GE Healthcare Türkiye, İran ve Orta Asya Genel Müdürü Mustafa Yıldırım:
“Ülkemizdeki başarımızın arkasındaki en önemli itici güç; müşterilerimize yakın olmak ve takım ruhuyla çalışmaktır”
GE Healthcare Türkiye, İran ve Orta Asya Genel Müdürü Mustafa Yıldırım ile bir söyleşi gerçekleştirdik:
Göreve gelişinizden kısa bir süre sonra GE, faaliyet gösterdiği alanlarda üç bağımsız şirkete bölünme kararı aldı ve üzerinden yaklaşık 1 yıl geçti. Bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mustafa Yıldırım: Eylül 2021’de göreve geldikten sonra 9 Kasım tarihinde GE, yaptığı duyuru ile birbirinden bağımsız ve sektörlerinde öncü üç ayrı global şirket kuracağını ve yoluna bu şekilde devam edeceğini açıkladı. Bu yeni yapılanmaya göre, GE’nin yüzde 19,9’luk bir hisseyi elinde tutmayı planladığı “hassas tıp” merkezinde, daha odaklı halka açık bir şirket haline dönüşecek olan GE Healthcare’in 2023 yılı başında ayrılması tamamlanacak, ardından GE Renewable Energy, GE Power ve GE Digital tek bir çatı altında birleştirildikten sonra 2024’ün başlarında bu iş kolunun da ayrılması planlanmıştır. Bu işlemlerin ardından GE, GE Aerospace adı ile uçuşun geleceğini şekillendiren havacılık odaklı bir şirket haline gelecek. Alınan bu kararın, her bir bağımsız şirketin uzun vadeli büyüme planlarına odaklanması için çok büyük fırsatlar sunacağını düşünüyorum. Bu kararı; müşterilerin ihtiyaçlarını karşılayacak operasyonel bir odağa sahip olma, hesap verilebilirlik ve daha çevik olma, farklı stratejiler geliştirme, büyüme fırsatları için stratejik ve finansal esneklik, kendi alanında öncü katılımcılardan oluşan yönetim kurulları, iş ve sektör odaklı kariyer fırsatları, daha geniş, daha derin, yatırımcı tabanlarına hitap eden, farklı ve çekici yatırım profilleri yaratma gibi avantajları sayesinde müşteriler, yatırımcılar ve çalışanlar için değer yaratacak bir atılım olarak değerlendiriyorum.
GE Healthcare’in bağımsız bir şirket haline gelmesiyle neler değişecek? Türkiye’ye yansıması nasıl olacak?
Mustafa Yıldırım: Belirttiğim gibi şirket bölünmeleri sürecinde ilk ayrılan şirket GE Healthcare olacak. Geçen son bir yıl içerisinde GE Healthcare olarak çok ivme katedildi. 18 Temmuz 2022 tarihinde büyümekte olan sağlık, enerji ve havacılık sektörlerine odaklanan, küresel, yatırım yapılabilir üç şirketin gelecekteki marka isimleri açıklandı. GE Healthcare, GE’nin sağlık sektörünün adı olacak ve bu sayede GE’nin mirasından ve küresel markasından yararlanmaya devam edecek. 100 yılı aşkın bir geçmişe dayanan GE Healthcare adı ve Monogram, kalıcı bir güvenlik, kalite, güven ve yenilik rozeti olarak hizmet edecek. GE Healthcare’in yeni marka rengi olan “mor”, sıcaklığı daha çok yansıtmak ve daha çok farklılık elde etmek için “compassionate purple” olarak adlandırılıyor. Bu sayede hastaların ve sağlık hizmeti sunanların yaşamlarını iyileştirmeye olan bağlılığımızın altını çiziyoruz. Daha iyi bir sağlık hizmeti ve daha iyi bir sağlık arasındaki bağımlılığı ve her ikisini de desteklemek için verdiğimiz kritik önemi göstermek için ise GE Healthcare’deki “H” ve “C” harfleri büyük harf kullanılacak. Şirket, yılda dört milyondan fazla ürün kurulumu ve iki milyardan fazla hasta muayenesi ile hizmet ve hasta bakımında ön saflarda yer almaya devam edecek. GE Healthcare’in çok yakın bir zamanda açıklanan yeni yönetim kuruluna bakıldığında; her biri derin endüstri bilgisi, yönetim, finansal uzmanlık ve dijital inovasyon liderliği dahil olmak üzere şirketin hedeflerini destekleyici tecrübelere sahip. Bu sayede müşterilerimizin GE’den beklediği güvenilirlik, çözüm, kalite ve inovasyona ilişkin güçlü bir anlayışın yanı sıra ileriye dönük yolculuğumuz için yeni düşünceler getireceğini düşünüyorum. Türkiye’de ise; yeni markamız, yeni logomuz ile birlikte “sağlık hizmetlerinde sınırların ortadan kalktığı bir dünya yaratma” amacıyla faaliyetlerimize daha da odaklı bir şekilde devam edeceğiz.
Tolga Yorgancı (GE Healthcare, Türkiye ve Orta Asya Finans Direktörü): 2023 yılı Ocak ayının ilk haftası öngörülen ayrılmanın tamamlanmasının ardından GE Healthcare’in hisselerinin Nasdaq Global Select Market’te “GEHC” koduyla listelenmeye başlanması planlanıyor. İnovasyona öncülük eden sağlık şirketlerinin evi olarak tanınması nedeniyle Nasdaq’ta listelemeyi seçtik. İnsanlar, hastalar ve müşteriler için bir fark yaratırken, önümüzdeki büyüme fırsatlarından yararlanabilmemiz için uygun bir mecra olduğunu düşünüyorum.
