli bireylerde diğer organları etkileyen hasarların gelişmesini önlemek için kan şekerini kontrol altında tutmak son derece önemli.
- Sadece kan şekeri kontrolü ile diyabetin kalp ve böbrek ile ilgili sonuçlarını bütünüyle önlemek mümkün olmuyor.
- Diyabetlibireylerdeen sık görülen kalp-damar hastalıkları; koroner arter hastalığı, periferik arter hastalığı, inme ve sistolik/diyastolik kalp yetersizliği olarak sıralanıyor.
- Kalp sebepli ölümlerin nedeni olarak öncelikle kalp damar tıkanıklıkları düşünülse de olguların önemli bir kısmında damar tıkanıklığı değil, kalp yetersizliği gibi kalbin fonksiyon bozukluklarıyla seyreden hastalıklar ölüme neden oluyor.
- Diyabet, kronik böbrek hastalığının (KBH) en sık görülen nedeni olarak tanımlanıyor. Diyabetli bireylerde KBH riski diyabetli olmayanlara kıyasla en az iki kat artmış bulunuyor ve hastaların yaklaşık yüzde 30-40’ında böbrek hastalığı gelişiyor.
- Türkiye’de 2020 yılı Böbrek kayıt sistemi raporuna göre, Türkiye’de 2020 yılında hemodiyalize yeni başlayan hastaların %36.6’sının diyabeti mevcuttur.
Diyabette Kardiyovasküler ve Renal Komplikasyonların Önlenmesi, Tanısı ve Tedavisi için Endokrinoloji Kardiyoloji Nefroloji (EnKarNe) Raporu’nda, diyabetli bireylerin hastalık ve tedavi yönetiminde uyulması gereken kurallar şöyle sıralanıyor:
- Diyabetli bireyde eşlik eden hastalık ve risk faktörlerinin tespiti
- Eşlik eden hastalıkların taranması
- Kardiyoloji ve Nefroloji’ye konsültasyonu istenilmesi gereken durumlar
- Tedavi hedeflerinin belirlenmesi ve yaşam biçimi düzenlemeleri
- Akılcı tıbbi tedavi
Raporun tamamına erişmek için: http://www.turkjem.org/uploads/pdf/176483724163736.pdf