26. TÜSAP Toplantısı, kamu, STK ve özel sektör temsilcilerinin katılımı ile Exponext by Ekspoturk online platformda “Sağlık Finansmanı” ana başlığında düzenlendi. “Sağlıkta Geri Ödeme Yöntemlerinde Gelecek Vizyonu” teması ile yapılan toplantı, başta TÜSAP Yürütme Kurulu Başkanı ve T.C. Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Sabahattin Aydın, SGK GSS Genel Müdürü Prof. Dr. Gökhan Tuna Öztürk, Sağlık Bakanlığı İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Ofisi Program Yöneticisi Prof. Dr. Toker Ergüder, AİFD Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli, İEİS Genel Sekreteri Savaş Malkoç, MÜSİAD Sağlık Sektör Kurulu Başkanı Hüseyin Sarpkaya, OHSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Reşat Bahat, SASDER Başkanı Levent Yiğit, SEİS Yönetim Kurulu Başkanı Metin Demir ve TİSD Genel Sekreteri Dr. Sami Türkoğlu olmak üzere 49 üst düzey sağlık profesyonelinin katılımı ile gerçekleşti.
SGK GSS Genel Müdürü Prof. Dr. Gökhan Tuna Öztürk’ün ana konuşmacı ve İ.Ü. Cerrahpaşa Öğretim Üyesi ve ÜHD Genel Sekreteri Prof. Dr. Haluk Özsarı’nın moderatör olarak yer aldığı26. TÜSAP Vizyon Toplantısı, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD), İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) ve Türkiye İlaç Sanayicileri Derneği (TİSD) ile Abbott, Atabay, Eczacıbaşı ve Roche firmalarının katkıları ile düzenlendi.
SGK GSS Genel Müdürü Prof. Dr. Gökhan Tuna Öztürk:
“Gen tedavileri ve yeni nesil tedavilerin gelişmesiyle birlikte sağlık harcamaları karşılanamayacak duruma gelinecek”
26. TÜSAP Toplantısında konuşan ve değer bazlı yani kazanımlara göre ödemeyi teşvik etmek amacı ile “Kalite Odaklı Finansman Yöntemleri Uygulaması” ve ilaçlar için “Maliyet-Etkililik Analizinin Uygulanması ve Ulusal Maliyet Etkililik Eşiği Belirlenmesi” başlıkları ile iki proje başlattıklarını söyleyen SGK GSS Genel Müdürü Prof. Dr. Gökhan Tuna Öztürk, bu projelerle hedeflenen çıktılardan bahsetti.
Kalite Odaklı Finansman Yöntemleri Uygulaması projesinde finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin niteliği ile kalitesinin izlenmesi ve değerlendirilmesinin amaçlandığını kaydeden GSS Genel MüdürüÖztürk, proje ile hastalık yükünü oluşturan sağlık olgularının sağlık harcamalarına etkisinin azaltılması, aynı işlemlere yönelik yeniden başvuruların minimuma indirilmesi, kanıta dayalı ve hasta odaklı fiyatlandırmanın planlaması ve hasta güvenliği ve memnuniyet dağıtılmasını sağlanması gibi temel amaçlar güdüldüğünü belirtti. Bu projede en önemli veri tabanının MEDULA olduğunu sözlerine ekleyen Öztürk, Ulusal Kayıt Sistemine de değinerek analize uygun verilerin değerlendirildiğinden bahsetti. Sağlık Bakanlığı’nın diz artroplastisi işlemlerine yönelik kalite formlarını kullanarak tesis türüne göre revizyon oranlarını analiz ettiklerini kaydeden Öztürk, “Öyle bazı hastaneler var ki 100 hastasından 8’inde revizyon olmuş. Sonrasında hastaların yüzde 2’sinde komplikasyon gelişmiş. Emboli, pulmoner emboli gelişmiş, yoğun bakıma göndermişiz, normal DVT olmuş ve tekrar kuruma bir maliyeti olmuş. Öyle hastaneler de var ki revizyon oranları binde 1. Bu sebepten dolayı hasta sonraki 10 yıl boyunca tekrar hastaneye uğramamış. Her ikisine de aynı ödemeyi yapmışız ve hatta komplikasyon gelişene daha fazla ödeme yapmışız. Bu aslında dünya literatüründe çok da istenmeyen, çok adil olduğuna inanılmayan bir durum” dedi.
