Bilenler bilecektir, bir hikâye vardır. Anlatılır…
Dünyanın ünlü petrol şirketlerinden biri olan Shell’in yöneticileri Vatikan’da Papa ile yalnız görüşmek isterler. Toplantı devam ederken dışarda olanlarsa merakla odadan gelen sesleri dinliyorlardır. “Teklifimizi kabul ederseniz, karşılığında bir milyar dolar verebiliriz.”.
Papa, “Hayır kabul edemem” demektedir.
Yöneticiler ısrarla tekliflerini arttırmaktadırlar.
2 milyar dolar…5 milyar dolar…10 milyar dolar…
Papa yine de, “İmkânsız, olamaz” diye diretiyormuş. Kapıda tartışmayı dinleyen kardinaller dayanamayarak odaya girip Papa’ya “Bu paraya ihtiyacımız var, niçin kabul etmiyorsunuz?” demişler.
Papa’nın cevabı: “Amerikalı dostlarımız, bütün kiliselerde okunan dualardan sonra papazlarımızın (Amin) yerine (Shell) demelerini öneriyorlar. Nasıl kabul ederim” olmuş.
İşte bu noktada, hikâye bize şunu açıkça gösteriyor ki;
Reklamın gerekliliği tartışılamaz, olmazsa olmazlığı kaçınılmaz bir hakikattir. Gücü bir şekilde elinde tutmak, bulundurmak isteyen firmalar bir hali ile reklamın eteğine sıkı sıkıya yapışmışlardır. Kısa vadede bu onların satış rakamlarına yansısa da yansımasa da, uzun vadede muhakkak ki piyasa hakimiyeti ve marka bilinirliği adına inanılmaz bir lojistik görev üstlenecektir.
Ticari hayatın gitgide zorlaştığı, engebeler ve engellerle dolduğu günümüzde hemen nedense ilk vazgeçilesi olarak görülen reklam giderlerinin bilakis tam tersi ötelenmemesi gerektiğinin… Ve belki doğru satın almalar ile en iyi olanı değilse bile en ergonomik olanı en doğru bedelle devam ettirmeyi öngörülmesi gerek ve şarttır.
Zira, bırakınız işlerin güllük gülistanlık olduğu dönemleri, en durgun dönemlerde dahi devam ettirilen bu reklamasyon ve pazarlama faaliyetleri işler yeniden hareketlenmeye başladığı dönemde firmanızın farkındalığı olacaktır. Siz tüm bu faaliyetleri devam ettirdiğiniz anlarda suskunluğunu koruyan rakiplerinize nazaran bir adım önde olmanızı sağlayacaktır.
Onlar yola çıkmaya hazırlanıyorken, ürünlerini tanıtmaya yeni yeni başlayıp, niyetlendikleri noktada sizler zaten yolu yarılamış, ürünlerinizle rafları süslemiş olacaksınız.
Yani bir hali ile ‘’Güç sizdedir artık.’’
Winston Churchill’i tanımayanımız yoktur. Sir, bugün bizlerin göremediği ve belki gereken önemi vermediğimiz neyi görmüştü ki; Bundan tam yüz sene evvel “Reklamlar artık, tüm yaşamları yönetir hale gelmektedir” demişti?!
Ekonominin hız kestiği, hatta sıfıra indiği durumlarda dahi reklam, işlevini değiştirip hem piyasalar hem de reklam veren adına yararlı hizmetlerde bulunabilir.
Gücü bir hali ile elimizde tutabildiğimiz, bardaklarımızın her hali ile dolu olduğu bol satışlı günler dilerim.
Kalınız Sağlıcakla.