Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda (TUS) değişiklikler olacağı üzerine son dönemlerde bazı açıklamalar yapıldı. Bu açıklamalara değinmeden önce bu sınava iki kez girmiş biri olarak kişisel yorumlarımı paylaşmak istiyorum.
TUS, hayatımda girdiğim en zor sınavdı. Günlük en az 10-12 saat ders çalıştıydıysam da bunun yerine 16-18 saat ders çalışmak gerekiyor. Diğer girdiğiniz sınavlarla karıştırmayın. Temel bilimleri ayrı zor, klinik bilimleri daha ayrı. Ben temel bilimler 1 ve 2 sınavına girmiştim. İkinci sınavda karşınızda organik kimya da çıkabiliyor, biyofizik ile ilgili çok detaylı bir soru da gelebiliyor.
Hayatınız sadece derslerden oluyor, özellikle de almanız gereken puan yüksek ise, o zaman dünyadan kopmanız ve sadece ders çalışmanız gerekiyor.
Bu sınava girmek için önce İngilizce sınavını da geçmek gerektiğini unutmayalım. Zamanında sınavdan bir gün önce İngilizce sınavına girer, ertesi gün sınava girme hakkımız olup olmadığını öğrenmek için stres dolu şekilde saatlerce beklerdik.
Bu sınav, sadece çalışanların yapabileceği bir sınav. Nereden mezun olduğunuzdan çok neyi, ne kadar bildiğinizle ilgili bir durum. Uzmanlık alacağınız bölüm ya da hastane tamamen çalışmanıza bağlı, arada torpilin olmadığı ve liyakatin konuştuğu bir sınav.
Üniversitesi sınavı ile karşılaştırılmamalı
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şunları söylüyor: “Bu noktada reform niteliğinde bazı değişiklikler yapmak istiyoruz. Mart ayındaki sınavda da geçerli olmasına çalışıyoruz. Yıl sonuna kadar bunu netleştirmek istiyoruz. Özellikle uzmanlıkla ilgili bildiğiniz gibi 4. sınıftan itibaren tıp öğrencilerimiz dershaneye gider. 4, 5, 6’ncı sınıfta okulla pek ilişkisi olmaz demek istemiyorum ama genelde pratikte uygulama böyle. Soruların çekirdek müfredattan sorulması, dershanelerdeki küçük nüanslarla farklılığın oluşturulmasının önüne geçilmesi gerektiği kanaatindeyim. Dolayısıyla çekirdek müfredattan soruların sorulması, lise başarı puanı gibi okul başarı puanının mutlak ilave edilmesi, özellikle görev süresinde beşinci, altıncı bölgelerde çalışma durumuna göre, yaptığı hizmet esas alınarak bir hizmet puanının ilave edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani okulda verilen derslerden soruların sorulması, okulda bir şekilde ilginin daha yoğunlaşmasından bahsediyorum. Dershaneyi kapatmaktan bahsetmiyorum.”
Burada şunu eklemeden geçmeyelim. TUS ile üniversite sınavını karşılaştırmak hata olur. Burada bir müfredat yok, her üniversite kendi eğitimini kendisi belirliyor. Standart olmuyorsa, okulları da karşılaştıramazsınız. Okula ilgi de okul puanı ile olmaz, başka şekillerde de artırılabilir.
Branş seçimi çalışma koşullarına göre yapılıyor, TUS ile alakası yok
Nitelikli kliniklerin sayısının artırılması, üniversitelerle birlikte var olan kliniklerin daha da nitelikli hale getirilmesiyle birçok alanda yaygın bir eğitimin planlanması gerektiğini söyleyen Koca, şöyle devam ediyor: “Şu anda özellikle öğrenciler TUS’ta 4-5 branş dışında tercih etmiyor. O, 4-5 branşa giremediğini düşünen hekimler ise genellikle yurt dışını düşünüyor. Bizim köklü bir değişiklik yapmamız gerekiyor. Hem mali durumunu hem emeklilik durumunu hem çalışma durumunu hem de uzmanlık sınavını revize etmemiz gerekiyor. Bunu da önümüzdeki sınava mutlak yetiştirmemiz gerekiyor. Yani çocuklarımız gelecekten umutlu olmalılar, istediği branşa girebilme imkânının zor olmadığına inanıyor olmalılar. Bununla birlikte asistanlık eğitimiyle nitelikli klinik sayılarının artırılmasıyla birlikte 36 saat çalışmayı da zaten biz istemiyoruz, insani bulmuyoruz. 24 saat çalışmayı da insani bulmuyorum. Hedef bana göre 16 saate doğru inmeli. Bunun bugünden yapamayabiliriz ama iki, üç yıl sonra bunun yapılabilirliğini şimdiden planlamamız gerektiği kanaatindeyim.”