İlaçlar için Maliyet-Etkililik Analizinin Uygulanması ve Ulusal Maliyet Etkililik Eşiği Belirlenmesi projesinin TÜSEB çatısı altında yürüdüğü ve SGK’nın burada paydaş rolü üstlendiğini söyleyen Öztürk, “Bir ilaç alıp değerlendirme yaptığımız zaman sadece bütçe yükünü değerlendiriyoruz. Klinik faydalarını da değerlendiriyoruz ama hiçbir zaman bu klinik faydaların bize ne kadar getirisi olacağını değerlendirmiyoruz. Örneğin 15 yaşında bir çocuğu tam kürle tedavi edecek bir ilaçla 80 yaşındaki bir hastayı tam kürle tedavi edecek bir ilacın ilaçlar aynı olsa, maliyet yükü aynı olsa bile arasında bariz bir maliyet etkinlik farkı vardır. Mesela bunları hiç değerlendirmiyoruz. Tedavinin bu ekonomik kazanımlarının sadece sağlık giderini azaltmak değil, çalışan gücünün ve kuruma tekrar prim olarak dönüşünün bile hesaplanması lazım. Tersi bir durum olarak sadece ilacın bütçe yükü değil oluşturabileceği yan etkilerin maliyetinin de hesaplanması lazım ve bunun için ekonomik analiz yöntemlerinin oldukça detaylandırılması gerekiyor. TÜSEB’le birlikte bununla ilgili proje çıktılarımızı yazdık” diye konuştu. Bu proje ile hedeflenen çıktıları Sağlık Teknoloji Değerlendirme (STD) Kılavuzunun oluşturulması, maliyet etkililik analizinin kapsamının belirlenmesi, ulusal maliyet etkinlik eşiğinin oluşturulması, belirlenen ilaçlar/ilaç grupları için örnek maliyet etkililik analizlerinin yapılması ve uluslararası STD organizasyonları ve / veya işbirliklerine katılım olarak sıralayan Öztürk, Genel Sağlık Sisteminin bel kemiği olan kesimin 4A’lı kesim olduğunu sözlerine ekledi.
Çalışanlar ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin sistemde 43 milyon olduğunu ve GSS primlerinin yüzde 79’unun sağlık harcamalarına gittiğini belirten GSS Genel Müdürü Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yüzde 79 normalde iyi bir oran gibi duruyor ama bu istatistiğin ilginç tarafı bu 43 milyon kişinin sadece 14 milyonu hastaneye gidiyor. 29 milyon kişi bir yıl içinde 1 kez bile hastaneye gitmemiş. Sağlık hizmetlerinde toplanan primin yüzde 79’unu harcamaya sadece 14 milyon kişi yetiyor. 43 milyonun 14 milyonu değil de 25 milyonu sağlık hizmetlerine başvursa sistemin sürdürülebilirliği kalmıyor. Bir sonraki aşamada özellikle nadir hastalıklarda gelişen gen tedavilerinin, yeni nesil tedavilerin devreye girmesiyle birlikte ilaç harcamalarının daha fazla artacağını düşünüyoruz. Birkaç yıl sonda 43 milyonun 25 milyonu hastaneye gidecek korkusundan çok bu 43’ün 14’ünün bile harcamalarını karşılamayacak duruma geleceğiz. Bu nedenle bu projelerin çok önemli olduğunu düşünüyorum”
T.C. Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Sabahattin Aydın:
“Sağlık hizmetlerinde doğrudan ya da dolaylı ödeme vardır”
Sağlık hizmetlerinde doğrudan ya da dolaylı ödeme olduğunu ifade eden T.C. Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Sabahattin Aydın, aslında sosyal güvenlik sisteminde “geri ödeme” diye bir terim olmadığını ve bir kelime başta yanlış kullanıldığında artık öyle kabullenildiğini söyledi. Özellikle sağlık bilişiminin çok hızlı gelişmesi, kayıt sisteminin çok detaylı yapılabilmesi ve süreçlerin baştan sona çok iyi takip edilmesi sonucunda daha yeni, daha güncel ve geleceğe yönelik umut veren ödeme yöntemlerinin de ortaya çıktığını sözlerine ekleyen Aydın, “Genel sigorta primi ülkemizde oturdu ve artık geri ödeme deyince hemen konuyu hizmet sunuculara SUT bazlı ödeme olarak algılıyoruz” dedi.