Mustafa Yıldırım: Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyoruz. Günümüzde, her gün yüzbinlerce hastaya dokunan ileri dijital çözümlerimiz ve ürünlerimizle ülkedeki sağlık sektörünün gelişimini destekliyoruz. Sağlık sektörü, her şeyden önce hayati önem arz ediyor. Dijitalleşmeye yönelik gelişimlerin sağlıktaki yansımaları hayat kurtarıyor ve yaşam kalitesini artırıyor. Şu an hızla artan veri ile şekillenen bir dijital çağda yaşıyoruz. Veriyi elde eden, ileten, analiz edip sonuçlara varan, yapay zekâ gibi teknolojilerle sağlık uzmanlarının kararlarına ve tedavi süreçlerine katkıda bulunan sağlık cihazları, sektörümüzü geleceğe taşıyor. Yakın gelecekte, beş yıl içinde, dünya nüfusuna yaklaşık 1 milyar kişinin daha eklenmesi bekleniyor. Hızla artan nüfusa sağlık endüstrisinin etkin bir hizmet verebilmesi için dijitalleşmenin sağlık sektöründe yaygınlaşması ve bu alanda verimliliğin artması gerekiyor. Biz de GE Healthcare Türkiye olarak, yaklaşık 100’ü bölge rolünde olan 300’den fazla çalışanımızla faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Dünya çapında daha fazla erişime sahip, yüksek kaliteli ve düşük maliyetli sağlık hizmetine olan talebi karşılamak üzere yenilikçi sağlık teknolojileri ve hizmetler sağlamanın gururunu yaşıyoruz. 3.000’i aşkın sağlık kuruluşunda kurulu olan 60.000’den fazla medikal teknolojimizle hastalıkların teşhisini mümkün kılarak yüzbinlerce hastanın yaşamına dokunuyoruz.
GE Healthcare tarafından en son geliştirilen teknoloji ve çözümlerin dünyadaki ilk uygulamalarını ülkemizde gerçekleştirmek için çaba gösteriyoruz. Teknolojik sistem kurulumlarının ötesinde, dünya sağlık hizmetlerini yeniden şekillendiren projeleriyle Türkiye, GE Healthcare için çok özel ve değerli bir ülke. GE’nin özel olarak üretilmiş sağlık hizmeti çözümleri, kamu ve özel sağlık hizmetleri sağlayıcıları dahil, çeşitli müşteri segmentlerinin değişik ihtiyaçlarını hedef alır. Geniş ürün yelpazemizin hitap ettiği farklı klinik uzmanlık alanları olduğu gibi, her bir farklı klinik uzmanlık alanları için de Türkiye organizasyonumuzda farklı iş birimleri ve bu iş birimlerinde, gelişime ve öğrenmeye açık ekiplere liderlik eden çalışma arkadaşlarım bulunmaktadır. Şirket olarak ülkemizdeki başarımızın arkasındaki en önemli bir diğer itici güç de; müşterilerimize yakın olmak ve şirket içerisinde herkesin tek bir takım ruhuyla çalışmasıdır.
Umut Kanak (GE Healthcare, Türkiye ve Orta Asya Servis Satış Direktörü): Bence başarımızın ardındaki itici güç; Ekipman tedarik eden bir şirket olarak teknik servis hizmetinin de bunun ayrılmaz bir parçası olduğunu bilerek, ona uygun müşteri çözümleri sunabilmek ve müşterilerimize “uzun yıllar birlikteyiz” anlayışı ile yaklaşabilmemiz.
Özgür Kılıç (GE Healthcare, Türkiye ve Orta Asya PCS (Patient Care Solutions) Satış Direktörü): Başarımızın temelinde özellikle pandemi döneminde cansiperane bir şekilde görev yapan sağlık profesyonellerini anlayan, destekleyen, onlarla aynı dili konuşabilen, konusunda uzman, müşteri ilişkileri güçlü bir ekibimiz olduğunu düşünüyorum.
Ertug Kalafatoğlu (GE Healthcare, Türkiye ve Orta Asya ULS (Ultrason) Satış Direktörü): GE Healthcare’in Türkiye’deki başarısının arkasında birbirini iyi anlayan, ortak hedefe yönelik aynı doğrultuda hareket eden, esnek ve dinamik iş yapış modeliyle çalışan ekip arkadaşlarımızın oluşturduğu pozitif çalışma kültürü olduğuna inanıyorum.
GE Healthcare olarak son dönemde Türkiye’de hangi cihazları sağlık sektörünün hizmetine sundunuz?
Mustafa Yıldırım: Tüm sektörlerde yenilikçi gelişmiş teknolojileri sunmak GE olarak başlıca hedefimizdir. Hayatımızın birçok noktasında karşılaştığımız ve hayatımıza bütünüyle yerleşmiş olan teknolojilerin insan sağlığına olan pozitif etkileri her geçen gün artıyor. Teknolojik gelişmeler sayesinde insanların bilime ve bu alanda yapılan yeniliklerin başarısına olan inancı her geçen gün yükseliyor. GE Healthcare olarak hastalığın erken teşhisinin, insanın hayatını kurtarabileceğinden yola çıkarak çalışmalar yürütüyoruz, sağlığı koruyucu ve hatta yaşam süresini uzatıcı çözümler geliştirebilmek için yoğun mesai harcıyoruz. Yenilikçi sistemlerimizin bazılarından bahsetmek isterim.
