TRPharm Genel Müdürü İsmet İnce:
“Nadir hastalıklar ile başlayan yolculuğumuz birçok tedavi alanının eklenmesi ile her gün genişliyor”
Kurulduğu günden bu yana nadir hastalıklar konusunda çalışan, sağlık sektörünün öncü şirketi TRPharm, nadir hastalıklar odağındaki iddialı çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. TRPharm Genel Müdürü İsmet İnce ile çalışmaları hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik:
Bize TRPharm’ı biraz anlatır mısınız?
TRPharm olarak başta onkoloji, hematoloji, immünoloji, metabolizma gibi nadir hastalıklar başta olmak üzere göz, çocuk sağlığı ve medikal estetik alanlarında ilaç ve ilaç dışı çözümler sunan bir sağlık şirketiyiz. Türkiye merkezli bölgesel bir aktörüz. Orijinal, jenerik ve biyobenzer ürünleri sağlık sektörünün hizmetine sunuyoruz. Geçen yıl itibariyle ilaç firması konumlanmamızı geride bırakarak bir sağlık firması olarak konumlandık. İlacın yanı sıra cihaz, genetik testler ve rejeneratif tıp alanlarında da ürün ve hizmetlerimiz var. Dünyanın dört bir tarafındaki yenilikleri takip ederek sadece tedavi değil, teşhis ve önleme amaçlı ürünlerle portföyümüzü genişletiyoruz. Hedefimiz tedavi değil esenlik sunan bir şirkete dönüşebilmek. Nadir hastalıklar ile başlayan yolculuğumuz birçok tedavi alanının eklenmesi ile her gün genişliyor. Bu, şirketimizin yüksek bir büyüme oranına sahip olması anlamını taşıyor. 2022-2023 kıyaslamasıyla %139’luk bir büyümeden bahsediyoruz. Geleceğin dünyasında bizim öngörümüz hastalıkları olmadan önlemek. Burada ileri düzey teşhis tetkik mekanizmaları, giyilebilir teknolojiler birinci ana trend. İkinci ana trend ise yapay zeka ve onun getirdiği teknolojik gelişmelerin sağlık ile adaptasyonu. Kendimizi artık bir ilaç üreticisi gibi değil sağlık teknolojisi üreticisi ve bir sağlık şirketi olarak konumlandırdık.
2023 yılı TRPharm’ın 10. yılıydı. 10 yılda neler yaptınız?
2013 yılında kurulmuş 140 kişilik genç bir şirketiyiz. Bu 10 yıldaki kilometre taşlarımızdan bazılarını şöyle özetleyebilirim; İlk uluslararası satışımızı 2016 yılında yaptık. Türkiye’de biyolojik ürünle yapılmış ilk faz I çalışmasına 2017 yılında imza attık. Onkolojik ve hematolojik alanda ilk biyobenzer ürünümüzü 2018’de ruhsatlandırdık. İlk jenerik Ar-Ge ve ilk ortak ürün geliştirme projelerimizi ise 2022 yılında gerçekleştirdik. Formülünün oluşturulması dahil tüm süreçleri TRPharm tarafından yapılan Oftalmoloji ürünümüzün pilot seri üretimine 2023’te başladık. 2023 yılında fankoni anemisi klinik çalışmasının kick off’nu yaptık. Bir molekülümüzün FMF çalışmasına start verdik, ilk hastamızı 2024’e girmeden çalışma kollarına dahil ettik. Körfez Bölgesi’nde ilk ürün ruhsatımızı nadir hastalıklar alanına özel ilk ürünümüz için aldık, nadir hastalıklar alanındaki hasta sayımızı % 300 arttırdık.
Hangi alanlarda ürünleriniz var? Toplamda kaç ürün ile Türkiye’de hizmet veriyorsunuz?
TRPharm teknolojik açıdan fark meydana getiren ürünleri gelişen pazarlarda piyasaya süren bir firma. Pediyatrik metabolizma hastalıkları, pediyatrik immünoloji, pediyatrik ve yetişkin romatoloji, hematoloji, kardiyoloji, oftalmoloji, nöroloji, gastroenteroloji, medikal estetik ve dermatoloji alanları odağımızda yer alıyor. Türkiye’de 35 ürünümüz bulunmaktadır. Yeni portföyümüz de var. Üretimlerimiz ağırlıklı olarak Avrupa ve Amerika’da olmakta. Partner firmalarımızın kendi tesislerinde ürettikleri ürünler var.
