İstanbul Medikal ve Sağlık Ürünleri Tic. A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Sinem Torun:
“Sağlık sektöründe biz kadınlar sahadan yönetime kadar her yerdeyiz. Sektörün yönünü artık biz değiştiriyoruz.”
İstanbul Medikal ve Sağlık Ürünleri Tic. A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Sinem Torun ile çalışmaları hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik:
İstanbul Medikal’den ve faaliyet alanlarından bahseder misiniz?
İstanbul Medikal ve Sağlık Ürünleri Ticaret A.Ş. 2002 yılında sağlık sektöründe faaliyet göstermeye başladı. Faaliyete başladığı günden bu yana yani 22 yıldır yara alanında çalışmaktayız. Yara ürünlerinin yanı sıra ürün yelpazemizi de her geçen yıl genişleterek listeye sarf malzemeler, koruyucu ürünler, ameliyathane malzemeleri ve biyosidal ürünler ekledik. Hadımköy’deki 10.600 metrekarelik fabrika binamızda ithalatlarımızın yanı sıra ayrıca üretim de yapmaktayız. 22 yıldır adım adım tüm hayallerimizi somutlaştırıp hayata geçirmek için yüksek bir enerji ile çalışmaya devam ediyoruz.
İstanbul Medikal A.Ş’nin kurucusu Sinem Torun kimdir?
1979 yılında Yılmaz soyadı ile Bandırma’da doğdum. İlköğretim ve Liseyi bu sahil şehrinde tamamladım. Üniversite eğitimim sırasıyla şöyle ilerledi. İlk olarak Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden mezun oldum daha sonra ikinci üniversite olarak Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdim. Ardından İstanbul Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde bunların üzerine Pedagojik Formasyon eğitimimi tamamladım. Tüm bu farklı eğitimlerimden olan kazanımlarımı cebime koyup sağlık sektöründe çalışmaya başladım. Cebimdekileri de yeri geldikçe çıkarıp işime harmanladım. İş hayatımda cesaretli, kararlı ve ısrarcıyımdır. Başarıya odaklıyımdır ve başarana kadar asla pes etmem. Zaten başarı, yeteneğinle azminle senin neyi becerebildiğindir. Başarısızlıklarımda ise en büyük motivasyonum inadımdır. O duygu beni tekrar yerden kaldırır ve daha güçlü ayakta tutarak tekrar başlamama yardımcı olur. Değişime ve yeni koşullara uyum sağlama yeteneğim sayesinde baskı altında da çabalayan bir kadın girişimciyim de diyebiliriz.
Girişimci bir kadın olmaya, ticaretteki kadınlar arasında yer almaya nasıl karar verdiniz, bu konuda yol göstericileriniz oldu mu?
Ben cesaretli ve sabırsız bir kadınımdır. Risk almayı severim, biraz da başıma buyruğumdur. Herşeye ilk aklımda karar veririm ve karşı tarafın bundan çok sonradan haberi olur. Bir şekilde ikna ederim ve uygularım. Pek söz dinlemediğim için deneme yanılma, düşe kalka tecrübe ettim birçok deneyimi. 2002 yılında da çalıştığım bir ecza deposundan ayrılmamla kendime şirket kurmam arasında enine boyuna düşünülmüş, kurgulanmış bir durum yok. İlham veren romantik bir kuruluş hikayem de yok. Sadece hep acelem var. Çok istedim ve bu yola hevesle baş koydum. Ben ticaretle uğraşan bir ailede büyüdüm. Babam basiretli bir iş adamıydı ve çok çalışkandı. Sohbetlerimizde bana hep iş kadınlığını empoze ederdi. Kendisi bunu göremedi ama ileride ticaret yapacağımı biliyordu. Ben 13 yaşımda babamı kaybettiğimde bir şirketin hissedarıydım. Babamdan kalan şirketi ağabeyim yönetiyordu ama ben ondan gizli matbaaya gidip kendime kartvizit bastırmıştım. Hâlâ saklıyorum ve her gördüğümde beni gülümsetiyor o yaştaki işkadını rolüm. Ardından yıllar sonra da bir sanayici ile evlenince eşimin de bu alanda gelişmeme faydası çok oldu. Aynı şekilde babamın tüm özellikleri, gücü, ticari yeteneği eşimde de vardı. Yani iki usta hocanın kaba tabirle tornasından geçtim ben. Çok maruz kaldım iş hayatına ve ticaret hayatının zorluklarına. Ama aynı zamanda da iş tatminlerine, başarmanın hazzına da şahit oldum. Ailenin ticaretle uğraşması sizde altyapı olarak daha deneyimli, daha tecrübeli bir temel oluşturuyor. Mukayese yeteneğinizi geliştiriyor. Benden başka bir şey olmazdı zaten. Masa başı ya da rutin işte çalışamazdım. Mutlaka hareketlilik olmalı, çözülmesi gereken konular olmalı, zorluklar olmalı, bu zorluklardan çıkış yolları bulunmalı, pratik fikirler ortaya çıkarılmalı, yenilikler olmalı, değişkenlikler olmalı. Bu çeşitlilikten, çokluktan besleniyorum ben.