Allia™ IGS 7
GE Healthcare olarak minimal invaziv, görüntü kılavuzlu cerrahi için yeni Allia platformunu piyasaya sunduk. Bu platform nihai hedefi kullanıcı deneyimini geliştirmek, iş akışı verimliliğini artırmak ve günlük pratikte gelişmiş girişimsel tedavilerin kullanımını artırmaktadır. Bu platform girişimsel kardiyoloji, radyoloji uzmanları ve vasküler cerrahlarla uzun yıllar alan bir iş birliği sonucunda tasarladı. Allia IGS 7, zemine veya tavana monte edilmeyen gantri tasarımı sayesinde işlem odasında tam esnekliğe sahip olup, geniş tünelli C-kol tasarımı sayesinde hastaya hiç dokunmadan her türlü girişimsel tedavilerin gerçekleştirilmesini sağlıyor. Allia Platformu, sektörün ilk yapay zekâ (AI) tabanlı anjio görüntü işleme zinciri olan AutoRight özellikli ve yapay zekâ tabanlı parankimografi için bir 3D görselleştirme yazılımı olan Liver Assist Virtual Parenchyma çözümünü kullanarak klinisyenlerin karaciğer embolizasyonu prosedürlerini daha güvenilir bir şekilde gerçekleştirmesi için enjeksiyonları dinamik olarak simüle etmesine yardımcı oluyor.
1.5 Tesla SIGNA™ Voyager Premier Edition
SIGNA™ Voyager Premier Edition, çok yüksek homojeniteye sahip yeni Magneti, yüksek performansa sahip 45mt gradient donanımı ve bütünüyle dijital TDI RF alt yapısı bizlere sunuyor. AIR™ teknolojilerini bünyesinde barındıran SIGNA™ Voyager Premier Edition, AIR Koiller ile hasta konforunu önceliklendirirken, yenilikçi tarama yöntemleri ve kolaylaştırılmış iş akışları sayesinde hem radyolog hekimlerin tanı kabiliyetleri arttıracak hem de radyoloji teknikerlerinin iş yükünü yükünü hafifletecek birçok özellik ile donatıldı. Günümüz yapay zekâ teknolojilerini bünyesinde barındıran SIGNA™ Voyager Premier Edition, bu alandaki yenilikçi uygulamalar için de bir platform olması nedeniyle rakiplerinden ayrışıyor. Gelişen klinik uygulama yöntemlerinden özellikle onkoloji ve tanısı zor koyulan hastalıkları görmeyi ve değerlendirmeyi kolaylaştırması bakımından oldukça başarılı. Özellikle yüksek çözünürlükte Difüzyon görüntüleme veya yüksek hızlara ulaşmayı gerektiren Kardiyak görüntüleme gibi alanlarda, SIGNA™ Voyager Premier Edition’ın farkını göstereceğine inanıyoruz. Ayrıca kemik görüntüme gibi konvansiyonel MR görüntüleme cihazlarının gerçekleştiremeyeceği işleri, yenilikçi uygulamaları sayesinde SIGNA™ Voyager Premier Edition ile mümkün kılacağız.
AIR™ Recon DL
Her gün kullandığımız cihazların gün geçtikçe artan sayıda yapay zekâ uygulamaları ile donatıldığı günümüzde, yüksek teknolojili tıbbi görüntüleme sistemlerinin bu kazanımlardan geri kalması elbette düşünülemez. Bu doğrultuda GE Healthcare olarak Manyetik Rezonans sistemlerinden beklentileri birkaç adım öteye taşıyoruz. Çok yüksek kaliteye sahip görüntüleri çok daha hızlı çekimler ile sağlayacak bu teknolojiye Yapay Zekâ, Derin Öğrenme teknolojisi adı veriliyor. Geçmişte daha iyi görüntü elde etmek amacıyla kullanılan filtre ve benzeri görüntü işleme yöntemlerinin görüntüde keskinliğinin azalmasına neden oldukları bilinmekteydi. AIR Recon DL, konvansiyonel görüntü üretme yöntemlerinin en zayıf kısmı olarak kabul edilen rekonstrüksiyon süreçlerini tamamen değiştirecek olan derin öğrenme yöntemini bu sürecin merkezine konumlandırıyor. Bu değişim ile, çok yüksek çözünürlüğe sahip görüntüleri, artefaktlardan arındırarak ve kullanıcının istediği ölçekte SNR iyileştirmesini mümkün kılacak şekilde elde etmesine imkân veriyor. AIR Recon DL ile, daha iyi tanı imkanları için gereken yüksek çözünürlüklü görüntüleri elde etmek artık çok daha hızlı. Geçmişte çok uzun tarama süreleri gerektiren süreçler daha da hızlanacak.
AIR™ Coils:
GE Healthcare olarak teknolojik gelişmelere her gün bir yenisini daha ekliyoruz. Bunlardan biri MR alanında hasta konforunu gözeten yeni bir MR Coil teknolojisi. GE, bu teknolojiyi kurgularken sadece cihazın mevcut sistemini geliştirmeyi değil geleceğe yön gösteren ileri teknolojisini ve en yeni uygulamalarını hasta konforunu artıracak ve kullanımı kolaylaştıracak şekilde MR teknolojisi ile birleştirdi. AIR Teknolojisi, insan vücuduna çok daha uyumlu olacak şekilde tasarlanmış bir koil çözümüdür. Bu teknoloji, geleneksel dedike koiller özelinde uzun süredir geçerli olan kısıtlamaları ortadan kaldırmak için geliştirildi. Bu dizaynın getirisi olarak her bir koil hafif ve esnek yapıdadır; bu sayede, üstün görüntü kalitesi için hastanın vücudunu bir battaniye gibi sarabilmektedir. AIR Teknolojisi, koil konumlandırmasını kolaylaştırmaya ve teknisyen verimliliği ile iş akışını geliştirmeye yönelik olarak tasarlanmıştır. Tüm vücut tiplerine ve bedenlerine uyan devrim niteliğindeki hafif ve esnek tasarımı, teknisyenlerin hastayı daha kolay konumlandırmasını sağlar ve hastaya yeni bir konfor düzeyi sunar. Hedef, %60 daha hafif ve %80 daha esnek tasarım olanağıyla koil konumlandırması ve kullanımında tamamen özgür olmaktır. AIR Teknolojisi ile çekilen görüntülerdeki sinyaller, geleneksel abdominal vücut koili ile elde edilen görüntülere kıyasla çok daha yüksek sinyal özelliklerine sahip olmaktadır. AIR Teknolojisi aynı zamanda daha hafif ve esnek olduğu için tüm vücut şekillerine uyum sağlıyor.