Branş seçimi, asistanlık sürecinin zorluğunun yanında hekimin sonraki hayatını daha az stresli bir ortamda olmak istemesiyle alakalı olduğu gözden kaçmamalı. Hiçbir hekim puanı düşük diye değil, rahat diye seçiyor. Zaten söz edilen bölümlerin puanlarını almak için de çok çalışmak ve Türkiye çapında derece yapmak gerekiyor.
Sınavın değişmesi durumuna birçok hekim sosyal medyadan tepki gösterdi:
Prof. Dr. Ener Çağrı Dinleyici: Fakülte puanlarım TUS’a eklense, zor kazanırdım zor…
Prof. Dr. Gülsan Sucak: TUS sınavında puanı en yüksek branş Dermatoloji. Herkes dermatolog, estetik cerrah olmak istiyor. Riski ve mümkünse zahmeti az, parası bol branşlar tercih ediliyor. Hekimler uzmanlıklarını bırakıp sülük, hacamat, “fonksiyonel tıbba yöneliyor.
Prof. Dr. Cem Baykal: Hacettepe’de ‘dönem 2’yi iki defa okumuş, not ortalaması B’yle mezun olmuş ama TUS’da ilk 200’e girmiş, sonra da ‘h-index 22’ olan bir hocaları olarak söylüyorum, bu planları gerçek olursa ülkenin devlet üniversitesindeki başarılı genç doktorları ziyan edilir.
Prof. Dr. Cihangir Akyol: Bari Tıpta Uzmanlık Sınavı’nı sulandırmayın. Sağlıkta düzeltilecek binlerce sorun varken bu mu şimdi önceliğiniz? Sayın Bakan Fahrettin Koca… TUS tüm tıp öğrencilerinin eşit olarak girdiği tek sınavdır. Eğer bir değişiklik yapacaksanız sınavı ücretsiz yapın.
Prof. Dr. Serdar Işık: TUS sınavı için planlananlar hakkında, derecelendirme sınavları her ne kadar sevimsiz olsa da bizim gibi ülkelerde adalet kelimesinin eş anlamıdır… Bu sınavlarla oynamak, gençlerimizin geleceği ile oynamaktır… Lütfen bunu yapmayın…
Uzmanlar yurt dışını tercih ediyor
Ülke çapında yaklaşık 500 Nöroloji uzmanının yanıtladığı “Nöroloji Uzmanlarının Çalışma Koşulları” anket sonuçlarını paylaşan Türk Nöroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Uzm. Dr. A. Onur Keskin, şu bilgileri veriyor: “Nöroloji uzmanlarının yüzde 67’si çalışma koşullarından memnuniyetsiz. Üçte ikisi nöbet sonrasında izin kullanmayıp 24 saat ve daha uzun süreler çalışıyorlar. Yarısından fazlası, kendilerini mesleki olarak geliştirmek ve güncel bilimsel bilgiye sahip olmak istediklerini ancak kurumlarında eğitim ve bilimsel faaliyetler için yeterince zaman ayrılmadığını dile getiriyor. Yüzde 56’sı sıklıkla depresif ve tükenmiş hissettiğini dile getiriyor. Ayrıca, yüzde 83,3’ünün işlerini bırakmayı ya da değiştirmeyi düşündüklerini ifade ederken, yüzde 48,8’i başka bir ülkede çalışmayı düşünüyor.”
Lütfen bu sınava dokunmayın. Herkes hakkıyla bir yerlere gelsin. TUS değişimi konusuna uzman hekimler olumsuz bakıyorlar. TUS’a girmekten vazgeçip, doğrudan yurt dışını tercih eden hekim sayıları artıyor. Asistan hekimlerin hakları düzeltilmeli. Çalışma koşulları daha olumlu hale getirilmeli. Liyakatsizliğin önüne geçip, emekle çalışanlar hakkettikleri yerlere gelmeli. TUS’ta okul puanı etki etmesi yerine üniversitelerdeki eğitimin kalitesini artırın. Liyakate dayalı eğitim verilmesini ve bilimsel araştırmaların yapılmasını teşvik edin. Ancak TUS’a dokunmayın.
Kaynak: