Michelin yıldızlı şeflerin yaptığı yemekleri henüz tadamamak, Zülfaris Sinagogu’nda yeni açılan sergiye yetişememek, Galata Limanı’na yanaşan dev gemilerden birine atlayıp dünyayı gezememek; koşuşturma sırasında Haliç köprüsünden her geçişte yayılan balık ekmek kokusunu içe çekip, yemeyi yine bir sonraki geçişe bırakmak; Sirkeci’den Paris’e seyahat edecek Orient Express’in bir sonraki yolcusu ve belki de yeni yazılacak bir romanın karakteri olmayı hayal etmek; uzak diyarlardaki arkadaş grubunun paylaştığı masada bulunmamanın hasretini çekip, içerlenmek; tam da dünyanın bitmeyen sıkıntılarını düşünürken, Uzakdoğu cennetlerinden birinin beyaz kumsalında fotoğraf paylaşan bir fenomenin fotoğraflarına bakıp iç geçirmek…
Sosyal Medyanın tetiklediği yeni hastalıklardan biri FOMO: Bir kişinin bir bilgi, etkinlik, eğlence, deneyim veya hayat kararlarıyla kaçırmaktan korktuğu bir şeyin zihnini meşgul etmesi – yoksunluk duygusu.
Araştırmalar, FOMO’nun insanları kaygı, depresyon, özgüven kaybı ve riskli davranışlara yönlendirebileceğine işaret ediyor. Verywell Mind’dan Dr. Elizabeth Scott’ın korunma tavsiyeleri ise şöyle:
1.Takibinizi değiştirin: Kendileri ve hayatları ile övünen; size de faydası olmayan kişileri değil, olumlu kişileri takip edin. FOMO’nuzu tetikleyen kişileri fark ederek, size iyi gelen kişileri takip etmeyi seçin.
2.Dijital Detoksu Deneyin: Telefon veya sosyal medyadan tümden kopamıyorsanız, geçirdiğiniz süreyi ölçerek, kademeli azaltmaya çalışın.
3.Kişisel Bülten Tutun: Gezdiğiniz yerleri, fotoğraflarınız bir günlük içine kaydederek ve ara sıra bakarak, aslında sizin de birçok güzel anı biriktirdiğinizi kendinize hatırlatın.
4.Gerçek İlişkiler Kurun: Kaygılı ve depresif hissettiğinizde, gerçek kişilerle ilişkiler kurmak sağlıklıdır. Dijital gruplara dahil olmak yalnızlık hissini daha da artırabilir. Bir arkadaşınızı arayıp buluşabilir veya bir grup organizasyonu yapabilirsiniz.
5.Minnettarlık Duymak: Bir şükran günlüğü tutup, hayatınızda minnettar olduğunuz kişi ve olayları yazmak duygusal dayanıklılığınızı artırmaktadır.
Oprah Winfrey, Warren Buffet, Bill Gates, Jack Ma, Barack Obama gibi liderlerin uyguladığı 5-Saat Kuralı
Thomas Corley 200’den fazla ünlüyü beş yıldan fazla araştırır ve hemen hepsinde ortak davranışlar gözlemler. Ünlüler haftada ortalama 5 saatlerini şunları yaparak geçirir: Öğrenmek ve Deneyimlemek.
Okumak: İlk davranış modeli yeni şeyler öğrenmek ve liderler, öğrenmenin ilk adımında bol bol okurlar. Yeni konular, yaratıcı fikirler, biyografiler, farklı disiplinler, yepyeni kültürler, düşünülen, gerçekleşen icatlar, tarihten dersler… Öğrenmenin ilk adımındaki X kuşağının baskılı kitap okuma alışkanlığı, Y ve Z kuşağında yerini sesli kitap ya da potcast dinlemeye veya çevirimiçi kursa katılmaya bıraktı; onlar da kabulümüz.
İçselleştirmek: Yeni bir bilgiyi beynimize ekledikten sonra, yapılacak şey; üstünde düşünüp taşınmak, evirip çevirmek, eski bilgilerle harmanlayarak, içselleştirmek. Öğrendiğimizi yazmak ya da başka biriyle paylaşmak da (paylaşacağınız kişinin de dinlemeye istekli olması koşuluyla) bilgiyi kalıcı hale getirmek için iyi bir yöntem.
Deneyimlemek: Yeni bilgi zihne eklendikten sonra, sıra öğrenilen bilgiyi işte veya özel hayatta kullanabilecek yer ve zaman ayırmaya geliyor. İşinize yaratıcılık katabilirsiniz, iletişim becerilerinizi geliştirerek, özel veya müşterilerinizle görüşmelerinizde kullanabilirsiniz, yeni hobiler, deneyimler yaşayıp, bambaşka dostluklar kurabilirsiniz…
Ekonomide kıyamet habercilerinin kol gezdiği günümüzde, biraz hayal, biraz gerçekle beyin jimnastiği yapmak isteyenler için, Kıyametin Tarihi (Ancient Apocalypse) adlı dizide, gazeteci Graham Hancock dünyayı dolaşarak, Buz Devri’ne kadar uzanan gizemli, kayıp uygarlıklara dair kalıntıların peşine düşüyor. Belgeselin 5. Bölümde Göbeklitepe ve 7. Bölümü’nde ise Derinkuyu, Kapadokya var.
Sağlıkla, huzurla ve ısrarla insanla…