Revolution Maxima
Revolution Maxima, BT iş akışını optimize etmek için tasarlanmış yüksek performanslı bir tarayıcıdır. Yapay Zeka ile Otomatik hasta Pozisyonlama özelliğine sahip Revolution Maxima, yapay zekadan faydalanmanın iş akışını nasıl verimli hale getirebileceğine ve tüm BT deneyiminde nasıl dönüşüm sağlayabileceğine dair harika bir örnektir.” Tarayıcı, bir hasta pozisyonlama sistemi kullanılarak BT taraması yapılan hastaları tek bir tıklamayla otomatik olarak merkezleyebilir. Bu görevi gerçekleştirmek üzere tarayıcı hasta masasında uzanan bir bireyin gerçek zamanlı 3D görüntüsünü oluşturmak için derinlik algılayıcılı bir kamera kullanır. Otomatik Pozisyonlama, tarama aralığının merkezini belirlemek, gantrinin izomerkeziyle hizalamak ve son olarak hastayı otomatik olarak merkezlemek için bir derin öğrenme algoritması kullanır. Bu teknoloji, hasta pozisyonlamanın doğruluğunu ve verimliliğini artırmayı ve teknisyene hasta bakımının diğer yönlerine odaklanması için daha fazla zaman tanımayı amaçlamaktadır. BT iş akışının her açısını değerlendirdik ve ardından tüm BT deneyiminde dönüşüm sağlamak amacıyla yapay zeka gibi gelişmiş teknolojileri mümkün olduğunca kolaylaştırmak, verimli hale getirmek, otomatikleştirmek ve uygulamak için çalışmaya başladık. Sistem, tüm bu verimli çalışmaların doruk noktası olduğu için adı Revolution Maxima’dır. Sevkten rapora kadar BT iş akışının her adımını en üst düzeye çıkarmak için tasarlanmış güçlü, yüksek performanslı ve güvenilir bir BT sistemidir.
Ertuğ Kalafatoğlu: GE ultrason porföyü genel amaçlı radyoloji, ekokardiyografi, kadın doğum vb. birçok alanda müşterilerimizin ihtiyaçlarına çözümler getirecek en geniş ürün gamına sahiptir ve bu ürün gamının sürekli olarak geliştirilip yenilenmesi hedef alınmaktadır. Bu doğrultuda mevcut ürünlerimizin çıkan yeni versiyonlarıyla pazarda farklılığımızı ortaya koymaktayız.
VScan:
Son dönemde yeni gelişen bir US kullanım alanı da el tipi ultasoundlar dediğimiz alandır. Buradaki yenilenen ürünümüz Vscan Air’le müşterilerimize hizmet veriyoruz. Vscan Air ultra yüksek ultrasonografi teknolojisi sayesinde vücudun içerisindeki görsel bilgiye en hızlı şekilde ulaşmayı sağlar. Vscan Air’in çift probu, GE Healthcare’in diğer lider ultrason modelleriyle aynı piezoelektrik dönüştürücü teknolojisini kullanır ve probun her iki tarafı istenen görev özel olarak tasarlanmıştır. Bu özellikleriyle sadece temel tedavi hizmetlerinde çalışan doktorlara değil; kardiyoloji, acil, yoğun bakım ve kadın sağlığı gibi bugünün en yoğun sağlık hizmeti uygulama alanlarına da hizmet etmektedir.
Özgür Kılıç: PCS olarak sağlık kurumlarının özellikle ameliyathane ve yoğun bakım gibi kritik bakım alanlarında tedaviye yönelik cihazları sağlık profesyonellerinin kullanımına sunmaktayız.GE Healthcare olarak son teknoloji kullanılarak geliştirilen çözümleri dünya ile aynı anda Türkiye sağlık profesyonellerinin hizmetine sunuyoruz.
Giraffe Omnibed CS küvöz ve Bili Soft fototerapi cihazı
Bebeklerin dünyadaki ilk dakikaları en neşe dolu anlardır. Ancak bu ilk dakikalarını yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde ekstra tedaviye ihtiyaç duyarak geçirmeleri gerektiğinde, anne-baba için endişeli, sağlık personeli için ise yoğun ve zor anlar başlamış olmaktadır. Bu zor süreçte GE olarak sunduğumuz Giraffe Ailesi küvözlerimiz ve Bilisoft fototerapi cihazımız ile bebeklerin yoğun bakım süreçlerine “gelişimsel bakım” yaklaşımı ile tedavi fırsatı sağlamaktayız. Bu tedavi sürecinde cihazlarımızın sunduğu özellikler sayesinde yenidoğanın gelişim süreçlerine anne-babayı da dahil ederek onların endişelerini minimuma indirmek ve tedavi altındaki bebeğin olabildiğince hızlı iyileşmesine katkı sağlamak en temel amacımızdır.