Kadın girişimci ve yönetici olarak peki kadınların işgücüne katılımı ve yönetimde yer almaları ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Kadınların soyut becerileri her zaman yenilikler ve marifetler doğurur. Kadın birlik, beraberlik ve düzenin temel yapısıdır. Artık biz kadınlar sahadan yönetime kadar her yerdeyiz. Bize çok inanıyorum. Kadın güçlüyse dünyayı sırtlar, her ortamı değiştirir. Kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe de işgücüne katılım oranı da yükseliyor. Kadınların iş hayatında sadece görünür olması yeterli değil. Artık kararları da vermeliler. Çok uzun zamandır maalesef kadınlar emek veriyor, erkekler karar veriyordu. Artık bunu eşitlemek gerekiyor. Yönetimde kadınların olması yaratıcılığı arttırıyor. Özellikle bizim sektörde kadın dokunuşları daha güzel oluyor. Kadınların duygusal bakış açıları, detaycılıkları, inatları çok işe yarıyor. Sağlık sektörünün yönünü kadınlar değiştiriyor artık. Kadınlar daha vizyoner bir bakış açısı geliştiriyor. Kadınların enerjisinden daha fazla güç alınmalıdır her zaman bunu savunuyorum. Kadın yöneticilerin sergiledikleri yönetim tarzı her zaman fark yaratır. Toplumsal kalkınma için kadınlar çok çok önem arz ediyor. Ekonomik olarak güçlenen kadın kalkınmada da önemli rol oynar. Teşviklerle kadın girişimciliğin güçlendirilmesi gerektiğine her zaman yürekten inanıyorum.
Sağlık sektörünün yönünü kadınlar değiştiriyor dediniz. Peki sektördeki erkekler, kadınları rakip olarak görüyor mu?
Bu çok değişken bir durum tabi ki genellemek yanlış olur. Bazıları son derece destekleyici ve işbirlikçiyken, bazıları da bu durumdan oldukça rahatsız olabiliyorlar. 22 yıldır sektördeyim çok farklı yapılara rastladım. Sağlık, kadınların en yoğun olduğu sektörlerden biridir fakat özellikle yöneticilik anlamında oran düşük bence. Oysa ki Kadın yönetici sosyalleştirir, uzlaştırır ve en önemlisi ahlaki değer seviyesini yükseltir. Sağlık dahil tüm bilimlerin kadına ihtiyacı vardır. Kadının ve erkeğin herhangi bir alanda yapabilirlikleri birbirinden farklı değildir. Zaten sağlıklı toplum da yönetimde eşitlikle mümkündür.
İş yaşamında kadın olmanın erkeklere oranla avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Avantajları kadınların sorumluluk duyguları çok yüksektir ve aynı zamanda duygusal zekalarını daha fazla kullanırlar. Duygular devreye girince yapılan işler çok içten oluyor. Kadınların bu muhteşem yetenekleri işi sanata çeviriyor. Renkli elbiseleri, renkli kişilikleri aynı zamanda renkli fikirleri de barındırıyor. Kadının işteki esnekliği, sempatikliği herkese iyi gelir. Bunun yanı sıra kadınların mukavemet yetileri, pes etmeme özellikleri başarıyı getirir. İşler kadının bereketiyle büyür. Fakat en modern yapılarda bile gerçek bir kadın olabilmek için bir kalıba girmek gerekiyor. Kadınlara empoze edilen şeyler çok fazla. Toplum tarafından çizilen bu sınırların dışına çıkınca da toplumsal sınırları aşan, hadsiz bir kadın oluyorsunuz. Erkeksi alanlarda sevimli, sempatik bir kadın, yeterlilik ve ağırlıktan yoksun olarak algılanabiliyor. Bu nedenle bir kadının önerdiği bir fikir hiç dikkate alınmazken bir erkek çalışanın aynı yola çıkan farklı bir söylemle dile getirdiği aynı fikir rağbet görüp övgüler alabiliyor. Kadın iş yaşamı haricinde özel hayat, çocuk, ev idaresi gibi konulardan dolayı da erkeklere oranla daha fazla bölünüyor. Hem aile hem iş hayatı ile ilgili beklentilere cevap verebilmek birçok kadını zorluyor ve bu hiç kolay olmuyor. Ayrıca kadınlar iş hayatında zarar da görebiliyor, mobbinge maruz kalabiliyor. Kararlar alınırken söz sahibi olamayabiliyor. İşyerlerinde cinsiyetçi bir dil kullanılabiliyor, eşit işe eşit ücret uygulanmayabiliyor. En önemlisi liderlik sıfatlarını da ekibi kadın çalışanlar oluştursa da erkekler alıyor. Oysa ki liderliğin cinsiyeti olmaz. Mesleğin kadını, erkeği olmaz. Bu durumda erkekler daha fazla sorumluluk almalı ve cinsiyet eşitliğini sahiplenmeli. Özellikle genç erkekler iş hayatına böyle başlamalı. Yeni kararların alındığı yerlerde kadına yer vermeli. Eşit temsil temel bir insan hakkıdır. Eğer bunları sağlayamıyorsak bu da bu toplumun ayıbıdır. Eşitlik ve çeşitlilik iyidir ve başarı getirir. Tek tip insandan bir ordu kurmanın kime ne faydası olur ki. Her insanın yeteneği ve kişiliği farklı olacak ki bunların işbirliğinden güzel bir sonuç çıksın. Biz kadınların bu farkındalığı yaratıp bu meydan okuma çabalarımız sayesinde güç ve liderliği zorla elde ettiğimiz ise bir gerçektir.
İş dünyasında erkeklerin kadınlarla ilgili önyargıları nelerdir sizce?
Örneğin ilk önyargı kadınlar çok para harcar, parayı yönetemez, ticaretten anlamaz önyargısıdır. Sonra kadınların gerçeklik duyguları zayıf, hayallere ve mucizelere inanıyorlar önyargısıdır. Toplumsal ezberlenmiş bilinçli bilinçsiz bir sürü önyargılar işte. Toplumda bazı rollerin çok net altı çizildiği için örneğin pandemide iş yaşamındaki kadın-erkek eşitsizliğinin de arası çok açılmıştır. Çünkü uzaktan eğitim, çocukların evde olması gerçeği kadının iş yaşamını etkilemiştir. Aslında kadın kendine biçilen bu rollerden, önyargılardan kurtulsa herkesin önü açılacak. Çünkü kadın hayattır, medeniyettir, yaratıcı güçtür. Yapısal özellikleriyle erkeklerden farklı düşünürler, iyileştirirler. Eşit, özgür, güvenli bir hayat; cinsiyet eşitsizliğinin olmadığı bir dünya isteniyor sadece.
Kadın liderler peki iş dünyasındaki hemcinsleri için neler yapmalı?
Öncelikle İş yaşamında müttefiklik çok önemlidir. Kadın liderler fırsat buldukça bir araya gelip birbirlerini desteklemeliler ve tecrübelerini birbirlerine aktarmalılar. Bunun yanısıra kadın personellerine bilgi ve tecrübelerini aktarıp, onların da güçlenmelerini sağlamalılar. Çekinen hemcinslerine yol gösterici olmalılar. Kadınlarda erkeklerde olmayan çok roller var. İş hayatında başarılı bir kadın olmanın yanında bir eş, bir anne olmak ve bu roller arasında iyi denge kurmak şarttır. Bunun hepimizi zorladığı bir gerçektir ama birçok şeyi bir arada yapabilme yeteneği kadının doğasında var ve bir şekilde halleder. Kadınlar dayanıklı ve esnektirler. Güçlü yanlarını güçlendirirler, sorumluluk almayı bilirler, yeni şeyler denemekten korkmazlar. Ben ayakları üzerinde durabilen ve çalışabilen başarılı her kadına hayranım ve hepsi çok değerliler. Hepsi tüm zorluklarla karşı karşıya kalmalarına rağmen güçlü ve etkili figürler olmaya devam ediyorlar.
Sizin şirketinizde Kadın çalışan oranı nedir? Kadınlar için siz neler yapıyorsunuz?
Bizim çalışanlarımızın büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Kadın yönetici olarak her zaman kadınların yanındayım ve destekçisiyim. Birbirimize sahip çıkmamız gerekiyor kadın kadının yurdudur, umududur. Kızkardeşlik her zaman kazandırır diyorum. Kadınların özeni bizim şirketin başarısını arttırıyor. Kadın çalışanlarımızın varlığı hedef kitlemizle ilişkimizi olumlu yönde etkiliyor. Bizim işimizde hizmet kalitesi ve hasta memnuniyeti ön planda olduğu için ve özellikle son yıllarda hastalarımızın %70’i çocuk hastalar olduğu için kadın istihdamı özellikle annelik vasfımızdan dolayı her zaman olumlu yönde katkılar yaptı. Ailelerin karşısında aynı hisleri paylaşan aynı beklentileri olan kişilerin olması hedef kitleye güven verdi. Kadın ağırlıklı bir şirket yapımızın olması şirkete girildiği andan itibaren belli oluyor zaten. Renkli seçimler, masalarda çiçekler, her detayda çok fazla özen var bizde. Bir de kutlanacak her zaman bir neden buluyoruz kendimize. Bunlar için, sağladıkları bu güzel ortam için bu vesile ile tüm kadın çalışanlarıma, iş arkadaşlarıma ve bize saygıda, sevgide, nezakette, incelikte kusur etmeyen tüm erkek çalışanlarıma çok teşekkür ediyorum.
Kadın Girişimcilere bir tavsiyeniz olur mu?
İlk olarak erkek girişimcilere bir tavsiyem olur. Kadın istihdamı ülkenin gelişmişlik düzeyini gösteren ölçütlerdendir. Kadınlara hepimizin gelişimi için şans verin, destek olun. Kadınların iş hayatında sadece görünür olmaları yeterli değil. Karar alınan masalarda kadınlar da olmalı. Adil bir çalışma ortamı yaratmak çalışanın şirkete bağlılığını arttırır. Bu nedenle kendi şirketinizin iyiliği için lütfen bu konuya değer verin. Kadının toplumdaki rolüne karşı kalıplaşmış fikirlerden uzaklaşın. Önyargılarınızdan ve ayrımcılıktan vazgeçin. Ne verirseniz onu alırsınız. Lütfen çaba sarfedin. Hiçbir adım küçük veya anlamsız değildir.
Kadın girişimciler ise korkmasınlar, vazgeçmesinler. Girişimin yaşı ve zamanı yoktur. Hiçbir zaman pes etmesinler başarı kolay elde edilmiyor. Hedef belirlesinler ve istikrarlı olsunlar. Başarıya ve hedeflere ulaşmak bir günün işi değil. Gerçekçi hedefle, verimli, kararlı, devamlı ve planlı çalışmak şart. Dürüst ve çalışkan olan herkes zamanı geldiğinde başarıyı elde eder. Daha yüksek sesle konuşsunlar. Talepkar olsunlar. İcat çıkarsınlar. Direnmek için bir neden bulup ona tutunsunlar. Bir kadının kafasına koyduğunu yapmasına kimse engel olamaz eğer kendi korkuları yoksa. Herkesin kendi yolculuğu farklıdır. Her hata tolere edilebilir denemekten ve hata yapmaktan endişelenmesinler. Kendilerine güvensinler ve her pozisyona aday olsunlar. Bıkmadan, pes etmeden, usanmadan, bölünmeden hayallerine sahip çıksınlar ve her işi değil de en iyi bildikleri ve sevdikleri işi yapsınlar. Sevgisiz bir işe her gün aynı motivasyonla gitmek uzun vadede sürdürülebilir değildir. İşlerinin arkasında sessizce durmasınlar, görünür olsunlar. Cinsiyetleri değil kabiliyetleri onları başarılı kılacaktır. Görünürlük arttıkça iş hayatında kadın varlığı da normalleşecektir. Ellerinin hamuruyla lütfen erkek işine karışsınlar.