Şu anda Türkiye’de bir yatırım yapabilir miyiz, üretim tesisi hayata geçirebilir miyiz diye devletin ilgili birimleriyle görüşmeler yürütüyoruz. Böyle bir tesis de kurarsak farklı bir teknolojiyle üretim yapabiliriz. Biyoteknoloji anlamında uzmanlaşmış bir tesis kurup orijinal bir biyoteknolojik ilacı Türkiye’de üretmek isteriz. Hedefimiz jenerik ve biyobenzer yeni ürünleri ülkemize getirmek. Bu sayede ilaçların daha ulaşılabilir olmasını ve kamu yararı sağlamayı hedefliyoruz. Bunu daha önce lenfoma için kullanılan bir ilacın biyobenzerini ülkemize getirerek yaptık. Yeni ürünler üzerinde de sürekli çalışıyoruz.
Pediatri alanında portföyünüze yeni ürünler kattınız. Bu alandaki hizmetleriniz neler? 0-6 yaş arası ürün grubunuzu genişletmeyi planlıyorsunuz?
Pediatride çocukluk çağı nadir hastalıklar alanında vardık. Şimdi pediatride OTC alanına da girmiş olduk. Amacımız, hekimin bilimsel veri ile ikna edilmesi ve hastaya reçete etmesi usulüyle devletin geri ödemediği ürünleri hastaların, sağlıklı kalmak isteyenlerin kullanımına sunmak. Çocuklarda demir eksikliğini giderici bir ürünümüz var. Diğer ürünümüz ise anne sütünü artırmaya yarayan bir krem. Etki mekanizmasında rakiplerine göre avantaj sağlayan bir ürün. Yıl sonuna doğru OTC grubunda ürün sayımız 10’u bulacaktır.
Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarınız ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Şu anda tüm yatırımımızı Ar-Ge ve ürün geliştirmeye yapıyoruz. İnovasyonu sadece ürün olarak görmüyor, yaptığımız her şeyde bu bakış açısıyla değer oluşturmaya çalışıyoruz. İlaç ve ilaç dışı çözümlerimiz için dünyanın her yerinde 50’nin üzerinde partnerle çalışıyoruz. Bu bizim inovasyona yakın olmamızı sağlıyor. Fanconi Anemi ve FMF (Ailevi Akdeniz Ateşi) için partnerlerimizle geliştirdiğimiz iki molekülün faz 2 çalışmaları devam ediyor. Farklı tedavi alanlarında farklı fazlarda ürünlerimiz var. Oftalmoloji ve onkoloji alanındaki kendi ürünlerimiz de şu an Türkiye ve global pazarlarda ruhsat aşamasında. Türkiye klinik çalışmalarda avantajlı bir konumda.
Türkiye’nin nadir hastalıklar odağında her geçen gün kendini daha da geliştiriyor. Firma olarak yenilikçi ilaçlara odaklanmış durumdasınız. TRPharm olarak bu alandaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Kanser tedavilerinin kalp yetmezliği, işitme kaybı, böbrek yetmezliği gibi yan etkileri oluyor. Var olduğumuz her ülkede, her türlü yenilikçi ilacı portföyümüze ekleyerek kanser tanısı konmuş özellikle çocukları, tedavinin yan etkilerine karşı korumak hedefiyle hareket ediyoruz. Dünyada en fazla ilaç geliştirilen alan onkoloji. Kanserler çeşit çeşit, alt tanıları da var. Biz de bu tanıların doğru ve hızlı konulmasını sağlamak amacıyla partnerlerimiz yoluyla testler getiriyoruz. Bu testleri Türkiye’deki partnerlerimizle üretip daha ulaşılabilir olmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Türkiye’de akraba evlilikleri nedeniyle nadir hastalıklar daha fazla görülüyor. Biz de bu hastalıklara odaklanarak hekimlerimize nadir hastalıklarda tanısal destek veriyoruz. Böylece daha erken tanı konulmasını ve tedavi sürecinin daha hızlı başlayıp daha başarılı olmasına yardımcı oluyoruz. Ayrıca romatoloji alanında bir biyolojik ajanın Türkiye’de ilk defa yapılan faz çalışması yine bize ait. Bu faz çalışmasının başarıyla sonuçlanması sonrası hekimlerle yaptığımız görüşmeler doğrultusunda bu molekülün Ailevi Akdeniz Ateşi hastalığına iyi geldiğine karar verildi. Biraz önce de bahsetmiştim, Türkiye’nin en yaygın nadir hastalıklarından biri olan Ailevi Akdeniz Ateşinin klinik çalışmasına başladık. Bu çalışmaya sadece Türkiye değil Azerbaycan ve Gürcistan da katılıyor. Türkiye’den çıkan bir molekülün Türkiye’de faz çalışmalarını yaptıktan sonra Türkiye dışındaki hastalara da ulaşmasını sağlayacağız.