Kişiselleştirilmiş Anestezi için Carestation 750 Anestezi İş istasyonu
Günümüzde anestezi uygulamaları hasta güvenliğini ön planda tutup, kişiye özgü uygulamalar gerektirirken, klinisyenler hem daha az gaz emisyonu hedefleyip çevreye pozitif katkı sağlamak hem de hastane maliyetlerinin düşürülmesini amaçlamaktadırlar. Carestation 750 anestezi cihazımız klinisyenleri bu hedef ve amaçları doğrultusunda gelişmiş klinik destek araçları ile desteklemekte ve kendilerini güvende hissetmelerini sağlamaktadır. Düşük akışlı anestezi için gelişmiş klinik araçlar ve akciğer koruyucu ventilasyon (LPV) stratejileri, anestezi uygulamasının hassas kontrolünü sağlar. Modüler ve ergonomik tasarımı ile iş akışlarını kolaylaştırmakta ve vaka yönetimini daha hızlı hale getirmektedir. Kolay, sezgisel arayüzü sayesinde birçok işleve rehberli veya doğrudan erişim sağlayarak, yoğun perioperatif ortamlarda stresi azaltmaya yardımcı olur.
Yapay zekâ hayatımızın her alanında olduğu gibi sağlıkta da devrim yaratıyor. GE Healthcare, tıbbi görüntülemede yapay zekâyı nasıl kullanıyor?
Mustafa Yıldırım: Yapay zekâ hayatımızın her alanında olduğu gibi sağlıkta da devrim yaratıyor. Dünya genelindeki sağlık hizmetleri de bu değişimden önemli derecede etkileniyor. Makine öğrenmesi ve yapay zekâ doktorlar, hastaneler ve sağlıkla bağlantılı tüm diğer alanları etkiliyor. Sağlık sistemleri, küresel nüfusun artması ve yaşlanması, hem maliyetlerin hem de kronik hastalık düzeylerinin artması, altyapının giderek karmaşık ve yetersiz hale gelmesiyle birlikte çok fazla baskıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu da bizi, sağlık hizmetlerini her açıdan köklü bir değişimle tasarlamaya zorluyor. Gelişmiş veri analizlerinin, genom biliminin ve Yapay Zekanın (AI) daha çok kullanılması, hasta sonuçlarında önemli atılımlar gerçekleştirme ve bakım süreci boyunca operasyonel verimlilikler sağlama potansiyeline sahip. Sağlık sistemleri veri oluşturma konusunda her zamankinden çok daha iyi durumda ancak verilerin çoğu kullanılmıyor. Artık doğru teknolojilerle bu verilerden yararlanabilme ve sağlık hizmetleri sektöründe yapay zekadan faydalanma becerisine sahibiz. Hastane ve hastanenin kapasitesini gösteren gerçek zamanlı verilere erişmek için yapay zekayı ve analizleri kullanan sağlık sistemleri olduğunu görüyoruz ve bu durum, sağlık sistemlerinin işleyişinin merkezinde daha da önemli bir hal alacak. Temelde hastane operasyonlarında elde edilen sonuçları ve verimliliği iyileştirmeye yönelik bir yapay zeka araç seti olan Komuta Merkezi teknolojimiz, dünya çapında 200’den fazla hastane tarafından kullanılıyor. Ayrıca yapay zeka, doğrudan tıbbi cihazlara yerleşik olarak geliştiriliyor. Örneğin kritik bakım paketi, pnömotoraksa öncelik atamak için mobil X-ışını cihazlarına entegre ilk FDA onaylı yapay zeka algoritmasıdır. COVID-19 kaynaklı pnömoni ve tüberküloz da dahil olmak üzere akciğer röntgeni anormalliklerini tespit etmeye yardımcı olan bir yapay zeka uygulamaları paketi olan Torasik Bakım Paketi gibi yapay zeka uygulamaları da mevcuttur. Bu bağlamda olasılıklar sınırsızdır: Müşterilerimiz, yenilikçi teknolojileri kullanarak cihazlarını daha verimli hale getirmek ve hastalarla etkileşim kuracak araçlar oluşturmaya yardımcı olmak için birlikte çalışmayı da istiyor. Bununla birlikte teknolojinin basit olması gerekiyor çünkü klinisyenler bu teknolojinin sezgisel, mevcut iş akışlarına entegre edilmiş ve kullanımı kolay olmasına ihtiyaç duyuyor.
Covid-19 salgınıyla birlikte sağlık sektöründeki teknolojik gelişmeler büyük bir ivme kazandı. Dünya çapında daha fazla hayat kurtarmak ya da hastalığa erken müdahale edebilmek için geliştirilen cihazlarla birlikte farklı alanlarda kullanılmak üzere yepyeni teknolojiler geliştirildi. Robotik cerrahi, bulut sistemleri, yapay zeka, giyilebilir teknolojiler, sensör teknolojileri, gibi yenilikler, tanı ve tedavi sürecinde daha fazla karşımıza çıkıyor ve her geçen gün gelişmeye devam ediyor. Özellikle tıbbi görüntülemedeki gelişmeler, hastalıklar ve bu hastalıkların tedavileri hakkında edindiğimiz bilgileri sürekli artırırken, elde edilen veri miktarında da artış sağlıyor. Her hastanın, kişiselleştirilmiş tıbbın getirilerinden faydalanabilmesi için bu verileri hızlı bir şekilde toplamak, standart ve anlamlı hale getirmek üzere yeni yapay zekâ tabanlı araçlara ihtiyaç duyuluyor; fakat tıbbi görüntülemede yapay zekâ uygulamalarının geliştirilmesi için çok miktarda yüksek kalitede açıklamalı verilere, gelişmiş tasarım görsel özelliklerine ve geliştirme ile edilen bilgileri izleme becerisine sahip olmak gerekiyor ve bu oldukça zor bir süreç…
Pınar Gölcük (GE Healthcare, Türkiye, Orta Asya & Pakistan Pazarlama Direktörü): GE Healthcare olarak yapay zeka uygulamalarının test edilmesi ve yaygınlaşması için çeşitli işbirlikleri yapmayı çok değerli görüyoruz. Yakın bir geçmişte Türkiye’de 30 yıldır sağlık sektörünün öncü markalarından biri olarak hizmet veren Bayındır Sağlık Grubu ile göğüs röntgeni ve mamografi alanında yapay zekaya dayalı üç uygulamayı test etmek için anlaşma imzaladık. Bu kapsamda, yapay zeka tabanlı olan ve olmayan klinik uygulamaları klinik iş akışlarına sorunsuz bir şekilde dağıtıp entegre etmek için geliştirilen bir çözüm olan GE Healthcare’in Edison Open AI Orchestrator yazılımı değerlendiriliyor. Yakın bir gelecekte de çözüme ait çıktıları ve ilgili tüm paydaşların elde ettiği faydaları bir vaka çalışmasıyla paylaşıyor olacağız.
