Son yıllarda yaşadığımız yoğun stres, belirsizlik, bozulan nakit akışı sonucu tipik bir bayılma hissizleşme durumu sağlık endüstrisinde görünmekte.
Sektör olarak içinde bulunduğumuz durumu bir benzetme ile açıklamak gerekirse bir baygınlık hali olduğunu söylemek isterim. Bayılma (Senkop), beyne giden kan akışının azalması sonucu yüzeysel ve geçici bilinç kaybı olarak tanımlanmakta. Aşırı kaygı, stres, yapısal bozukluklar vb. bayılmayı tetiklemekte. Son yıllarda yaşadığımız yoğun stres, belirsizlik, bozulan nakit akışı sonucu tipik bir bayılma hissizleşme durumu sağlık endüstrisinde görünmekte.
İllaki değişime ayak uyduracağız
Evet küresel bir salgın krizinin içerisindeyiz. Yaşanan pandemi sonucunda tedavi önceliği değişti önümüzdeki yıllarda ülkelerin en önemli sağlık önceliği hastalıktan korunmak olacak. Tüm sağlık politikaları bu doğrultuda şekillenecek. İllaki bu değişime ayak uyduracağız bundan hiç şüphem yok. Hatta yaşadığımız problemlerin benzerleri global çapta birçok ülkenin medikal endüstrisinde görünmekte olduğunu belirtmek isterim.
Daha önceki yazımda sektörün lideri kim diye sormuştum. Amacım birileri çıkıp bizleri kurtarsın arayışı düşüncesi değil, aksine her bir paydaşın kendi bulunduğu alanda meseleleri çözüme kavuşturup sektörün tümüne fayda sağlaması düşüncesiydi.
“Biz sektör olarak ne istiyoruz?”
Bugün de şu soruyu kendime sormak istiyorum, “Biz sektör olarak ne istiyoruz?”. Hep diyoruz ya paradigma değişimi yaşanıyor. Global tedarik zinciri değişiyor, tedavi önceliği değişiyor, kamunun satın alma stratejisi değişiyor daha birçok etken değişirken sağlık endüstrisi oyuncularının iş yapma modelinin değişmemesi mümkün gözükmüyor.
Tüm paydaşlar olarak tez zamanda sektörel eylem ve strateji planımızı ortaya koymalıyız. STK’lar olarak teknik problemleri sıklıkla dile getiriyoruz. Israrlı talepler illaki cevap buluyor. Masanın her iki tarafının amacı hizmetin devamlılığını sağlamak. Karşılıklı anlayış önemli. Normal olarak son iki yıla yakın kamunun önceliği pandemi ile mücadele çalışmaları. Fakat bizim problemlerimiz ötelenirken çözümün parçası olduğumuz unsuru unutuluyor gibi geliyor bana.
Yabancı yatırımcı ilgisi
Üç günlük fuar maratonunu tamamladık. Katılımcı sayısı ve çeşitliliği ile sektör adına gayet umut vericiydi. Birçok yeni firma gözüme çarptı. Ayrıca farklı alanlarda söz sahibi firmaların medikal sektöre giriş yaptığını görmenin beni mutlu ettiğini söyleyebilirim. Hibrit bir fuar olduğundan güçlü bir dijital alt yapısı olması sebebi ile fuar bitse de iş birliği fırsatları belli bir süre daha devam edecek. İlgililere duyurulur.
Bir diğer önemli husus Expomed Fuarı’nda sohbet ettiğim üretici firmalardan çokça duyduğum ortak konu olan yabancı yatırımcı ilgisiydi. Hatta birkaç firma imzaları atmış ortaklıklar yapmış bile diyebilirim. İlk bakışta firmalarımızı satın alıyorlar gibi gelse de işin aslı öyle değil. Alırken tecrübe, sermaye, networkleri ile beraber geliyorlar. Çok ciddi bir denetim süreci var, adeta firmanın tomografisi çekiliyor. Ortaklık olmasa da bu gelişmeyi yerli firmalar açısından oldukça önemli bir adım olarak görüyorum. Tabi işin bir ucunda kurucuların olması kaydı ile.
Global tedarik zinciri değişiyor
Başta bahsettiğim üzere global tedarik zinciri değişiyor. Derecesi farklılık gösterse de sağlık endüstrisi sadece ülkemizde değil tüm gelişmiş ülkelerde de etkilenmekte. Bu sebepten dolayı uluslararası firmalar pozisyon alıyor, farklı coğrafyalarda yeni üreticiler ile iş birliği yaparak etki alanlarını artırmaya çalışıyorlar.
Her kriz aslında yeni bir başlangıç, yeni bir fırsat demek. Biran evvel üzerimizden baygınlığımızı atıp fırsatların peşinden koşmalıyız, her şeye rağmen etrafımızdaki ülkeler içerisinde ilk toparlanacak ülke biziz. Yoksa hiç yabancı şirketler firmalarımızla bu kadar ilgili olur muydu? Sonuç olarak sektör olarak değişimin farkına varmalı bu doğrultuda gelecek planları hazırlamamız gerekiyor.