New York’u seviyorum. Şehrin azameti içinde yok olup, hiç kimse’ye dönüşüyor ve sonrasında kendimi yeniden bulabildiğim için mi?
‘Mutlaka okunması gereken kitaplar’ listelerinin birindeki kitapları incelerken, seçkinin pek de bana göre olmadığını farkeden yapay zekam, karşıma Howard Marks’ın ‘Ekonomilerde ve Piyasalarda Dalgaları Yönetmek’ adlı kitabını çıkardı. Yapay Zekamla ilişkim, Spike Jones’un 2013 yapımı HER (AŞK) filmindeki Theodore karakterinin, Scarlet Johansson’un ses verdiği yapay zeka karakteriyle gelişen ilişkisine benzer bir şekilde ilerliyor…
“İsteklerimizin gerçekleşmesini bekleriz”.
‘Çevremize bakarsak, davranışlarımızın ve hayatımızı etkileyen bazı kalıp ve olayların düzenli olarak tekrar ettiğini görürüz. Ekonomilerin, şirketlerin ve piyasaların işleyişi de yinelenen döngülere göre belirlenir. Yatırımda ortalama performans göstermek kolay olabilir, ortalamanın üzerinde performans elde etmek ise oldukça zordur. Eğer ekonomi, iş hayatı ve piyasalardaki her bir olay için tek bir ihtimal bulunsaydı ve o da tahmin edilebilir olsaydı, elbette belirsizlik ve risk olmazdı. Dolayısıyla gelecek, bir ihtimaller aralığı ve bir olasılık dağılımı olarak görülmelidir. Bu olasılık dağılımı da gerçekçi ihtimaller temel almalıdır; isteklerimizin gerçekleşmesini beklemeyi değil.
“Tarih aynen kendini tekrar etmez ama kafiyeyi sever”.
Ortalama yatırımcı: Döngülerin doğasını ve önemini tam olarak anlamaz. Çok sayıda döngü yaşayıp, deneyim kazanacak kadar uzun süre piyasada değildir. Finans tarihine gereken önemi vermez. Tekrar eden döngüleri ve bunların arkasındaki nedenleri dikkate almaz. Farklı döngülerin iniş ve çıkışlarını, trendden sapmalarını ve yanyana salınımlarını farketmez. Sarkaçların zamanlaması, süresi, hızı, gücü ve nedenleri değişir ancak temeldeki dinamikler aynıdır.
“Akıntının tersine yüzmek zor iştir”.
Başarı, doğru görüşte olmakla değil, diğerlerinden daha doğru görüşte olmakla sağlanabilir. Yatırım piyasaları da, aynen sarkaçlar gibi salınımlar yapar:
- Mutluluktan uçma ve depresyon arasında,
- Olumlu gelişmeleri kutlamak ile olumsuz gelişmeleri takıntı haline getirmek arasında ve dolayısıyla,
- Aşırı yüksek fiyatlamalar ile abartılı düşük fiyatlamalar arasında salınır.
Döngüsel aşırı uçlarda zarar görmemek ve daha da iyisi, kar elde etmek için, sarkaçtaki aşırı salınımları anlamak ve bunlara karşı tetikte olmak gerekir. Sallanan bir sarkaç, yayının orta noktasında çok az kalır. Açgözlülük ve korku arasında gidip gelmenin altında yatan, coşku ile depresyon arasındaki salınımdır. Önce olumlu olaylar coşkuyu teşvik eder, coşku da açgözlülüğü körükler ve ayı şekilde; olumsuz olaylar da korkuya tetikler ve korku da depresyona yol açar. Algı genellikle kusursuz ile umutsuz arasında salınır. Yatırımcılar iyimserlik ile kötümserlik arasında gidip gelirler. Az sayıda insan her zaman rasyonel, soğukkanlı, dengeli kalıp, psikolojik aşırılıklara direnebilir; duygularının kararlarını etkilemesine izin vermez ve uçlardaki hareketlere katılmaz.
Deneysel çalışmalar, çoğu kişinin yanlışlığı apaçık olan kararlarını değiştirmek yerine, aynı yanlışta ısrar ederek, dipsiz kuyuya daha fazla para akıttığını; kararlarının yanlış olduğunu kabul etmek yerine, başarısız tahminlerini haklı çıkarmaya çalıştığını ve kendi inançlarına uymayan bilgilere direndiğini veya tümden reddettiğini gösteriyor. Yatırım işinde alçak gönüllük ile özgüven arasında karmaşık bir ilişki vardır. Çok para kaybeden iki tür insan: Hiçbirşey bilmeyenler ve herşeyi bilenler!
“Bu defa Farklı”
Döngüler uç noktalara ulaştığında, borç verenler ve yatırımcılar, bugünkü koşulların geçmişten farklı olduğunu düşünerek, eski disiplinlerden uzaklaşırlar. Finansal hafıza kıtlığı ortaya çıkar. Aynı veya çok benzer ortamlar tekrar ortaya çıktığında, çoğu kez kendinden fazlaca emin genç bir nesil tarafından parlak ve yenilikçi bir keşif olarak alkışlanır. “Her fiyattan alınır” sözü bir balonun mutlak habercisidir.
Riske yönelik tutumlar, aşırı toleranstan, aşırı kaçınmaya doğru salınır. Alım yapmak için ödüllendirici zaman ise, genellikle herkesin karamsar olduğu ve umut görmediği dönemdir. Tabi başkaları hırsla satın alırken satmak ve başkaları umutsuzca satarken, satın almak her baba yiğidin harcı değildir. Zira tepe ve dip, ancak geçtikten sonra anlaşılır. Kaldı ki, doğru zamanda hangi varlık türünü alıp satacağını seçebilmek apayrı bir konu…’ diye uzayıp giden ve birbirinin içine giren kurumlar, salınan sarkaçlar, dalgalanan duygular, oluşan örüntüler…
Kortlardan Serena Williams efsanesi esip geçti:
“Dünya ondan güçsüz olmasını istediğinde, o daha güçlü vurdu; Vücudu bazılarına fazla geldiğinde, o dünyayı imrendirdi. O, yeteneğini de, aklındakini de gizlemedi. Kazanmaya devam etti, yine ve yeniden. O hiç değişmedi ve bu da, bizler için herşeyi değiştirdi.” Diken
İyi ki varsın Serana…