Mustafa Yıldırım: Öte yandan Türkiye yapay zeka uygulamaları geliştirmek için de son derece uygun bir pazar. Bunun nedenlerinden biri çok miktarda verinin bulunmasıdır. Bir diğer sebep Türkiye’de dünya genelindeki saygın klinik topluluklarının önemli üyeleri olan ve klinik bakımın geleceğini şekillendirecek bilimsel projelerde çalışan iyi hekimlerin çalışıyor olmasıdır. Ayrıca Türkiye’de teknoparklar sürece ivme kazandıran ortaklar, STK’lar gibi inovasyon ve girişimcilik kuruluşlarının çatısı altında toplanan birimler ve kurumsal yatırımcılar, devlet tarafından desteklenen çok sayıda veri bilimci, metamatikçi, girişimci ve sağlık teknolojisi şirketi bulunmasını gösterebiliriz. Önümüzdeki dönemlerde de yapay zeka tabanlı yenilikçi çözümler geliştirmek adına işbirliklerimizi artırmayı hedefliyoruz.
GE Healthcare’in gelecek vizyonu olan “Hassas Tıp” çalışmalarından da bahseder misiniz?
Mustafa Yıldırım: Gelecek için vizyonumuz olan Hassas Tıp ile daha iyi, daha hedefe yönelik, daha kişiselleştirilmiş hasta bakımı sağlayacak istatistikler elde etmek üzere tüm portföyümüzdeki verilerle Yapay Zeka ve Katmanlı Üretim gibi en son teknolojileri kullanıyoruz. Doğru ve geniş ölçekli Hassas Tıp, sağlık hizmetlerinin “daha iyi kalite, daha düşük maliyet ve milyonlarca kişiye erişimi” kapsayan üç adımlı amacına hizmet ediyor. Hassas Tanılar, Hassas Tedaviler ve Hassas İzleme olmak üzere 3 alanda dünya genelindeki sağlayıcılar, yenilikçi tedaviler sunan şirketler ve finansman sağlayan kurumlar ile devletlerin lider çözüm ortağı olmayı hedefliyoruz. Covid dönemi ve postcovid sürecinin de vizyonumuzun doğruluğunu kanıtladığını düşünüyorum. Vizyonumuzu gerçekleştirmek için Müşterilerimiz, çalışanlarımız ve içinde yaşadığımız topluma da katkı sunmaya devam edeceğiz. GE Healthcare, Hassas Tıp ekosisteminin merkezinde, bahsettiğim paydaşlarını dikkate alan önde gelen tıbbi sistem ve tanı koyma teknolojisi geliştiricisidir. Doğru noktada, doğru hastaya sağlanan doğru çıktılar için Edison Platformu kullanılarak geliştirilen uygulamalar ve akıllı cihazlardan oluşan GE Healthcare çözümü sunuyoruz. Bunlardan birkaçını paylaşacak olursak;
FDA onaylı ilk yapay zekâ tabanlı röntgen cihazı: “Optima XR240amx”
Sönmüş bir akciğer söz konusuysa dakikalar hatta saniyeler çok önemlidir. Hastayı tararken harcanan her dakika, tıbbi görüntüyü işlerken geçen her an, bir görüntü incelenene kadar geçen her saat önemlidir ve sürecin mümkün olduğunca hızlı geçmesi hayati önem taşır. Yıllardır sektör, yapay zekânın bu gecikmeleri ortadan kaldıracağını ve akciğer sönmesi teşhisi gibi tıbbi süreçleri hızlandıracağını vaat ediyor. Artık sağlık endüstrisinde de iyiden iyiye yapay zekânın bu vaat ettikleri hayata geçiriliyor. GE Healthcare, yüz yıldan uzun süre önce icat edilen tıbbi görüntülemeyle, yani X-ışınıyla birlikte yapay zekâyı da aynı alanda uygulayacak. Özellikle pnömotoraks vakalarında, gecen her bir dakika hasta için hayati önem taşıdığından, GE Mobil Röntgen ile çekilen akciğer görüntüsünde kritik bir bulgu olması durumunda, yapay zeka algoritması ile otomatik olarak tespit edilerek, hemen Radyologa PACS üzerinden bir uyarı ile ilgili hastayı raporlamada önceliklendirmesi konusunda bilgi gönderilir. Aynı zamanda, işlemi yapan teknisyen de hastada kritik bir bulgu olabileceğine dair, cihazdaki görüntü üzerindeki bir bildirim ile, daha henüz hastanın başındayken uyarılır. Ayrıca, yapay zeka algoritmasının, Mobil Röntgen cihazı üzerinde çalışması, herhangi bir ilave altyapı ve güvenlik yatırımı gereksinimini ortadan kaldırdığı gibi, bulut ortamına erişim gerekmediğinden, hızlı bir şekilde ve az maliyet ile sonuç alınmasını sağlamaktadır.