İhracat faaliyetleriniz ve yurt dışı çalışmalarınız ile ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?
Hedefimiz orta vadede kendi ürünlerimizin ağırlığını portföyümüzde artırmak, Türkiye’de büyümeye devam etmek ve yurt dışı ağımızı genişletip ihracatın portföydeki ağırlığını artırmak. 2025 yılında ciro hedefimiz 100 milyon euro seviyesinde. Türkiye pazarı ciromuzun %60’ını ihracatımız ise %40’ını oluşturuyor. Hedefimiz kısa sürede ihracatımızı arttırmak ve ciromuzun yüzde 80’ini ihracatın oluşturmasını sağlamak. Ürünlerimizi Latin Amerika’dan Kafkas ülkelerine, Balkanlar’dan Kuzey Afrika’ya kadar birçok farklı coğrafyadaki 30’dan fazla ülkeye ulaştırıyoruz. Hedefimiz yurt dışı genişlemeye devam etmek. GCC ülkelerindeki etkinliğimizi artırmanın yanı sıra gelişmekte olan ülkelere, 2025-2030 arasında da Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş pazarlara girmeyi hedefliyoruz. Özellikle Kazakistan, Azerbaycan ve Latin Amerika’da Brezilya ile Arjantin bu yılın büyüme merkezleri. İstanbul dışında Dubai’de ve Gana’da ofisimiz var. Yurt dışındaki çalışanlarımızla şu an 7 ülkede varlık gösteriyoruz.
Medikal estetik ve dermatoloji alanında neler yapıyorsunuz?
Medikal estetik alanda ilk odaklandığımız konu saç oldu. Türkiye saç ekiminde dünya birincisi. Bizim ürünümüz kök hücre tedavisi üzerinden saç ekimine bir alternatif sunuyor. PRP tedavisi ile saç kökleri tedavi edilerek daha canlı olması sağlanıyor. Ayrıca güzellik portföyümüzde dolgu ve mezoterapi ürünlerimiz de bulunmakta.
Türkiye’de yerli ilaç sanayiinin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlaç ve sağlık alanında son 10 yıldır ülkemizin yurt dışında kademe kademe itibarının yükseldiğini görüyorum. Sağlık otoritemiz zor olanı yaptı ve ilaçtaki standartlarını kademe kademe yükseltti. Yerli ilaç sanayinin bugünkü durumu ile övünüyorum. Türkiye şu anda 100 kutu ilacın 90’ını imal ediyor. Türkiye’nin ilaçta üretim kapasitesi ile ilgili bir sıkıntısı yok. Biyoteknoloji alanında önemli yatırımlar, doğru işbirlikleri var. Bu alana biraz daha stratejik olarak odaklanılırsa önemli bir yol alınabilir.
İlaçta Avro kuru düşük. Bu sadece Türkiye’ye özgün bir durum mu?
Her ülkenin kendi iskonto mekanizması var. Her ülke kamu bütçesini optimize etmek istiyor. Problemlerimizin globalde de olduğunun farkına varırsak en azından bunun hemen düzelmeyeceğinin farkında olup savaşı ihracatta verebiliriz diye düşünüyorum.
Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı?
Bu tür projelere önem veriyoruz. Bu yıl kültür sanat dallarında aktif olmak istiyoruz. Doğa Sporları Kulübümüz var. Depremde birebir kurtarma faaliyetlerine katıldılar. Hayvanlar ve çevre ile alakalı bir projemiz oldu. Kitap ve Görsel Sanatlar Kulübümüz var. Çok güzel faaliyetler yapıyoruz. Yazarlar ve sanatçılar ile röportajlar yapıyoruz.