Geçtiğimiz günlerde Oscar Ödül töreninde Will Smith’in eşinin rahatsızlığı nedeniyle saçlarını kazıtmasının espri konusu yapılmasıyla birlikte şiddet olayı gündeme geldi. Çok konuşulan olayın yankıları çok konuşuldu.
Will Smith’in eşinin şakanın yapıldığı an yüzündeki o hayal kırıklığını görmesiyle birlikte sahneye kendini attı. Sonra birçok kez özür dilese de şiddet olayı gerçekleşti.
Şimdi bu şiddetti objektif olarak ele alalım.
Komedyenin işi güldürmek, espriler yapabilir. Ancak konuklar arasında hastalığı nedeniyle saçlarını kazıtmak zorunda kalan, bir kadının durumu alay konusu olmamalı.
Tabii eşinin adaylar arasında olduğu için gurur duyarak geldiği bir etkinlik, tamamen bir kabusa dönüştü.
Şimdi şiddet noktasında ilerlersek, sağlıkta şiddetin hiç gündeme gelmeyen noktasını ele almamız gerekiyor.
Sağlıkta şiddetin temelindeki nedenlerden biri hep unutuluyor. Hep hekimlere odaklanıyor.
Oysa sağlık bir ekip işidir.
Eğer niteliksiz ve iletişim kurmayı bilmeyen sağlık çalışanları ve yardımcı personeli varsa, işleriniz çok zorlaşır.
Hasta ve hasta yakınlarını azarlayan, bilgi vermeyen, kaba ve sert davranan, empatiden yoksun ve alay ederek yaklaşanlar şiddettin oluşması için zeminin oluşmasına neden olabilirler.
Hasta ve hasta yakınları çaresiz hissettirildikten sonra sık sık gündeme geldiği için hekimleri hedef alabilirler.
Aslında konuştuğum hekimler, hasta bakıcısından sekreterine teknisyeninden hemşiresine bu sürecin nitelikli ve iyi iletişim kurabilme becerisi olanlardan oluşması gerektiği konusunda hem fikirler.
Gelen hastayı tersleyen sekreterler, kraldan çok kral olan hasta bakıcılarla karşılaşırsanız, ortam çok fazla gergin bir hale dönüşür. Hekimler ağızlarını açmadan pimi çekilmiş bomba gibi olaylar zaten başlamış olur. O noktadan sonra şiddet olayları ile karşılaşılabilir.
Bu noktada tüm personelin işe alımı, eğitimleri, nitelikleri ve performansları ile süreç ilerlemeli.
Hekimler nasıl uzun bir eğitim sürecinden geçiyorsa, diğer personel de aynı şekilde eğitim ve sınav süreçlerinden geçirilmeli.
Hasta yükünün fazlalığı olayları kilitleyen bir diğer nokta ancak, hekimlerin çalışma koşulları düşünüldüğünde, tüm personelin kendi yaptığı işte iyi olması istenmeli!
Eğer nitelikli bir sağlık hizmeti isteniyorsa, hekimlerin işlerini kolaylaştıran bir ekip ile çalışmaya hakları var.
Bu süreçte objektif kriterler getirilmeli. “Bu bizim tanıdığımız, iyi davranılsın” mantığından çıkıp, objektif kriterlerle adım atılmalı.
Daha işini doğru düzgün yapmayanlar, “Biz neden doktor olmuyoruz?” diye cahil cesaretini içeren söylemlerde bulunabilir. Yol açık, üniversite sınavına girip, tıp fakültesini kazanıp, mezun olup TUS’u kazanıp, asistanlık eğitimlerini tamamlayıp, hekimlik yapabilirler.
İşinde iyi olmadan başkalarının kariyerine göz dikip kısa yoldan liyakatsiz kariyer hiçbir alanda kabul edilmemeli.
Önemli olan cahil cesareti değil, liyakat, iyi iletişim ve empati yeteneğine sahip çalışanların olması.
Gittiğiniz bir hastanede, tersleyen, işinizi zorlaştıran ve azarlayan sekreterler gördüğünüzde tepkiniz otomatik olarak, sizin de aynı şekilde sert hale dönüşür. Zaten hastasınız ya da hasta yakınısınız, karşınızda sizi azarlayan birinin olması normal zamandan daha çok tepki vermenize neden olabilir.
Oysa, sizi güler yüzle ya da samimi bir ifadeyle karşılayan ve yol gösteren bir sekreter ile karşılaşmanız, size yardımcı olduğu hissini uyandırır ve panik olsanız dahi sakinleşmenize yardımcı olabilir.
İletişim eğitimleri de gerçek iletişimciler tarafından, uygulanabilir öneriler içeren ve yol gösterici olmalı. Pratik, güncel ve bilimsel şekilde eğitim verilmeli.
İletişim ve eğitim yöneticisi olduğum süreçte hastanede iletişim eğitimleri verdim. Eğitim öncesinde tüm çalışanları gözlemledim ve temeldeki sorunları belirledim. Eğitimlerden sonra tekrar gözlem yaptığımda değişimi görmek zor olmadı.
Dışlamadan herkesi eğitime dahil ederek, adım atılmalı ve bu adımlarda her şeyden herkes sorumlu olmalı.
İşte ihmal edilen en önemli noktalardan bir tanesi! Sağlık iletişiminin olmazsa olmazları arasında yer alan, empati kurarak iyi iletişim becerilerine sahip olmak. Bu konuda tüm hastanelerde çalışanlara eğitim verilmeli ve süreç izlenerek puanlama yapılmalı. Nasıl hekimler döner sermaye alıyorsa, diğer çalışanlar da bu süreçten aynı şekilde etkilenmeli.
Hastanelerin başarısı bir bütündür, sadece hekimlerin omuzlarına her şeyi yıkarak işler yürümez. Bir Malpraktis davasında hekim kadar yardımcı sağlık personeli de sorumlu tutulmalı. O zaman zaten otomatik olarak, herkes kendine çeki düzen vermek zorunda kalır. Herkes birbirine tam anlamıyla destek olur, işlerin iyi olması için çalışır.
Ayrıca Malpraktis davalarında da ciddi şekilde düzenlemeye gidilmeli. Bu şekilde giderse ne muayene olacak hekim ne de ameliyat olacak cerrah bulunmayacak. Sağlık ekip işidir, hata varsa herkes sorumludur. Herkes birbirine yol gösterip, yardımcı olup hastaları sağlığına birlikte kavuşturmalıdır.
İşini iyi yapmayanlar ya eğitim alıp kendilerini geliştirmeli ya da sınav sistemlerinden elenmelidir. Sağlıkta şiddet ancak liyakat, iyi iletişim ve yeni kurallarla son bulabilir.
Hepimiz liyakat sahibi, empatik iletişim kuran ve sade bilgi veren hekimlere ihtiyacımız var. Bunun için bir şeylerin değişmesine hepimiz yardımcı olmalıyız.
İyi hekim olmak isteyen hekimlerin yolunu kolaylaştırmalı, dünya çapında işlere imza atmaları için çalışmalıyız. Ülkeden kaçmalarına değil!
Will Smith’in eşini savunmak için doğru iletişimi kurarak, sözleriyle savunabilirdi. Eğer öyle yapsaydı, aldığı ödül zehir olmaz, kendisini savunmak durumunda kalmak ve eşi de suçlu gibi üzülmezdi. Kendinizi ve sevdiklerinizi doğru iletişim yöntemleriyle savunmalısınız.
Sağlıkta da iyi iletişim kurulmasının yolu tüm personelin nitelikli olmasıyla mümkün olur. Hastaların muayene süresinde yeni düzenlemeler yapılmalı. Sorun olduğunda çözüm için gerekirse yeni ara personeller görevlendirilmeli. Hekimler maddi ve manevi yönden rahatlatılmalı. Hastaneye korkarak değil, koşarak gelmeliler.
Rahat çalışmalarının yolu açılıp, uluslararası arenada başarılarıyla gündeme gelmeliler. Hekimlerin şiddete uğramamak için mağduriyetlerini değil, başarılarını konuşmak dileğiyle…