MR AIRx™
Kullanıcı verimliliğini ve tutarlılığını geliştirmek için tasarlanan bu sistem 36.000 görüntü içeren bir veri tabanından oluşturulan derin öğrenme algoritmasıyla desteklenir. Anatomik noktaları hızlıca tanımlar aynı zamanda yeniden yapılan taramaları ve iş akışı verimsizliklerini azaltır.
Command Center
Büyük Veri (Big Data) önem kazanıyor. Sağlıkta Dijitalleşme, Sanal Gerçeklik, Dijital İkizler, büyük veri, artık her alanda olduğu gibi Sağlığında olmazsa olmazlarından. Bunların yanı sıra bu gelişmeler neticesinde artık Sağlıkta farklı meslekler ortaya çıkacak. Bilgisayar uzmanı doktorlar, teknisyen hemşireler, hukukçu doktorlar geleceğin dünyasında sıkça göreceğimiz meslekler olacak. Hastanelerde artan veri, kullanılan teknolojilerin çokluğu ve karmaşıklığı hastanelerin yönetimleri için veri analizine dayalı yaklaşımları zorunlu hale getiriyor. GE Healthcare hastane kumanda merkezlerini hayata geçiriyor, örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde Johns Hopkins’de, Tampa Hospital’da, Kanada Toronto’da Humber River Hastanesinde GE’nin geliştirdiği dijital kumanda merkezleri kullanılıyor. Yapay zeka doktorların daha hızlı ve doğru karar vermesi için kullanılacak. GE Healthcare ve California Üniversitesi, yapay zeka ve makine öğreniminin doktorların daha hızlı ve daha akıllı klinik kararlar vermesini nasıl sağlayabileceği üzerine bir çalışma yapmaktadır. Binlerce akciğer grafisini kullanarak geliştirilecek YZ algoritmaları GE Health Cloud ve akıllı GE Healthcare görüntüleme cihazlarında kullanılabilecek X ışını hacimlerini analiz etme yeteneğine sahip olacak. GE gelişmiş analizler sayesinde hekimlerin daha hızlı karar vermelerini ve hastalar için kişiselleştirilmiş tedaviler uygulayabilmelerini sağlayan ilk sektör yazılımını geliştirmeyi planlıyor. Tüm bunların yanı sıra, mikrosensörler, nanosensörler, giyilebilir teknolojiler, mobil uygulamalar, hologramlar, robotlar gelecekte sağlığın bir parçası olacaklar, olmaya başladılar bile.
VENUE ™
Ultrason sistemleri, doktorların hastalarına teşhis koymalarında ve klinik sonuçları iyileştirmelerinde kullanabilecekleri gerçek zamanlı bilgiye hızlıca erişmelerine yardımcı oluyor. Bu nedenledir ki, sistemler hayati öneme sahip dakikalarda doktorların ihtiyaç duydukları bilgiye hızlıca erişmelerine olanak sağlayan son derece kapsamlı özellikler barındırıyor. GE Healthcare ultrason ailesi bu alanda kullanılan en yeni bireyi olan GE VENUE, son derece gelişmiş ve teknolojik anlamda çığır açan özelliklere sahip. VENUE, dünyada önde gelen ölüm nedenlerinden biri olan ve toplam sağlık hizmeti harcamalarının yaklaşık yüzde 20’sini oluşturan, şok durumundaki hastaların teşhisinde doktorlara yardımcı olmak için özel olarak tasarlanmış entegre yapay zekâ algoritmalarıyla birlikte geliyor. VENUE, şok durumundaki hastaların doğru şekilde değerlendirilmesi için gereken zahmetli hesaplamaların bazılarını otomatikleştiriyor. Yalnızca müdahale sırasındaki hasta durumunu takip etmekle kalmıyor; aynı zamanda belirli bir müdahale sonrasındaki sürecin de kontrolünü mümkün kılıyor. Yapay zekâ VENUE ile acil servislere giriyor ve kritik anlarda doktorlara ek zaman kazandırıyor. Kalbin 4 odacığı ve aortu aynı anda görüntüleyerek 5 odacıklı bir görüntü oluşturan VENUE, kardiyak verileri otomatik ve gerçek zamanlı hesaplayıp göstererek, karar verme mekanizmasındaki hata oranını azaltıyor ve kullanıcı bağımsız olarak hızı artırıyor. Ultrasonla sağlanabilen bu uygulamaların hepsi, VENUE’de ileri düzey kullanım kolaylığı ile doktorların hizmetine sunuluyor. Ayrıca, dokunmatik ekranı ve servis kolaylıkları ile VENUE yoğun bakımlarda doktorlarımıza teşhiste yardımcı oluyor.
Satış sonrası garanti ve bakım hizmetleriniz ile ilgili neler söylersiniz? Dijital servis çözümlerinizi de anlatır mısınız?
Umut Kanak: Geçmişte tıbbi görüntüleme ekipmanlarının onarımı ve servisi, sistemleri bozulduğunda onarmak ve planlı bakım sağlayarak çalışma süresini arttırmakla ilgiliydi. Bu durum, kamu ve özel sağlık hizmeti sağlayıcılarının sermaye ve işletme maliyetlerini daha iyi yönetmeye çalışırken aynı zamanda daha fazla erişim ve daha yüksek düzeyde hasta bakımı sunma arayışında olduğu bir ortamda değişime uğradı. Müşteriler, yaptıkları yatırımın getirisini artırmanın yollarını arıyorlar. Hasta deneyimini iyileştirirken ekipmanlarından daha fazla verim elde etmek ve en son tıbbi teknolojilerin sağladığı artan gelir fırsatlarından yararlanmak istiyorlar.
