Gözlerini gencecik bir cumhuriyetle açan; ülkesi ile birlikte büyüyen, 70 yıllık görkemli tarihinde daima yarınlar için çalışan; sağlığa, bilime, eğitime kısacası yaşama değer katan büyük bir aile İncekaralar. Yarınları dünden daha ileriye taşıyabilmek adına, değişime ayak uyduran vizyonu ile geleceğe ışık tutan, topluma değer katmayı hedefleyen 70 yıllık bir tecrübe. İşte İncekaralar’ın 70 yıllık geçmişini Yönetim Kurulu Başkanı Özgür İncekara ile konuştuk:
70. yılını kutlayan bir markanın üst düzey yöneticisi olarak, sizi daha yakından tanıyabilir miyiz? Özgür İncekara kimdir?
1966 yılında İstanbul’da doğdum. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde, İngiliz Dil Bilimi eğitimi aldım. 1984 yılı itibarıyla şirket bünyesinde çeşitli kademelerde görev yaptım. 1993 senesinde İncekaralar yönetim kadrosunda göreve başladım. Hâlihazırda da İncekaralar’ın 3. kuşak yöneticisi olarak, çalışma arkadaşlarımla birlikte firmamızı önümüzdeki 100. yıl ve sonrasına taşımak için çalışmalarımı sürdürüyorum.
Kurucunuz Hüseyin Avni İncekara’nın hikâyesini sizden dinleyebilir miyiz? Sizce Hüseyin Avni İncekara’nın hangi özellikleri İncekaralar’ın tarihinde iz bırakmıştır?
Bazı şahsiyetler; yaşadıkları coğrafyanın ya da ülkelerinin zaman içindeki dönüşümleriyle örtüşen, deyim yerindeyse ülkeleriyle paralel bir yaşam sürerler. İşte Hüseyin Avni İncekara da Cumhuriyet’in ilanından bir sene önce 1922 yılında Nevşehir’de doğmuş ve 1938’de Türkiye kentleşme atağına kalktığı yıllarda Ankara’ya gelerek 1950’de ülkenin savaş sonrası siyasi ve iktisadi tablosunun yeniden biçimlendiği dönemde İncekaralar’ı kurmuştur. 1960’lı yıllardaki sanayileşme atağına kendi imkânlarıyla taraf olmuş; 1974’teki Kıbrıs Çıkarması’ndan sonra ülkeye uygulanan ambargoları, savunma sanayine yaptığı katkılarla bir nebze delebilmiş; 1980’li yıllarda Anadolu’nun sağlık teknolojisiyle tanışmasında üzerine düşeni yapmayı görev bilmiş ve aslında özetle; hayata gözlerini yumduğu 1994 yılına kadar da ülkesiyle kader birliği yapmıştır. Denilebilir ki; doğumundan, vefat ettiği 1994 yılına kadar süren hayat hikâyesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin de hikâyesi gibidir. Girişimci ve yenilikçi kişiliği, kendine güveni, risk alma eğilimi, koşulları iyi yorumlaması Hüseyin Avni İncekara’nın, İncekaralar tarihinde iz bırakan özellikleridir. Hem Türkiye’de hem de dış dünyada kuracağı ilişkilerin kilit önemini bilen Hüseyin Avni İncekara, genç yaşta elde ettiği tecrübe ile başarı yolunu çizmiştir.
Cumhuriyet’le birlikte büyüyen İncekaralar’ın 70 yıllık tarihinde yaşanan en önemli mihenk taşı nedir?
İncekaralar için en önemli mihenk taşı Japon teknolojisinin Türkiye köprüsü olmasıdır. Hüseyin Avni İncekara, 1950’li yıllarda Almanya ile çalışmaya başlamış ardından 1960’lı yıllarda Japonya ile Türkiye arasındaki yakınlaşma fırsatını değerlendirerek, Japonya’nın artık adından bahsedilmeye başlanan teknolojilerini ve güçlü markalarını Türkiye’ye getirmek için kolları sıvamış ve Olympus, Nihon Kohden gibi ülkenin en değerli markalarının temsilciliğini üstlenmiş. Hüseyin Avni İncekara, teknolojisinin yanı sıra ekonomisini de şahlandıran Japonya’nın; geleceğin lider ülkelerinden biri olacağını ve ürettiği teknolojik cihazların da kalite olarak Avrupa’daki muadilleriyle yarışabilecek düzeyde olduğunu öngörmüş. Bu sebeple, Japonya ile başlayan iş birliği hem ülkemiz açısından hem de İncekaralar için bir dönüm noktası bence.
İncekaralar 70 yıllık geçmişinde birçok ilke imza attı. Bu ilklerden en önemlileri sizce hangileridir?
70 yıllık geçmişimizde ilklerimiz saymakla bitmez. Ve 70. yılımızı, İncekaralar ilkeleri ışığında gerçekleştirdiğimiz projelerimizle kutluyor olmamız da ayrı bir mutluluk kaynağı bizim için. İlklerimizin en önemlilerini sormuştunuz; 1960’lı yıllarda Olympus’un temsilciliği alındı ve ilk kez Japonya ile çalışılmaya başlandı mesela. Ardından,
ürün portföyüne Nihon Kohden’in eklenmesiyle EKG ve EEG cihazları ilk kez kullanılmaya başlandı. 1970’li yıllarda Ege Üniversitesine ilk elektron mikroskobu tedarik edildi. Flexible endoskopi cihazının fiberoptik endoskobunu Türkiye’ye ilk getiren yine İncekaralar oldu. 1980’li yıllarda birçok üniversite hastanesi ilk tomografi cihazları ile İncekaralar sayesinde tanıştırıldı. Radyolojide kullanılan ilk ultrason cihazı Türkiye’ye getirildi. 1990’larda Japon hükümetinin desteğiyle Antalya ilinde sektördeki ilk anahtar teslimi hastane projesine (Transplantasyon) imza atıldı ve ilk tüp bebek merkezi kuruldu. 2000’lerde Teletıp projesi hayata geçirildi. Bunlar, 70 yıllık tarihimizde gurur duyduğumuz sayısız proje ve ilklerden yalnızca bazıları.
70 yıllık serüvenin arkasındaki başarı sizce nedir?
70 yıllık serüvenin arkasındaki başarının sırrı bence çok çalışmak. Çalışmak; azim, disiplin, dürüstlük ve merak duygusu doğru hedefler için bir araya gelince başarı kaçınılmaz oluyor. İncekaralar’ın tarihine baktığımız zaman tek bir amaç için organize olmuş, tutkulu bir ekip görürsünüz. Ekip olmanın arkasındaki sır ise güven ve pozitif kültür anlayışı. Bilgi ve tecrübeler dahilinde yapabileceklerinin en iyisini yapmaya çalışan ekibimiz ile uzun soluklu başarılara imza atmak, yenilikleri takip ederek hem iş hem de kişisel gelişim için kendimizi ve ailemizi büyütmeye yönelik çalışmak. İşte bizim başarılı olmamızın sırrı da bu.
Son olarak, gelecek 70 yıla vereceğiniz en önemli mesaj nedir?
Hep söylediğimiz gibi; Hüseyin Avni İncekara’nın öngörü, çalışkanlık, dürüstlük, azim ve başarı ilkeleri ile kurduğu İncekaralar’ı aynı değerler ile yaşatmak için çalışıyoruz. Arkamızda bıraktığımız 70 değerli yıl için söylediğimiz ve gelecek 70 yıla vermek istediğimiz mesajımız da aynı. Tüm çalışmalarımız; Sağlığa Değer, Bilime Değer, Türkiye’ye Değer ve kısacası Yarına Değer…