Başlık size ne veya neler çağrıştırdı bilmeyi çok isterdim. Tabi ki herkes de farklı anlamlar uyandırdığına, farklı anılar canlandırdığına ya da farklı duygular uyandırdığına eminim.
Bu yazımızda bahsedeceğimiz “bitmemiş meseleler” ya da başka bir tabirle “tamamlanmamış işler” Geştalt psikoloji teorisi temel konularındandır.
Geştalt yaklaşımına göre insanlar yarım bıraktıkları işleri tamamlamak isterler. Bu yarım bırakılan işler ya da meseleler kavramını biraz açalım. Bunlar aslında bizim temas etmediğimiz, doyurmadığımız ihtiyaçlarımız veya duygularımızdır. Genelde bilinçsiz olarak bu bitmemiş meselelerimizi, işlerimizi unutmayıp bunları tamamlamak için yollar ararız.
Çocukluk yaşlarımızda tamamlanmamış bir ihtiyacımız olabilir ve bu ihtiyaç o dönemlerimizde tamamlanmamış ya da giderilmemiş ise yaşamımızın ileriki dönemlerinde karşımıza çıkacaktır. Ne zaman ki bu ihtiyacımız doyurulur o zaman bitmemiş meselemiz tamamlanmış olur.
Somut ve basit bir örnekle, bitmemiş meseleyi daha anlaşılır bir hale getirmeye çalışalım. Örneğin ailesinden beklediği veya ihtiyacı olan sevgiye yeterince temas edemeyen, doyuramayan bir çocuk bu tamamlanmamış ihtiyacını yetişkin olduğunda başka kişilerde aramaya başlayacaktır. Bu kişinin bitmemiş meselesi sevgi ihtiyacıdır.
Geçmiş yıllarda bastırmış olduğumuz, ifade etmediğimiz duygularda bizim bitmemiş meselelerimizdir. Örneğin, sevdiğimiz birini kaybetmişiz bunun yasını tutmamışızdır ya da birine aşırı şekilde kızmışızdır fakat bunu içimize atıp bastırmışızdır. Söylenmemiş duygular, dillenmemiş özürler, söylenememiş sözler… gibi bu durumlar bizim bitmemiş meselelerimizdir.
Peki bitmemiş meselelerimizin var olmasının bize zararı nedir?
Bitmemiş meseleler, bizim ihtiyaçlarımızın doyurulmamış halleridir. Bitmemiş meselelerimiz bizim hayatımızda devamlı bir örüntü şeklinde sürekli karşımıza çıkacaktır. Bu bizim kendimiz ve diğerleri ile olan ilişkilerimizi etkileyecektir.
Tamamlanmamış ihtiyaçlarımız ya psikolojik sağlığımızı ya da bedensel sağlığımızı olumsuz yönde etkileyecektir. İfade edilmemiş duygularımız kendilerini ifade etme yolu olarak vücudu kullanır çoğu zaman. Çoğu ifade edilmemiş duygularımız bedenimizde bir şekilde ifade edilmek ister. Böylece bu da çoğu zaman hastalık olarak kendini gösterir. Öfkeleniriz, bunu içimize atarız. Bu çoğu zaman kişiye bağlı olmakla beraber örneğin mide ve sindirim sistemi problemleri olarak karşımıza çıkabilir veya bize baş ağrısı olarak kendini ifade etmek isteyebilir. Fiziki olarak bir ifade yöntemini tercih etmese de bu bizim psikolojik sağlığımızı olumsuz etkileyecektir.
Örneğin bitirilmemiş meselemiz sebebiyle öfkeli halimiz bizim yoğun başvurduğumuz bir örüntü halindeki davranış şeklimiz olabilir. Çok fazla öfkelenmemiz gereken bir durum karşısında öfkelenip aşırı tepki verebiliriz. Bu durumda öfkemizi yansıttığımız kişiler ile ilişki problemleri yaşayacağız ya da öfke patlaması sonrası kendimizi kötü hissedip farklı olumsuz duygu durum değişikleri ile karşı karşıya gelebiliriz.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi bitmemiş meselenin kapanması için tek yok o mesele ile temastan geçiyor. O mesele ile temas edip geri çekilme aşamasından geçip bu döngüyü tamamlamak gerekiyor. Bitmemiş meselenin en önemli sebebi geçmişte karşılanmamış ihtiyaçtır.
Tamamlanmamış ihtiyaca sahip kişi büyümüş, yetişkin olması veya çevresinin, ortamının değişmiş olması çocukken benzer olaylara vermiş olduğu tepkilerin aynısını vermesine bir engel teşkil etmiyor. Çocukken vermiş olduğu tepkilerin aynısını yetişken olduğu dönemde de veriyor.
Öğrenmiş olduğu davranış tipi; temas etmediği, inkâr ettiği ihtiyacının bir sonucu.
Geçmişten gelen bu tür tamamlanmamış işleriniz varsa kendinizi sürekli benzer durumlar içerisinde bulmanız yüksek ihtimaldir. Bazen “neden sürekli bu başıma geliyor?” dediğiniz olaylarda da benzer durum mevcuttur. Sık tekrar eden olumsuz olaylarla karşılaştığınızda orada bitmemiş bir meselenizin olma olasılığı yüksektir. Size o tekrar eden olaylar “burada bitmemiş bir meselen var bunu bitirmen gerekir” diyordur.
Olayın tekrar ettiğini görürüz fakat sebebinin farkında değilizdir, bir anlam veremeyiz. Bilinç altımızda gelişen olayları fark edemeyiz.
Peki bu durumdan kurtulmak için ne yapacağız? Bu “bitmemiş meselelerimizi” nasıl tamamlayacağız? Bu kısır döngüden nasıl kurtulacağız?
Kendi kendimize bitmemiş meselelerimizden kurtulmamız imkânsız değildir. “Bu neden hep başıma geliyor, neden ben hep bunu yaşıyorum?” gibi sorular bizi olay mahalline götürmede yardımcı olabilir fakat kişinin bunu kendi kendine yapması çok zordur.
Çok az kişi bunu kendi başına halledebilir.
Alanında uzman bir psikolog, terapist size kişisel farkındalığınızı arttırarak bu konuda yardımcı olabilir. Çeşitli psikoloji ve terapi ekolleri bu konuda çözüm sağlayabilir.
Fakat “bitmemiş mesele” ile en uygun çözümü Geştalt terapi verebilir.
Bir terapist geçmişte kalan bitmemiş meselenizi ortaya çıkartıp farkındalığınızı arttırıp kendinizle yüzleşmenize yardımcı olabilir. Geçmişte bir şekilde farklı sebeplerle kaçtığınız, farketmediğiniz, farkedemeyeceğiniz, size öğretilmiş, temas etmek istemediğiniz ya da temas edemediğiniz ihtiyaçlarınıza şimdi acı da olsa zor olsa da temas etmeniz ve yüzleşmeniz bu döngüden kurtulmanıza “bitmemiş meselenizi” tamamlamanıza yardımcı olabilir. Bu hayatınızda istemediğiniz bu döngünün ortadan kalmasına yardımcı olacaktır.
Bitmemiş meselelerinizi tamamlamak sizi “tam ve bütün” hale getirecektir.
‘’İfade edilmemiş duygular asla ölmez, sadece diri diri gömülür ve sonradan korkunç şekilde tezahür eder.’’
Sigmund Freud