Yıllar geçtikçe, sağlık hizmeti sağlayıcıları sahip oldukları tıbbi varlıkların ve sundukları tedavi seçeneklerinin sayısında artış olduğunu gözlemlemiş ve bu da sistemlerini yönetmeyi ve optimize etmeyi daha da zorlaştırmıştır. Sıklıkla sistem çalışma süresinin %100’e yakın olmasına rağmen, kullanımın çok daha düşük olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla hastaneler ekipmanlarını en verimli şekilde kullanamıyor. Varlık kullanımındaki eksiklikler, esas olarak müşterilerimizin çoğunun bilgiye dayalı kararlar vermek için ihtiyaç duydukları bilgilere sahip olmamasından veya bunları kullanmamasından kaynaklanıyor.
GE Healthcare’de bu sorunun üstesinden gelmek için, her GE Healthcare görüntüleme sisteminden birden fazla veri noktası sağlayan güvenli bir çevrimiçi araç olan iCenter tarafından toplanan verilerden yararlanıyoruz. Her gün kaç hasta tarandığı, hangi tür taramaların gerçekleştirildiği, her bir taramanın ne kadar sürdüğü ve benzeri daha pek çok veri tek bir tesisteki, birden fazla tesis genelindeki veya global bir veri tabanındaki benzer tıbbi ekipmanlarla kıyaslanabiliyor. Sağlanan bu veriler ile müşterilerimiz personel üretkenliğini nasıl artırabileceklerini, süreç yönetimini nasıl iyileştirebileceklerini veya hasta akışını nasıl optimize edebileceklerini belirleyebiliyorlar. Özellikle inceleme süresi veya kaç kez yeniden tarama yapıldığı gibi verileri karşılaştırarak, müşterilerimize değerlendirme ve iyileştirme için spesifik alanları belirlemelerinde yardımcı oluyoruz. Yaşamın diğer birçok alanında olduğu gibi, pandeminin sağlık alanında da dijital ve uzaktan çözümlere geçişi tetiklediğini söyleyebiliriz. Covid-19 krizi boyunca GE Healthcare müşterileri, servis sorunlarının yaklaşık üçte birinin uzaktan çözülmesine olanak tanıyan uzaktan bakım ve onarım çözümlerimizden yararlandı ve yararlanmaya devam ediyor. Dijitalleşme sayesinde ekipmanlardan elde edilen veriler yalnızca müşteri kullanımlarını iyileştirmekle kalmayıp aynı zamanda GE Healthcare’in tahmine dayalı ve proaktif hizmetlerinin de gelişmesine destek oluyor.
Örneğin OnWatch; GE Healthcare Servis mühendislerini bir sistemin gelecekteki onarım veya parça değişimi ihtiyacı konusunda proaktif olarak uyarıyor. Bunun sonucunda, yapılacak servis işlemi tesis için uygun bir zamanda planlanabiliyor. Arızaların OnWatch teknolojisi yardımıyla öngörülebilmesi, birçok arızanın daha gerçekleşmeden önlenebilmesini sağlıyor. Mühendislerimizin uzaktan müdahale gerektiğinde saha müdahalesini en uygun zamanda gerçekleştirmesini sağlıyor.
Bununla beraber, GE Healthcare TubeWatch çözümü; gerçek dünyada yaşanan durumları simüle etmek için bir CT sisteminden ve bileşenlerinden toplanan verileri konsolide ederek gelecekte neler olabileceğine dair bilgileri müşterilerimize sağlar ve tahmini tüp arıza tarihini yüksek doğrulukla tahmin etmeye yardımcı olarak müşterilerimizin planlı arıza süresi ile CT tüpünü proaktif olarak değiştirme kararı vermelerine yardımcı olur. Bu sayede planlanmamış arıza süresinin önüne geçerek hastaların çekimleri ve tedavilerinin kesintisiz devam etmesini sağlıyoruz.
Diğer bir digital çözümümüz olan Digital Expert sayesinde müşterilerimizin özellikle Covid-19 döneminde almakta zorlandıkları aplikasyon eğitimi sorununa bir çözüm sunuyoruz. Radyoloji teknikerlerinin aktif olarak eğitim almalarının öneminin farkındayız, ancak aplikasyon eğitimleri normal şartlarda ilk olarak cihaz kurulumuyla, daha sonra da ihtiyaç halinde uzmanlarımızın uygunluğuna göre gerçekleştirilir. Covid-19 sürecinde seyahat kısıtlamaları da göz önünde bulundurulduğunda doğru eğitimi doğru zamanda almak bir hayli zorlaşmıştır. Digital Expert ile müşterilerimize en uygun zamanda birebir ve anlık ihtiyaca yönelik eğitimler sunabiliyoruz. Özellikle ileri düzey taramalar için anlık yardım alabilme fırsatı, müşterilerimizin hastalarına her zaman en üst seviyede servis sağlayabilmesine olanak sağlıyor. Sonuç olarak artık tıbbi görüntüleme ekipmanlarına yönelik servis sektörü, bozulanı onar modelinden sistem çalışma süresini en üst düzeye çıkaran ve ekipman kullanımını optimize etmeye odaklanan, müşterilerin klinik ve finansal sonuçlarını iyileştiren bir modele dönüşüyor.